"unu" - Translation from Turkish to Arabic

    • الطحين
        
    • دقيق
        
    • الدقيق
        
    • طحين
        
    • غربله
        
    • إحتفال لك
        
    Un ve su kullanabilirsiniz veya mısır unu ve su kullanabilirsiniz. TED يمكنكم استخدام الطحين والماء .. او نشا الذرة والماء
    unu ve yumurtaları getir, biraz hamur açacağız, tamam mı? Open Subtitles عليك إحضار الطحين, بيض صغير سنلفّ بعض العجين, اتفقنا؟
    Ve Gary, çocuklar istediği kadar alabilir çünkü muhteviyatında yulaf unu ve keten tohumu var, ayrıca elma püresiyle tatlandırılmışlar. Open Subtitles غاري ، بإمكان الأولاد تناول قدر مايريدان منها لأنها مصنوعة من دقيق الشوفان وبذور الكتّان ومحلاة بصلصة التفاح
    - Sana mısır unu getiririz. - Tabii getiririz. Open Subtitles ـ سنجلب لكِ المزيد من دقيق الذرة ـ بالتأكيد سنفعل ذلك
    Eğer seni mutlu edecekse unu eleyebilirsin. Open Subtitles نعم ، بإمكانك أن تنخل الدقيق .. ياحبيبي إذا كان ذلك سيجعلك سعيداً
    Bu sadece annemin beyaz un yerine mısır unu kullanması gibi birşey. Open Subtitles إنها كما لو أنّ أمي أعدّت مرق اللحم من النشاء . عوضًا عن الدقيق ، المقادير تتغير
    Örneğin pirinç unu ve şeker yeniden toplanan bir aile gibi birbirlerine tutunurlar. Open Subtitles علي سبيل المثال ، طحين الأزر والسكر يبقون معا كالعائلة عند اعادة لم الشمل
    En büyük endişesi birinin unu her tarafa saçmasıydı... Open Subtitles وكان همه الأكبر أن يطير جميع الطحين على وجهه
    Sadece un yapmak için avlarız. Çitlik balıklarını beslemek için yaptığımız balık unu için. Open Subtitles لكننا لا نأكل هذه السمكة، لستخرج منها الطحين
    Fakat senin de sütü, unu ya da sen gittikten sonra eline geçecek bir şeyi zehirlediğini söyleyeceklerdir. Open Subtitles لكنهم سيقولون أنك سمّمت الحليب أو الطحين أو شيئاً يُصيبها بعد أن تكون قد ذهبت
    Yeni yılda, her aybaşında iki çuval unu Schwarzkolm'daki köylüler için saklayacaksın. Open Subtitles في السنة الجديدة في بداية كل شهر سوف تخفي كيسين من الطحين "من آجل مزارعين "شوارزكوم
    unu kaldırıyordum, o kadar. Open Subtitles حسـنا وقع كيس الطحين مني وأنا أعمل
    unu nereye koymuştum ben? Open Subtitles الآن ، من أين أضع هذا الطحين ؟
    En eski kayıtlar bize tohumların çekildiğini ve mısır unu ile acı biber karıştırılarak bir içecek yapıldığını anlatıyor, yani bir bardak rahatlatıcı sıcak kakao yerine acı, canlandırıcı ve köpüklü bir karışım. TED تروي لنا السجلات القديمة أن الحبوب كانت تُطحن وتُمزَج مع دقيق الذرة والفلفل الحار لصنع الشراب ليس كوبًا من الشوكولاتة الساخنة للاسترخاء، ولكن مزيجًا مرًا منشطًا مكسوًا بالرغوة.
    D, bakkala gidip, mısır unu alır mısın? Open Subtitles دي ، أذهب الى المتجر وشتر دقيق الذرة.
    Evet, havuçlu kek istiyorum, ...ama söyler misin, yulaf unu ve keten tohumundan mı yapıldı? Open Subtitles نعم ، أريد فطيرة مافن الجزر و ... أخبريني ، هل هذه مصنوعة من دقيق الشوفان وبذور الكتان ؟
    Galeta unu, besi dokuya zarar verir. Open Subtitles الدقيق الأبيض يستهلك الطبقة الوسطى للرحم
    İşin sırrı unu iyi elemekten geçiyor. Open Subtitles ترى، السر الحقيقي وغربلة الدقيق مجرد حق.
    Kardeşlik her zaman en iyi unu kullanır. Open Subtitles الرابطة تستخدم فقط أجود أنواع الدقيق
    Bir çok kutlamada çavdar unu kullanıyoruz. Open Subtitles . نحن نستخدم طحين الجاودار في عدة مناسبات
    Hiç ekmek yiyemiyorum, pirinç unu gibi. Open Subtitles أنا لا يمكن أن يكون أي الخبز إلا إذا كان، مثل، طحين الأرز.
    Geçen hafta bir saniyeliğine yanından uzaklaştım ve yeğenim bir torba unu mutfak zeminine döküverdi. Open Subtitles وفي الأسبوع الماضي ، إلتفتُّ لمدة ثانية واحدة و قام إبن أختي و بعثر كيس كامل به طحين على أرضيّة المطبخ
    Oh, evet,unu ele. Open Subtitles أوه ، أجل غربله
    İlk 4 Temmuz'unu hatırlıyor musun? Open Subtitles أتذكر أول إحتفال لك بيوم 4 يوليو؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more