"utançla" - Translation from Turkish to Arabic

    • العار
        
    • بالعار
        
    • خزي
        
    • خجلا
        
    • لن ينسي
        
    • الخزى
        
    • بسبب الفضيحة
        
    Bababm bu utançla yaşadı, ve de annem, tabiki. Open Subtitles لكن أبي لم يَستطيعُ أَنْ يَتْركَ نفسه و أمّي أن يعيشا مع هذا العار
    Başını utançla öne eğmelisin. Open Subtitles يجب شنقك من رأسك بهذا العار هي من دون شك
    Ancak, bir casusu elinizden kaçırırsanız ömrünüzün sonuna kadar bu utançla yaşarsınız. Open Subtitles ولكن إن أفلت منكم أحدا منهم ستجلبون العار الأبدي لحياتكم
    7 Aralık 1941 tarihi utançla anılacak. Open Subtitles بالأمس,السابعمن ديسمبر1941 اليوم الذي سنعيش فيه بالعار
    Bildiğiniz üzere, bütün hayatım hayatımın içine etmenin verdiği utançla yaşamak zorunda kalarak geçti. Open Subtitles معظم حياتي قضيتها مجبراً بالعيش في خزي لأنني فاشل
    -"İnsan tek hayvandır... -"utançla kızaran Open Subtitles الإنسان هو الحيوان الوحيد الذي يحمر خجلا
    Eğer babam menopoz olduğumu duysaydı, bu utançla yaşayamazdı. Open Subtitles إذا سمع أبي أنني بسن اليأس لن ينسي هذا أبداً
    Bilmiyorum. Ama utançla baş edebiliriz. Open Subtitles انا لا اعرف ولكننا يمكننا ان نجابه الخزى ,اما الموت فمسأله اعمق
    Samoalı kültürde, ölü olmak utançla yaşamaktan daha iyidir. Open Subtitles في ساموا الثقافة ، ليعيش في العار هو أشد من القتلى.
    Yanlışın intikamı alınmadığında cennetler bize utançla bakar. Open Subtitles وعندما لا يٌحاسب المخطئ ستجلب السماء لنا العار دوماً
    Bu hikayeleri düşündüğümde bir nehir dolusu utançla gözlerimden çıkan gözyaşlarının eksik kaldığını nasıl da fark etmemiştim. Open Subtitles عندما أفكر حول تلك القصص وكيف لم أكن أدرك ما كان في عداد المفقودين منهم ولا حتى الدموع، الأنهار العار
    Ama kendini utançla yiyip bitirdiğine inanıyorum, kendisini sorumlu hissettiği .trajik bir olayı tetiklediğini düşünerek. Open Subtitles لكنها غارقة في العار أعتقد ,أنه سببه حدث مأساوي تشعر أنها مسؤولة عنه.
    Kraliçeler ve metresler ve bakireler önünde yüzlerini utançla saklarlar çünkü tüm güzelliklerin anası sensin. Open Subtitles الملكات والزوجات والعذراوات يخفون وجوههم من العار أمامكِ لإنكِ أم كل الجمال
    Ayda kaçışını düşünürken hayatta kalan diğer tüm Yezidiler gibi, bir ikilemle karşı karşıya kaldı: Kendisini esir alan kişilerin istismarı yüzünden acı çekmeye devam mı etmeliydi yoksa evine dönüp utançla ve reddedilmeyle ve muhtemelen töre cinayetiyle karşı karşıya kalması daha mı iyi olurdu? TED كما اعتبرت هروبها، عايدة، مثل جميع الناجيات اليزيديات، يواجهن معضلة: هل تستمر في المعاناة من سوء معاملة خاطفيها، أو سيكون من الأفضل العودة إلى الوطن، حيث ستواجه العار والرفض وربما القتل بدافع الشرف؟
    Hayatımın geri kalanında bu utançla yaşamam gerekecek. Bak. Open Subtitles عليّ التعايش مع هذا العار لبقية حياتي
    Kalpleri taş olmamışsa bunların... utançla dolacaklardır. Open Subtitles أتمنى أن يشعروا بالعار بدلاً من الضحك هذا الكلام ليس للسخرية بأيدي متشابكة وأعين دامعة...
    Adının sonsuza kadar utançla anılacağını biliyorsun, değil mi? Open Subtitles تعرف ان أسمك احيط بالعار الى الأبد
    Çocukların sana utançla baktığında, gözlerindeki iğrenme duygusunu görmeni istiyorum. Open Subtitles أريدُك أن تشعر بالإشمئزاز في عيون أطفالك عندما ينظرون إليك في خزي
    Roma'ya bu utançla geri dönemeyiz. Open Subtitles لا يمكننا أن نعود إلى (روما) في حالة خزي.
    - utançla durdu şeytan,... ve iyiliğin ne kadar kötü olduğunu hissetti.." Open Subtitles ووقف الشيطان خجلا وشعر كيف هذا شنيع
    Gel buraya! "utançla durdu şeytan." Open Subtitles تعال هنا وقف الشيطان خجلا
    Eğer babam menopoz olduğumu duysaydı, bu utançla yaşayamazdı. Open Subtitles إذا سمع أبي أنني بسن اليأس لن ينسي هذا أبداً
    Şimdi, tahmin ediyorum ki, hayatının geri kalanını bu tür bir utançla yaşayarak geçirmektense, istifa etmeyi yeğlersin. Open Subtitles ...سأفترض الآن أنك تفضّل الإستقالة على أن تقضى بقية حياتك وأنت تعيش بهذا الخزى
    Biliyor musun, eğer utançla istifa etmeseydim özel sektörü hiç inceleyememiş olacaktım. Open Subtitles أتعلمين ، لو لم أستقيل بسبب الفضيحة عندها لم تتسنى لي الفرصة بأن أكتشف القطاعات الخاصة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more