Acele etmiyordu çünkü utanıyordu. | Open Subtitles | كان مستعجلاً لأنه كان يشعر بالخجل |
Taşları yatağının altında saklıyordu çünkü Levi utanıyordu. | Open Subtitles | لقد أبقاها مُخبأه تحت سريرة لإن (ليفاي)كان يشعر بالخجل |
Evde boş boş oturmaktan utanıyordu bu yüzden ben de onunla birlikte oynadım. | Open Subtitles | كان يشعر بالخزي من الجلوس في المنزل لذا قُمت بمجاراته في الأمر |
Belki utanıyordu. | Open Subtitles | ربما كان يشعر بالخزي |
utanıyordu. | Open Subtitles | لقد كان محرجاً بشأن ذلك |
Noah'ın gerçekten cihazı yapmadığına karar verdim. Yapamadı ve başarısızlıklarından utanıyordu. | Open Subtitles | كما ترون، رأيتُ بأنّ (نوا) لم يصنع الجهاز فعلياً وأنه عجز عن صنعه، لذا كان محرجاً بسبب فشله |
Marley'in bir polisle çıktığı için biraz utanıyordu, bilirsiniz. | Open Subtitles | أظن بأنّ (مارلي) كانت محرجة لمواعدتها شرطي، أتفهمان؟ |
Zoe utanıyordu. | Open Subtitles | (زوي) كانت محرجة |
utanıyordu, tamam mı? | Open Subtitles | -لقد كان محرجاً ، حسناً ؟ |