"uydurduğum" - Translation from Turkish to Arabic

• اختلقته
• اخترعته
• اخترعتها
• اختلقتها
• إخترعته

Bunların, ilgi odağı olmak için benim uydurduğum bir şey olduğunu düşündü.
يعتقد أنه شيء اختلقته حتى اسبب المشاكل وحسب وأن أكون محط الاهتمام

Bunca zamandır bunu biliyordun... ve onu benim uydurduğum birşeymiş gibi mi davranıyordun bana?
أنك تعرفين عنه كل هذا الوقت و تتصرفين كأنه شئ اختلقته

Ama ne yazık ki, efsaneden ibaret. Şebeke'yi ayakta tutmak için benim uydurduğum biri.
لسوء الحظ انها اسطورة شخص انا اخترعته لقيادة الشبكة

Şu kadar var ki, burada oyuncular kendi uydurduğum bir cinayetin peşindeler.
ان اللأعبين سوف يبحثون عن المفاتيح للجريمة التى اخترعتها

Hücrede, ortalığı biraz neşelendirmek için uydurduğum komik bir hikayeyi anlatıyordum sadece.
لقد كنت أحكي قصة في الزنزانة لقد اختلقتها لأجعل الأمر أكثر بهجة

Uydurdum. Nereden uydurduğum çok belli.
لقد إخترعته ، كان ينبغي علىّ التفكير في مدى وضوح ذلك

Bu gerçek adı değil. Bu benim uydurduğum bir isim, oldukça hoş, değil mi?
هذا ليس اسمها الحقيقي، أنه اسم اختلقته أنا.

Benim uydurduğum bir şeyin gerçek olması imkansız değil mi, Kyle? Ne yapıyorsun?
أعنى، أنه من المستحيل أن يتحول شئ اختلقته إلى شئ موجود فى الواقع، صحيح يا " كايل "؟

Az evvel uydurduğum seks terimi.
لقد اختلقته (ديفيد)، إنّه مصطلح جنسي قد اختلقته للتو.

Benim uydurduğum bir hayvan denebilir.
أنه نوعا ما مثل حيوان اخترعته انا

Kafamın içindeki bu sesin kendi uydurduğum bir şey mi yoksa gerçekten Christopher'ın mı bilmiyorum bile.
أنا لا أعلم حتى إذا كان هذا الصوت في رأسي إنه شيء قد اخترعته (أو إذا كان ذلك مايبدو عليه (كريستوفر

"Rug" persçe de benim uydurduğum bi hakaret.
"البساطيون" هي كلمة مهينة للفارسيين اخترعتها بنفسي

James çok önceden uydurduğum bir karakter ne yazık ki hala çok popüler bir karakter.
حسناً، أنا آسفة (جيمس) هو شخصية اخترعتها منذ وقت طويل ولسوء الحظ، لا يزال شخصية مشهورة

Buraya gelmek için uydurduğum bahaneleri hayal bile edemezsin.
لن تتخيل الأعذار التي اختلقتها لكي أستطيع الحضور.

Bugün. Buraya gelmek için uydurduğum bahaneleri tahmin bile edemezsin.
لن تتخيل الأعذار التي اختلقتها لكي أستطيع الحضور.

Ama şimdi uydurduğum bir hayal gibi geliyor sadece.
ولكنه الآن يبدو كحلمٍ إخترعته أنا