"uydurup" - Translation from Turkish to Arabic

    • أختلق
        
    • اختلقت
        
    • تختلق
        
    • اختلاق
        
    • نختلق
        
    • إختلقت
        
    • انت مستمر
        
    Özür dilerim ama neredeyse üç aydır buradayım ve eve gitmemek için bahane uydurup duruyorum. Open Subtitles أناآسف, لكننيهنامنذ3شهور , و كنت أختلق أعذار كي لا أعود للمنزل
    Yani birkaç bilimsel şey uydurup başından savacağım, öyle mi? Open Subtitles بمعنى أخر، أختلق بعض ألأمور العلمية لأقولها له؟
    Sahte bir isim uydurup ona maaş bağlıyorsunuz sonra da gidip çeki bozduruyorsunuz. Open Subtitles حسناً، اختلقت اسماً مزيفاً، سجلته في بيان الرواتب ومن ثم، صرفت الصكات بنفسك
    Annemin buraya geldiğini kafamdan uydurup uydurmadığımı mı düşünmemi istiyorsunuz? Open Subtitles تريدني أن آخذ بعين الاعتبار أني اختلقت وجود أمي هنا؟
    Bu hikayeyi uydurup, kendi hayatınızdan fedakarlıkta bulunmadığınızı nereden bileceğiz? Open Subtitles كيف نتأكد أنك لا تختلق ما تقول حتى لا تقوم بهذه التضحية بنفسك؟
    Bahane uydurup durma da tüm gücünle saldır. Vaktimi boşuna harcıyorsun. Open Subtitles توقّف عن اختلاق الأعذار، آتني أقوى ما لديك ولا تهدر وقتي.
    Terk edilme nedenlerimizle ilgili hikayeler uydurup dururduk. Open Subtitles إين كنتي ؟ كنّا نختلق هذه القصص حول لماذا نحن تُخليّ عنّا
    Eee, senin gelmeyeceğini öğrenince bir bahane uydurup oradan defolup gittim. Open Subtitles عندما سمعت بأنك لن تأتين إختلقت عذراً وخرجت من هناك
    Götünden istastikler uydurup duruyorsun ama kimsenin şeyinde değil! Open Subtitles انت مستمر بقول هذه الحقائق الغير مفيدة ولا احد يهتم بك
    Yani birkaç bilimsel sey uydurup basindan savacagim, oyle mi? Open Subtitles بمعنى أخر، أختلق بعض ألأمور العلمية لأقولها له؟
    Sonra ben kabine toplantısı, kalp ameliyatı, bulunmak zorunda olduğum roket test uçuşu gibi bir şeyler uydurup daireden sıvışır ve bir daha seni aramam. Open Subtitles ثم أختلق إجتماع ما لمجلس الوزراء، جراحة قلب إختبار للصاروخ الذي يجب أن أكون فيه انسحب بهدوء وأخرج من الشقه ثم لا أعاود الإتصال بكِ أبداً
    Sonra ben kabine toplantısı, kalp ameliyatı, bulunmak zorunda olduğum roket test uçuşu gibi bir şeyler uydurup daireden sıvışır ve bir daha seni aramam. Open Subtitles ثم أختلق إجتماع ما لمجلس الوزراء، جراحة قلب إختبار للصاروخ الذي يجب أن أكون فيه انسحب بهدوء وأخرج من الشقه ثم لا أعاود الإتصال بكِ أبداً
    Çoğunlukla gardiyanlar hakkında hikayeler uydurup durdum. Open Subtitles لكني في الغالب أختلق قصصاً عن الحراس
    Hayır, uydurup uydurmadığını değil ama senin hissettiğin gibi olup olmadığını. Open Subtitles ليس أنك اختلقت ذلك لكن أنّ ذلك لم يحدث كما شعرتَ
    Hey, o espriyi ben uydurup sana anlatmıştım. Open Subtitles أنا اختلقت تلك النكتة وأخبرتك إيّاها.
    Bir sıkıntısı var gibi görünüyor, hep bir mazeret uydurup, işini terk ediyor. Open Subtitles تبدو مشتتة ودائماً ما تختلق الأعذار للرحيل
    uydurup uydurmadığını görmek istedim. Open Subtitles ان يوج هنا بالاسفل ملجأ للقنابل واردت التأكد من انها لا تختلق الامر
    Yani, sonuçları uydurup, diğer deneyleri bu sonuçlar üzerinden yapamazsınız. TED أقصد، لا تستطيع اختلاق النتائج، ومن ثم القيام بتجربة أخرى بناء على تلك.
    Bir şeyler uydurup muhteşem ve ahlaksız hayal gücümü doyuramaz mıydın? Open Subtitles أترى,ألم تتمكن من اختلاق أي عذر ليشبغ مخيلتي القذرة الرائعة؟
    Mazeret uydurup yalan söyleyelim. Open Subtitles سوف نكذب و نختلق الأعذار
    Yaptıklarını itiraf etmemek için hikâyeler uydurup duruyorsun! Open Subtitles لقد إختلقت قصّة لكي لا تعترف بما فعلته
    Götünden istastikler uydurup duruyorsun ama kimsenin şeyinde değil! Open Subtitles انت مستمر بقول هذه الحقائق الغير مفيدة ولا احد يهتم بك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more