Bu iş için uygun kişi o olabilir. | Open Subtitles | ربما يكون هو الشخص المناسب لأداء هذه المهمة |
En uygun kişi bir arabada şu an elleri kelepçeli halde. | Open Subtitles | الشخص المناسب لمثل هذه الأمور قبض عليه للتو |
En uygun kişi bir arabada şu an elleri kelepçeli halde. | Open Subtitles | الشخص المناسب لمثل هذه الأمور قبض عليه للتو |
Belki de bu dava için uygun kişi sen değilsindir. | Open Subtitles | ربما أنتِ لستِ الشخص المناسب للتحقيق في هذه القضية |
Bu da seni, takılabileceğim en uygun kişi yapıyor. | Open Subtitles | وهذا يجعلك الشخص المثالي لأكون معه بالأرجاء |
Senin iş için uygun kişi olduğunu tam olarak kim söylemişti? | Open Subtitles | بالضبط من الذي قال أنك الشخص المناسب لهاذه المهمه؟ |
Yani, sana onun bu iş için uygun kişi olduğunu düşündüren şey ne? | Open Subtitles | أعنى , ما الذى يجعلك تفكر انه سيكون الشخص المناسب ؟ |
Onur duyarım ama buna uygun kişi ben değilim. | Open Subtitles | -أنا أشعر بالإطراء و لكنني لست الشخص المناسب |
Biliyorum, ama ben onun için uygun kişi miyim? | Open Subtitles | أعرف، لكن هل أنا الشخص المناسب له؟ |
...en uygun kişi olduğu fikrini daha da pekiştiriyor. | Open Subtitles | الأكثر لأدرك بأنه الشخص المناسب. |
- Belki de bu iş için uygun kişi değildir. | Open Subtitles | ربما ليس الشخص المناسب للوظيفة |
Bence sorunuza cevap verecek uygun kişi o. | Open Subtitles | أظن أنه الشخص المناسب ليرد على سؤالك. |
Charlie, görünüşünden bu iş için uygun kişi olduğun anlaşılıyor. | Open Subtitles | (تشارلي) أؤكد لك أنك أنت الشخص المناسب لهذه الوظيفة |
Bu konuda konuşabileceğin en uygun kişi, Claire. | Open Subtitles | (كلير) هي الشخص المناسب للحديث معها بهذا الموضوع |
Bu reklam için en uygun kişi o. | Open Subtitles | انه الشخص المناسب للاعلان |
Bizi yönetmeye en uygun kişi o. | Open Subtitles | إنها الشخص المناسب لقيادتنا. |
Senin aklına gelmeyen ama benim aklıma gelen planı kastediyorum ve bunu gerçekleştirebilecek en uygun kişi benim. | Open Subtitles | اعني الخطة التي فكرة بها و انت لم تفعل و انا الشخص المثالي لتنفيذها |