Ona sinirlenen ya da uygunsuz davranan bir müşteri olmuş muydu? | Open Subtitles | هل من زبون غضب منها أو تصرف بشكل غير لائق ؟ |
Bunları bana vermenin ne kadar uygunsuz olduğunun farkında mısın? | Open Subtitles | أتدركين كم هو غير لائق بأن تعطيني أشياء مثل هذه؟ |
Bu çok uygunsuz. Hayır, ondan daha da kötü. Bu yanlış. | Open Subtitles | هذا غير ملائم جداً لا، هذا أسوأ من ذلك, إنه خاطئ |
Bir adamın kızını, asistanına bulaşmaması konusunda uyarması için uygunsuz bir zaman yoktur. | Open Subtitles | حسنا لا وقت مناسب للرجل ليحذر ابنته بعدم الوقوع بعلاقة مع مساعدها المعلم |
- Zaten rengi beni pek açmıyordu. - Evet. uygunsuz espri. | Open Subtitles | ليست حقاً لوني,علي أية حال أوه , نعم, نكتة غير لائقة |
Açıkçası, okuldaki bazı insanlar oyun alanında bunu yapmanın, uygunsuz olduğunu düşünüyorlar. | Open Subtitles | بعض الاشخاص فى المدرسة يظنون هذا شىء غير لائق فعله فى الملعب |
Şöyle ki, bu türden uygunsuz davranışa şahit olmadıkları ve kimseye uygulamadıkları. | Open Subtitles | يقولون فيها أنّهم لم يشهدوا أبدًا أو شاركوا في فعل غير لائق |
Özür dilerim, evet. Kusura bakma bu uygunsuz bir davranıştı. | Open Subtitles | متأسف، أجل، أنا متأسف لقد كان تصرّف غير لائق منّي |
Bazi ifadeleri korumakta bir nevi uygunsuz davranıldığını söyleyen iddialar vardı. | Open Subtitles | كانت هناك ادعاءات أنه اتبع سلوك غير لائق في تأمين الشهادة |
Belki farkında değilsin ama bu oldukça uygunsuz bir davranış. | Open Subtitles | ربما أنت لا تعلم، لكن هذا تصرف غير لائق بالمرة. |
Arkadaş gibi görünmeye çalışan, zaten aksi de uygunsuz olan iki kişi gibiyiz. | Open Subtitles | نحن شخصان يتظاهران أنهما أصدقاء لأنه سيكون مزعج وغير ملائم ألا نكون كذلك |
Bak, seni temin ederim uygunsuz hiçbir şey olduğu yok. | Open Subtitles | اسمع, أريد أن أطمئنك أن لا شيء غير ملائم سيحدث |
Biraz uygunsuz davranmasına izin veririm, sonra kendimi iyi hissetmediğimi söylerim. | Open Subtitles | سأجلعه في وضع غير ملائم ثم سأخبره أنني لست على مايرام |
Çocukların sana ne yapacağımı görmesi son derece uygunsuz olurdu. | Open Subtitles | لا أعتقد إنه مناسب للأطفال كي يروا مالذي سأفعله بك |
Bir adamın kızını, asistanına bulaşmaması konusunda uyarması için uygunsuz bir zaman yoktur. | Open Subtitles | حسنا لا وقت مناسب للرجل ليحذر ابنته بعدم الوقوع بعلاقة مع مساعدها المعلم |
Gözümün üzerinizde olacağını bilin bazı uygunsuz durumlarda da olabilir. | Open Subtitles | اعلموا أنّي سأكون أراقبكم، و أحياناً في لحظاتٍ غير لائقة. |
Uzun zamandır gündüz böyle uygunsuz bir lüks görmemiştim. | Open Subtitles | لقد مضى وقت طويل منذ رأيت فخامة غير لائقة في منتصف النهار |
Ötekilerin piyano çalmanızın uygunsuz olduğunu düşüneceklerinden korkmuyor musunuz | Open Subtitles | ألا تخشين أن يعتقد الآخرون أنك تعزفين بطريقة غير مناسبة ؟ لا يمكننى تحمل الصمت على أن أفعل شيئاً |
Seni işinden etmek için uygunsuz bir ilişkiye sürüklemem gerekse bile ben hazırım. | Open Subtitles | إن كنت مظطرة لإقحامك في علاقة غير ملائمة لأخلصك من عملك, فأنا مستعدة |
İçindeki bir şeyin onu bir şey yapmaya devam etmeye yönlendirmesi dışında bir konuda her ne olursa olsun, aksiyon almanın uygunsuz olacağını sanırdı. | Open Subtitles | لقد كان يعتقد أنه من غير اللائق أن يتخذ أى إجراء تجاه أى شئ مهماً كان غير أنه يقوم بأفعال كأن شيئاً بداخله يقوم بتوجيهه |
Bu mektup seni uygunsuz bir duruma soktu, bunu anlayabiliyorum. | Open Subtitles | أتفهم بأن هذه الرسالة قد وضعتكِ في وضع محرج. |
Annem bunu uygunsuz bulmuş olacak ki daha uygun olsun diye o da bizimle oturmaya başladı. | TED | أمي لم تر بأن ذلك كان لائقاً لذا فقد كانت تجلس معنا لتضيف الانضباط لهذا التصرف |
- Ben gönüllü oldum ama şef, uygunsuz olacağını söyledi. | Open Subtitles | لقد تطوعت لكن المدير قال أنه لن يكون أمراً ملائماً |
Belki uygunsuz olabilir, Kitty. Ama biz birlikte çok zaman geçiriyoruz. | Open Subtitles | قد يكون الأمر غير مريح لكن بوسعنا قضاء كثير من الوقت معًأ |
- İki günlük uygunsuz yorumlarından sonra, yine beni iğrenç davranışlarım nedeniyle yargılamaya başladın. | Open Subtitles | بعد يومين من التعليقات الغير لائقة عدتي لتحكمي علي على السلوك المقرف |
Asistanla aşk yaşamak ama uygunsuz olan hiçbir şey yapmadık. | Open Subtitles | العلاقة المُحرمة مع المساعدة لكننا لم نقم بشيء بذيء أبداً |
Umarım uygunsuz olmaz, ama Emmett'e mektubu vereceğime dair söz verdim. | Open Subtitles | لذلك آمل أن لا يكون هذا محرجا ولكن وعدت ايميت ان أعطيكِ رسالة |
Hayır, uygunsuz kaçar, seks ve diğer aktivitelerde. | Open Subtitles | لا ، سيكون وجودك محرجاً اثناء الجنس وما إلى ذلك |