Bak, eğer onu sadece öldürmemi istiyorsan uykusunda da öldürebilirim. | Open Subtitles | إن كنت تريد مني قتله فقط فيمكنني قتله اثناء نومه |
Ve görünmeyen şeytanlardan ve dumandan söz ediyordu, ve birinin onu uykusunda nasıl zehirlediğinden. | TED | وكان يتحدث دوماً عن الشياطين والأدخنة الغير مرئية وكيف أن احدهم حاول تسميمه أثناء نومه |
uykusunda dişini gıcırdatıyor, ve evlilik sona erdi. | Open Subtitles | إنها تطحن أسنانها خلال نومها لذا انتهى الزواج |
Geçen gece uykusunda ilişkisi olduğundan söz ediyordu. | Open Subtitles | الليلة الاخيرة التى تحدثت عنها كانت فى علاقة غرامية فى نومها |
uykusunda koşan bir köpek kadar değil ama idare ederim. | Open Subtitles | ،ليس مثل كلباً يركض وهو نائم لكنني على ما يرام |
Gelmişti. - Güzellik uykusunda olmalı. | Open Subtitles | انه يفحص بالداخل ربما حصل على حسناء نائمة |
Hiç uykusunda yürüyen birini gördün mü? | Open Subtitles | هل رأيت احدا من قبل وهو يسير اثناء نومه ؟ |
Michael bu, uykusunda bile o lanet kabukları sayıyor. | Open Subtitles | انه مايكل ,لقد بدأ عد الاصداف حتى فى نومه |
Beşiğimde yatardım ve uykusunda çığlık atışlarını duyardım. | Open Subtitles | كنت أستلقي في سريري وأنصت إليه .وهو يصرخ أثناء نومه |
Yeni bir muhasebeci arıyor. Eskisi uykusunda ölmüş. | Open Subtitles | إنّه يبحث عن محاسب جديد فقد مات السابق أثناء نومه |
Beni izledi, içti ve çok içtiği için uykusunda konuştu. | Open Subtitles | إنه يراقب ويشرب وعندما يشرب كثيراً يتكلم في نومه ، كسائر الرجال هل أتكلم أثناء نومي ؟ |
Marion dün gece uykusunda ölmüş-- kalp yetmezliği. | Open Subtitles | ماريون ماتت أتناء نومها الليله الماضيه جلطه فى الشريان التاجى |
uykusunda inanılmaz konuşmalar yapar. | Open Subtitles | إنها تملك محادثات مذهلة عن ثلاث أو أربع رجال في نومها |
Ama bana uykusunda huzur içinde öldüğünü söylediler. | Open Subtitles | لكن, هم أخبروني انها ماتت بسلام في نومها |
Ne yazık ki, bildiği herşeyi öğrencisine anlatmış, sonra öğrencisi uykusunda onu öldürmüş. | Open Subtitles | علّم مبتدئ لديه كل شيء يعرفه بعدها قتله المبتدئ وهو نائم |
Bobby ise uykusunda kadınların kendisini öldüreceğinden korkuyor. | Open Subtitles | أنت تخاف أن تتكلم للنساء بوبي يخاف أن تقتله و هو نائم |
Gerek yok dedi. Bizimle uykusunda bile çalarmış. | Open Subtitles | قال أنه لا يحتاج لذلك قال أن بإمكانه العزف معنا وهو نائم |
Ama yapmayacağız birşey var... o da bir gece pis bir sıçan gibi odasına sızıp onu uykusunda öldürmek. | Open Subtitles | و لكن هناك شىء واحد لن نفعلة أن نتسلل لغرفتها ليلاً كما لو كنا فئران حقيرة و نقتلها و هى نائمة |
Ama yapmayacağımız tek şey gece yarısı odasına sefil bir fare gibi süzülüp onu uykusunda öldürmek. | Open Subtitles | و لكن هناك شىء واحد لن نفعلة أن نتسلل لغرفتها ليلاً كما لو كنا فئران حقيرة و نقتلها و هى نائمة |
Evet, uyku bozukluğu var. uykusunda yürüyor. | Open Subtitles | نعم، لديها مرض المشي أثناء النوم إنها تمشي أثناء نومها |
Belki uykusunda ölen insanlar aslında rüyalarında düştüklerini ve yere çarptıklarını görüyorlardır. | Open Subtitles | ربما الناس الذين يموتون وهم نائمون ربما يكونوا يحلمون بالسقوط ويضربون الارض |
Hatta bir keresinde uykusunda senin adını sayıklamıştı. | Open Subtitles | و أظن بأني سمعته يردد أسمكِ في منامه |
Babam seksen yaşlarındayken uykusunda öleceğine o kadar inanıyordu ki sadece öğleden sonraları şekerleme yapıyordu. | Open Subtitles | والدي, في الثمانينات من عمره هو كان مقتنعٌ جداً أنه سيموت أثناء نومه هو فقط حددّ لنفسه أخذ غفوة بعد الظهيرة فقط |
Üç ay önce kan emiciler bir eve girip uykusunda üç kişiyi öldürdü. | Open Subtitles | منذ ثلاثة أشهر، مصّاص الدماء هذا تسلّل إلى منزل وقتل ثلاثة أشخاص أثناء نومهم |
Bir mahkûmun, tedavi edilebilir bir sorun yüzünden değil de uykusunda ölmüş olmasından dolayı rahatlamış olmam. | Open Subtitles | أنا مُرتاحَة أنَ السجين قُتلَ أثناءَ نومِه عوضاً عن ما كانَ يُمكنُ أن يكون موتاً يُمكنُ منعُه |