"uzağa" - Translation from Turkish to Arabic

    • المسافة
        
    • بعيد
        
    • بعيدا عن
        
    • البعد
        
    • بعيدة
        
    • ابعد
        
    • مسافة
        
    • تبتعد
        
    • ابتعدت
        
    • الابتعاد
        
    • أبتعد
        
    • الحد
        
    • نبتعد
        
    • لأبعد
        
    • يبعد
        
    Bunu yapmak için neden bu kadar uzağa gelmen gerekti? Open Subtitles لماذا اضطررت إلى المجيء من هذه المسافة لكي تحقق ذلم
    Yukarı ve uzağa gitme hissi verir, ama yine de aşağı inecek olsanız nasıl ineceğiniz konusunda bir fikriniz olmaz. TED إنه يمتلك ذلك الحس بالصعود إلى بعيد ومع ذلك لا تفكر مطلقاً بكيفية ترحلك إذا كنت تحديداً تذهب إلى الأسفل
    O bizi daha uzağa getirdi ve onun hakkında hiçbir şey bilmiyoruz. Open Subtitles إنها تأخذنا بعيدا عن طريقنا و نحن لا نعلم آي شيء عنها؟
    Bir adamın nasıl olup da bu kadar uzağa atlayabileceğini bana açıklasana. Open Subtitles أخبرني كيف يمكن لأي شخص القفز إلى هذا البعد
    "Buna karşın bir noktanın varlığının uzayın derinliklerine uzağa sonsuzluğa gittiğini hayal edebiliriz." Open Subtitles ومع ذلك، من الممكن تخيل وجود نقطة بعيدة جدا خارج حدود الفضاء،
    Kimsenin bir milden uzağa gitmeyi başaramadığını biliyorsun değil mi? Open Subtitles انت تعلم انه لا احد استطاع الذهاب ابعد من ميل؟
    Amanda Bertrand'ı öldürdü. 1,5 km uzağa gidip 911'i aradı, geri döndü. Open Subtitles لقد طعن أماندا بيرتراند حتى الموت قاد مسافة ميل اتصل بالطوارئ 911
    Eğer daha yakına gelir veya daha uzağa gidersen söyleyemem. Open Subtitles لا أستطيع أن أخبرك هل انت تقترب أم تبتعد بعيداً
    Kimse ne kadar hızlı ya da uzağa uçtuğumuzla ilgilenmezdi. Open Subtitles لمْ يبالِ أحد بمدى السّرعة أو المسافة التي تُحلّق بها.
    Ve gerçekte ne kadar uzağa gitmeleri gerekeceğini bilmiyorlardı, ve atları yüzlerce ve yüzlerce kiloluk eşyayla aşırı yüklemişler. TED فلم يكونوا يعرفوا المسافة التي سيذهبون إليها، كما أنهم أرهقوا الخيل بحمل مئات ومئات الأرطال من الأغراض.
    Yetenekli olduğu tek şey bu duygusal denklemin kesin değerini hissetmek. Kendinizden ne kadar uzağa fırlatıldığınızın tam mesafesini hissetmek. TED والشيء الوحيد الذي يمكن إحساسه هي القيمة المطلقة لهاته المعادلة العاطفية، وهي المسافة ذاتها التي كنتم فيها بعيدين عن أنفسكم.
    uzağa da baksan, yakına da baksan hayatın orada başlayacaktır. Open Subtitles لو نظرت من قريب أو بعيد فأن حياتى تبدأ هناك
    Eğer o kadar uzağa taşınacaksak annemin benim yardımıma ihtiyacı olacak. Open Subtitles أمّي بحاجة لمساعدتي حقاً إذا كنا سننتقل إلى مكان بعيد جداً.
    Ve bu yapı teleskoptan onbinlerce km uzağa uçmalı. TED وهذا البنية العملاقة يجب أن تطير عشرات آلاف الكيلومترات بعيدا عن التلسكوب
    O kadar uzağa gitmesi için en az 3 dakika gerekecektir. Open Subtitles ستستغرق موجات الراديو ثلاث دقائق للوصول لهذا البعد
    Onları suda millerce uzağa yayılan hafif bir çürüme kokusu çekmiştir. Open Subtitles ما جذبها إلى هنا الرائحة المنبعثة عن التحلل التي انتشرت في الماء لأميال بعيدة.
    Ama daha hızlı atarsanız, Dünya'nın eğimini biraz geçecek şekilde inecek kadar uzağa iner. TED لكن اذا اطلقتها بقوة أكبر، فسوف تبتعد بقدر كاف لتهبط ابعد قليلا عن انحناء الأرض.
    Bu insanlar doğdukları yerden bir günlük yürüyüş mesafesinden uzağa hiç gitmediler. Open Subtitles هؤولاء القوم لم يبعدوا قط مسافة المشي لمدة يوم عن مسقط رؤوسهم
    Ya onlardan olabildiğince uzağa gideceksin ya da kafana bir kurşun sıkacaksın. Open Subtitles لذا عليك أن تبتعد عنهم بقدر ما تستطيع و إلا تقوم بالانتحار
    Güneşten daha da uzağa gittiğiniz zaman da, bu giderek güçlenecektir. TED لذلك فكلما ابتعدت عن الشمس هذه الطريقة تصبح فعالة أكثر
    Mümkün olduğunca uzağa gidebilmek için yola önden başlamalıyım. Open Subtitles اخرجني من هذا الوضع كي يتسنى لي الابتعاد لابعد قدر ممكن
    Ahbap. Rahatsız edilmemek için ne kadar uzağa gitmem lazım? Open Subtitles يا صاح، كم عليّ أن أبتعد حتى لا يتم إزعاجي؟
    Bu kadar uzağa yolda düşüp ölmek için gelmedim değil mi? Open Subtitles إنا لم أبلغ إلى هذا الحد فقط لأسقط ميتاً على الطريق أليس كذلك؟
    Charles ona geçmişini hatırlatan her şeyden uzağa taşınmamızı istediği için bunu yaptım. Open Subtitles تشارلز أرادنا أن نبتعد عن كل شئ يذكّره بالماضي ولماذا تركته يفعل ذلك
    DSRV'yi olabildiğince uzağa almalıyız. Open Subtitles نحتاج إبعاد دي اس ار في لأبعد مسافة ممكنة
    mükemmel partnerimi uzağa götürmesine izin veremezdim. Open Subtitles لم أتمكن من تركه يبعد عني شريكاً مثالياً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more