"uzak durmalısın" - Translation from Turkish to Arabic

    • البقاء بعيداً
        
    • أن تبقي بعيدة
        
    • يجب أن تبتعد عن
        
    • يجب أن تبقى بعيداً عن
        
    • عليك الابتعاد عن
        
    • عليك البقاء بعيدا
        
    • عليك الإبتعاد عن
        
    • البقاء بعيدًا
        
    • أن تبقى بعيدا
        
    • يجب ان تبتعدي عن
        
    • يجب أن تبتعدي
        
    • عليك أن تبتعدي
        
    • عليك تجنب
        
    • أن تبتعدي عن
        
    • تبقي بعيد
        
    O zaman bir süre benden uzak durmalısın. Open Subtitles حسنا، إذاً يجب عليك البقاء بعيداً عني لفترة
    Bilirsin, ondan uzak durmalısın. Open Subtitles حسنا, تعرفين أنه يجب عليك أن تبقي بعيدة عنه
    Belediye reisi seni tutuklatır. Gözlerden uzak durmalısın. Open Subtitles رئيسة البلدية ستعتقلك يجب أن تبتعد عن النظر
    Linley'in bu işle en ufak bir bağlantısı varsa onu yakalarız, ama sen bu soruşturmadan uzak durmalısın . Open Subtitles إذا كان لينلي له دور في هذا سوف نقبض عليه, ولكن يجب أن تبقى بعيداً عن التحقيقات
    Film vizyona girinceye kadar karından uzak durmalısın. Open Subtitles عليك الابتعاد عن زوجتك حتى الوقت الذي سيتم الافراج عنهم الفيلم
    Steve, bak bana inanmadığını biliyorum ama Abby'den uzak durmalısın tamam mı? Open Subtitles ستيف, أسمعني أنا أعلم أنك لا تصدقني, و لكن عليك البقاء بعيدا عن آبي, حسنا؟
    Her zaman gittiğin yerlerden uzak durmalısın. Arabanda uyu. Open Subtitles عليك الإبتعاد عن الأماكن المعتادة, نم في السيارة
    Birisi tehlikeli, muhafazakar göründüğü zaman, uzak durmalısın. Open Subtitles إن بدا شخص ما خطيرًا أو عضو سياسي فيجب عليك البقاء بعيدًا
    Biz bunu yaparken basından uzak durmalısın. Open Subtitles وبينما نفعل هذا يجب أن تبقى بعيدا عن الصحافة
    Hayatımdan ve gizli bahçemden uzak durmalısın! Open Subtitles يجب ان تبتعدي عن حياتي وحديقة اسراري ايضا
    Seni evliliğime ben dâhil ettim ama oğlumdan uzak durmalısın. Open Subtitles أعترف أني فعلت هذا و لكن يجب أن تبتعدي عنه
    Arabanı tanıyorlar. Otobandan uzak durmalısın. Open Subtitles حسناً، أنهم يعرفون سيارتكم عليكم البقاء بعيداً عن الطريق الرئيسي
    İkisinden de uzak durmalısın Chloe. Open Subtitles يجب عليكِ البقاء بعيداً منهم كلوي.
    - uzak durmalısın. Open Subtitles -بينبغى عليك البقاء بعيداً عني.
    Belki Lucy'nin yardıma ihtiyacı var ama belki de ondan bir süreliğine uzak durmalısın. Open Subtitles أعني من الواضح أن لوسي تحتاج المساعدة لكن ربما عليك أن تبقي بعيدة لبعض الوقت
    Bak, senin cinsel merakına karışmak istemiyorum, ama fahişelerden uzak durmalısın, çünkü yasadışı! Open Subtitles انظر, لا أريد أن أضع حداً لاستكشافك الجنسي لكن يجب أن تبتعد عن العاهرات إنه غير قانوني
    Tecrübelerime göre, Kartları nasıl sayacağını bilmiyorsan blackjackten uzak durmalısın. Open Subtitles حسب خبرتي .. إن لم تكن تعرف عدّ الأوراق "يجب أن تبقى بعيداً عن "البلاك جاك
    Eğer benimle olmak istiyorsan, oğlumdan uzak durmalısın. Open Subtitles اذا كنتي تريدين البقاء معي عليك الابتعاد عن ابني
    Sakın unutma, oradan uzak durmalısın! Open Subtitles عليك تذكر ذلك عليك البقاء بعيدا
    Yabanmersinliden uzak durmalısın. Dişlerini lekeler. Open Subtitles عليك الإبتعاد عن التوت لأنه يلوّث أسنانك
    Bilgi sahibiyiz zaten hem Danimarkalılardan uzak durmalısın. Open Subtitles لكننا نمتلك معلومات وعليك البقاء بعيدًا عن الدنماركيين
    Ne söylerse söylesin, Ne söz verirse versin, ondan uzak durmalısın. Open Subtitles -أصغ إلي . لا يهم ماذا يقول لك، لا يهم ما يعدك به، عليك أن تبقى بعيدا عنه.
    Parmaklıklardan uzak durmalısın. Open Subtitles يجب ان تبتعدي عن هذهِ القضبان
    Hayatım, bu ten rengiyle güneşten uzak durmalısın. Open Subtitles عزيزتي، بطبيعة بشرتك , يجب أن تبتعدي عن الشمس ماذا؟
    Bu Dolarhyde söylediğin gibi tuhaf biriyse... belki de ondan uzak durmalısın. Open Subtitles أعتقد أنه ينبغي عليك أن تبتعدي قليلا عن دولارهايد
    Stresten uzak durmalısın. Şimdi ne tür bir işle uğraşıyorsun? Open Subtitles عليك تجنب كل ما يثير التوتر ما هو عملك؟
    ...Mitchell'e nasıl bulaştın bilmiyorum, ama ondan uzak durmalısın. Open Subtitles انت تصاحبت علي ميتشيل ولكن يجب ان تبقي بعيد عنه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more