Düşündük ki, vücutlarının fiziksel durumu onların uzaklık algılarını değiştirebilir. | TED | اعتقدنا أن حالة أجسادهم البدنية قد تغير كيف لاحظوا المسافة. |
Dokuzunca sembolün bilinmeyen bir uzaklık denklemini temsil ettiğini varsayıyorum. | Open Subtitles | افترض ان الرمز التاسع يمثل المعامل س في معادلة المسافة |
Kütle, ağırlık, hız, zaman, uzaklık, sürtünme veya rüzgarın püflemesi Git/Gitme'yi değiştirir. | Open Subtitles | وأية تغييرات في الكتلة والوزن والسرعة والوقت.. المسافة والاحتكاك.. أو هبوب هواء.. |
uzaklık 275 metre, hız 110 km/sn, efendim. | Open Subtitles | المدى 300 ياردة و السرعة 50 عقدة ، سيدي |
Seni atabileceğim uzaklık kadar bile güvenmiyorum. Ve bu, uzak da değil. | Open Subtitles | ليس بقدر البعد الذي يمكنني أن ألقيك إليه و هو ليس بكبيــر |
Araçta uzaklık tahmini için bir radar bulunuyor. | TED | ثمة رادار بالسيارة لتقدير المسافات |
Şöyle ki, bel/kalça oranı uzaklık algılarını tahmin etmeye yardımcı oldu. | TED | حسنًا، تنبأت نسبة الخصر إلى الردف بإدراك المسافة. |
Fiber optikler ile uzaklık veriyi neredeyse hiç sınırlamayarak internetin gezegensel bir bilgisayara dönüşmesine olanak sağlar. | TED | مع الألياف البصرية، بالكاد تحد المسافة من البيانات، مما سمح للإنترنت أن يتطور إلى حاسوب كوني. |
Ve bu uzaklık bizimle Andromeda arasındaki uzaklık, tamam mı? | TED | هذه هي المسافة بيننا وبين مجرة أندرميدا، صحيح؟ |
Bu görüntüler, aradaki uzaklık nedeniyle yaklaşık 20 saniye gecikmeli olarak bize ulaşıyor. | Open Subtitles | هذه اللقطات متأخرة حوالى 20 ثانية بسبب بُعد المسافة بيننا |
Fazladan sembol, olan noktalara yeni bir uzaklık hesabı eklemiş olmalı. | Open Subtitles | الكود الإضافى يبدو أنه لزيادة حسابات المسافة على النقاط الموجودة |
Sana bir ipucu vereyim, kanki. İki nesne arasındaki en ufak uzaklık... | Open Subtitles | دعني أعطيك نصيحة يا صديقي المسافة الأقصر بين نقطتين |
kütleçekimi dalgası gelince iki ayna arası uzaklık değişir. | Open Subtitles | تتعيّر موجات الجاذبيّة حين تعبر المسافة بين هذه المرايا. |
Bununla birlikte, ona olan uzaklık değiştiğinden başka bir konumda olmalı. | Open Subtitles | وبنفس الوقت في موضع آخر بما أن المسافة التي تفصلنا عنها متغيّرة |
Hedefe uzaklık iki dakika! | Open Subtitles | المسافة لتصل إلى الهدف تستغرق دقيقتين فالكري 1 |
Ve aramızdaki uzaklık hiç azalmasın diye ben savaşırım. | Open Subtitles | ولقد قاتلتُ بشدة لعدم إبقاء تلك المسافة بيننا |
Bu sıradışı uzaklık hakkında bir fikir edinmek ve mesafeyi algılamak için insanlığın yaptığı en hızlı araç ile otostop çektiğimizi düşüneceğim. | Open Subtitles | للحصول على فكرة عن هذه المسافة الغير عادية والتحدي الذي تمثله سأتخيل أنه يمكننا الركوب متطفلين على أسرع شئ صنعه الإنسان |
0-1 -5 yönünde temas var. uzaklık 2000 metre, Yüzbaşı. | Open Subtitles | الاتّصال ظاهر 0-1-5 المدى 2,000 متر, كابتن |
Otellerden, hava alanlarında bıktım... ve uzaklık aşka hiç yaramıyor... | Open Subtitles | -أنا تعبت من الفنادق و تعبت من المطارات -و علاقة حب بعيدة المدى و... .. |
Aralarında galaksinin yarısı kadar uzaklık olabilir. | Open Subtitles | يمكن أن يكون البعد بينهما نصف المجرة هناك عدد من هؤلاء الغرباء هناك |
Zalim uzaklık eski dostlarımı benden ayırsa da arkadaşlık bağları hiç değişmeden sağlam kalacaktır. | Open Subtitles | المسافات تفرقنا بقسوة تفصل ما بيننا ...أصدقاء قدامى لي |
Yani uzaklık ve hızı ölçebilecek iyi gözlere sahip olmalısınız. | Open Subtitles | لابد أن لديك عيون ثاقبه بالنسبه للسرعه و المسافه |
Her takdirde, idamın iyi bir şekilde yürümesi için uygun ışık, uygun uzaklık gereklidir. | Open Subtitles | مهما يكن، متطلبات الاعدام الناجح هي الاضاءة المناسبة، والمسافة المناسبة. |
Bu uzaklık iyi gibi. | Open Subtitles | هذا حول بعيدا بما فيه الكفاية. |