"uzaklardan" - Translation from Turkish to Arabic

    • مكان بعيد
        
    • من بعيد
        
    • مسافة بعيدة
        
    • على بعد أميال
        
    • أو بعيد
        
    • أقاصي
        
    • مكانٍ بعيد
        
    • مسافات بعيدة
        
    • من على بعد
        
    • مكان بعيدٍ
        
    • بعيد جداً
        
    • حدب
        
    Birdenbire adamın biri çok uzaklardan geliyor ve suyun üzerinde gidiyor. TED وفجأة يأتي شخص من مكان بعيد فيقف على الماء ويركب متنه.
    Her şeyin yolunda gittiğinden emin olmak için uzaklardan geldim. Open Subtitles لقد أتيت من مكان بعيد لأتأكد أنه لا شيء يتعارض
    En ufak yiyecek kırıntısının dahi kokusunu çok uzaklardan alabilirler. Open Subtitles حيث يمكنها شم رائحة أقل كمية طعام من بعيد جداً.
    Arkalarında, uzaklardan, bir ateşin ışığı yansıyor. Open Subtitles وخلفهم من بعيد .. ضوء صادر من شرارات النار
    Bana çok uzaklardan geldin. Open Subtitles لقد أتيتِ من مسافة بعيدة وأنا انتظرت لفترة طويلة
    Çok uzaklardan gelir gibi bir hali vardı. Open Subtitles كان هناك شئ فيها يبدو و كأنه قادماً من مكان بعيد
    Bundan eminim. Çok uzaklardan beni arayıp söylediler. Open Subtitles أنا متأكد من ذلك إنهم إتصلوا من مكان بعيد جداً
    Hayır, gülümsüyerek dinliyorum, çünkü söylediğiniz şey sanki çok uzaklardan geliyor gibi. Open Subtitles لا ، أنا أبتسم لأن ما تقوله يبدو بأنه قادم من مكان بعيد
    Arkadaşlar, bu yabancı yere... çok uzaklardan geldiniz birlikte çalışmanız ve birbirinize göz kulak olmanız gerek Open Subtitles أيها القوم ، لقد أتيتم من مكان بعيد لمكان غريب عنكم يجب أن تتعاونوا وتراعوا بعضكم البعض
    Ve uzaklardan geldiler Hemen onları salona al Open Subtitles وقد جاء من مكان بعيد ادخلهم للجلوس في الصاله
    Biricik bebeklerinin büyüdüğünü Çok uzaklardan izleyeceklerdi. Open Subtitles عليهم أن يراقبوا طفلهم الثمين يكبر من بعيد
    Antarktika suları öyle zengindir ki, bereketinden pay almaya çok uzaklardan gelirler. Open Subtitles مياه "أنتارتيكا" تكون غنية جداً لدرجة إن الزوار تأتي من بعيد لتحصدها.
    Evet kaka adam çok uzaklardan geldik. Open Subtitles أجل، أيها المقرف، لقد أتينا من بعيد جدّاً.
    Ondan sonra uzaklardan gelen Bella'nın bağırışını işittim. Open Subtitles و بعد ذلك سمعت صوتا كما لو كان آتيا من بعيد , كان خوار بيلا
    Bu dünyanın çok çok uzaklardan görünüşü. Open Subtitles هذا وشم للأرض عند رؤيتها من مسافة بعيدة بعيدة للغاية
    Çok uzaklardan gelmiş olmamıza rağmen, bizler aynıyız. Open Subtitles و برغم قدومنا من مسافة بعيدة للغاية فنحن بشر كذلك
    Eğer seyahatte isem zaman dilimi ne olursa olsun binlerce kilometre uzaklardan bile Skype üzerinden onlarla görüşürüm. TED إذا ما كنت مسافرة، في أي منطقة زمنية كانت، أستخدم سكايب لأكون على اتصال مع أطفالي حتى وإن كنت على بعد أميال.
    "Sihirli güçler, uzaydan ışığa uzanan siyah ve beyaz uzaklardan bize iblis Belthazor'u getir." Open Subtitles "سيخترق سحرنا الحواجز السوداء والبيضاء" "ليمُرَّ عبر الفضاء والأضواء" "وإن كان شيطاننا قريب أو بعيد" "فأحضِر إلينا بلثازور من جديد"
    uzaklardan ve geniş, O Kanada Seni korumak için ayaktayız Open Subtitles من أقاصي الأرض" "كندا)، نقف لكِ حماة)
    Bu kubbelerin aşağısında... uzaklardan gelen başka mesajlar da var. Open Subtitles تحت هذه القبب توجد رسائل أخرى قد جائتنا كذلك من مكانٍ بعيد
    Ben de kadeh kaldırmak ve uzaklardan gelenlere teşekkür etmek istiyorum. Open Subtitles شكراً لكم جميعاً لقدومكم إلى هنا لقد قدمتم من مسافات بعيدة
    Millerce uzaklardan insanlar beni görmeye geliyorlar. Open Subtitles الحشود تأتي من على بعد أميال لتتجمع فقط لتراني أموت.
    uzaklardan bile O esrarı tatmak istiyorlar Open Subtitles "من مكان بعيدٍ" "يريدون تذوق ذلك العقار البلوري"
    Cesur kahramanlarıyla vedalaşmak için çok uzaklardan geldiler. Open Subtitles جاءوا من كل حدب وصوب ليقولوا وداعآ للبطل الشجاع النبيل

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more