"uzatıyor" - Translation from Turkish to Arabic

    • يمد
        
    • يطيل
        
    • يمدّ
        
    • ممدودة
        
    Sonra bir ağaçta biri diğerine elini uzatıyor. TED وانتهى بهما الأمر في شجرة، وأحدهم يمد يده للآخر.
    Bu Terry. Ve görüyorsunuz ki sağ kolunu kafasının altından iyice öne doğru uzatıyor. TED كما ترون، إنه يمد يده اليمنى تحت رأسه وبعيداً أمامه.
    Kemerle çıplak el boğulma süresini uzatıyor. Open Subtitles حسناً، ذلك السلاح مقارنة باليدين بالتأكيد يطيل الخنق
    Aile yok edicileri genelde hızlı ve acımasızdırlar, ama bu şüpheli kurbanlarının acı çekme süresini uzatıyor. Open Subtitles عائله مدمره في الغالب تكون متحجرة القلب و لكن هذا الجاني يطيل من معاناة ضحاياه
    Elini uzatıyor, ip çıkıyor ve ağa tırmanır gibi tırmanıyor. Open Subtitles يمدّ يديه وتخرج الحبال منهما ثم يتسلّقها وكأنها شباك عنكبوت
    Hergün, gözlerimi bile kapadığımda önümde duruyor, elini uzatıyor. Open Subtitles كلّ يوم، حتى حينَ أغمض عيني هو واقف امامي، يمدّ يديه ويسألني
    Başsavcı, siktiğimin elini uzatıyor. Open Subtitles إنه النائب العام ويده ممدودة
    Neye el uzatıyor? Open Subtitles يده ممدودة لأجل ماذا؟
    Kral, size merhamet elini uzatıyor. Open Subtitles الملك يمد يده بالرحمة
    Bakın, hanımefendi, Oscar kolunu uzatıyor. Open Subtitles انظري سيدتي (أوسكار) يمد ذراعه
    Patronun sana elini uzatıyor. Schmidt, dur. Open Subtitles - رئيسك يمد يده
    "Yeni ilaç, nadir bir hastalığa yakalanmış hastaların ömrünü uzatıyor" başlığının doğru olup olmadığına karar verebilmek için bilmek isteyeceğiniz şey nedir? TED ما الشيء الآخر الذي تريد معرفته قبل أن تقرر ما إن كان العنوان، "عقار جديد يطيل أعمار المرضى بمرضٍ نادر"، مُسوغًا؟
    Seyircilerin hatırına dövüşü uzatıyor. Open Subtitles إنه يطيل اللحظة فحسب لأجل متعة الجمهور
    Denek heyecanlandığında kelimeleri uzatıyor. Open Subtitles يطيل الكلمات عندما يكون متحمساً!
    Ama Stalin bize yardım eli uzatıyor. Silahlarınızı bırakıp yanımıza gelin. Open Subtitles "ولكن (ستالين) يمدّ يديه لنا إرموا أسلِحتِّكم وتعالوا إلينا"

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more