"uzay-zaman" - Translation from Turkish to Arabic

    • الزمكان
        
    • الزمان
        
    • زمكان
        
    • زمكاني
        
    • الفضائى
        
    • والزمان
        
    • الزماني
        
    Ve Higgs alanı, ultra-yoğun Higgs halindeyken, bugünkünden sadece birkaç kez değil, milyarlarca kez daha yoğun, ve eğer uzay-zaman bu Higgs hali ile dolu olsaydı, tüm atomik madde çökerdi. TED و مجال هيقز, في حالة هيقز فائقة الكثافة, ليس فقط عدة مرات أكثر شدة عن اليوم, بي مليارات المرات, واذا كان الزمكان مليئا بحالة هيقز هذه, كل المواد الذرية سوف تنهار.
    Bu, bize "uzay-zaman"ımızı veriyor. Uzayı ve zamanı tek ve sürekli bir maddeye dönüştürüyor. TED وهذا يعطينا الزمكان خاصتنا، بتحويل المكان والزمان إلى مادة واحدة متواصلة بشكل سلس.
    uzay-zaman, gerçekliğin deneyle kanıtlanmış bir parçası olduğuna göre biraz daha hırslı olabiliriz. TED والآن بما أن الزمكان أصبح جزءً من الواقع مؤكدًا بالتجربة، يمكننا أن نطمح أكثر قليلًا.
    uzay-zaman sürekliliğini, iki boyutlu durağan bir fotoğrafta keşfediyorum. TED أنا أستكشف استمرارية الزمان المكاني داخل صورة ثابتة ثنائية الأبعاد.
    Einstein zamanın genleşmesini uzay-zamanı tanımlamak için bunu uzayla bağdaştırarak çözdü, uzay-zaman bükülebilirdi ancak sürekli, öngörülebilir yolda hareket ediyordu. TED طوع آينشتاين الزمن وحل المشكلة بربطه مع المكان ليشكل زمكان والذي يمكن أن ينحني، ولكنه يتصرف بطريقة متسقة وقابلة للتنبؤ.
    Çok da kolay bir şey değil. Yaşayan bir organizmanın uzay-zaman dışına alınmasını sağlıyor. Open Subtitles هذا سيتطلب عملاً كثيراً من أجل خطف انتزاع كائن حي من الزمكان فحسب
    Işığın eğik uzay-zaman tarafından saptırılması ve bükülmesi fikri çok çılgınca gelebilir, lakin aslında çok tanıdık birşey. Open Subtitles الآن، فكرة طي الضوء ملتفا حول الزمكان تبدو جنونية ولكنها في الحقيقة مألوفة
    Aslında, zaman ve uzay tek bir şey olan, uzay-zaman diye adlandırılır, dördüncü boyut olan. Open Subtitles في الحقيقة , إن الوقت و الزمان هما شيءٌ واحد يدعى الزمكان وهو البعد الرابع
    Einstein buna ek olarak farketti ki, yerçekimi kuvveti uzay-zaman eğriliğinin bir tezahürüdür. Open Subtitles إنشتاين أدرك أكثر بأن الجاذبية هي مظهر من إنحناء الزمكان
    Çünkü uzay-zaman, bir kara deliğin muazzam kütleçekimiyle büküldüğünde zaman, son haddine kadar esner. Open Subtitles لأنه حينما ينعوج الزمكان بواسطة الجاذبية المتطرفة للثقب الأسود يمتط الوقت إلى اقصى حدوده
    uzay-zaman bile sizi istediğiniz hızda istediğiniz yere taşıyacak kadar deforme olabilir. Open Subtitles الزمكان نفسه يُمكن أن يشوه لحملك إلى أي مكان بأي سرعة
    Ne idüğü belirsiz ekipmanlarla, denetimsiz biçimde... uzay-zaman dokusunda resmen bir delik açtın. Open Subtitles أساسياً، إنّك عملت فتحة في نسيج .الزمكان بعناصر بدون مراقبة ولا أشراف
    "uzay-zaman arasındaki benzerlik ve aşırı soğutulmuş sıvı hem saçma hem de yanlış. Open Subtitles "التشابه الجزئي بين الزمكان و السوائل شديدة البرودة إما بلا معنى أو خطأ."
    Makina uzay-zaman döngüsünde gerçek anlamda bir delik açıyor. Open Subtitles الجهاز واللكم حرفيا ثقب في استمرارية الزمكان.
    Bu uzay-zaman bazı teorilere göre... çok yüksek oranda hassas olacaktır. Open Subtitles و هذا الزمكان يُصبح طبقاً لبعض النظريات .طيِّع في الكثافات العالية جداً
    Sabit, mutlak bir uzay-zaman çerçevesine göre hareket eden parçacıklar vardır. TED يوجد جسيمات تتحرك حول إطار ثابت و مطلق من الزمان و المكان.
    Tamamen bizim uzay-zaman süremimizin dışında mevcuttur. Open Subtitles يوجد خارج استمرارية الزمان والمكان تماماً
    Sonra uzay-zaman ve maddenin bitimsiz genişleyen bir mevcudiyete doğumu... Open Subtitles نشأ منه كيان لا يتوقف عن التمدد من الزمان والمكان والمادة
    Bu demektir ki enerji çok güçlü olmalı, ve bu evreni oluşturmak için... kendi evimizden ayrılacağız... böylece yeni bir uzay-zaman yapısı oluşturacağız. Open Subtitles لذا ستكون الطاقة عالية جداً و لصنع هذا الكون الجديد سنُفصَل من كوننا الحالي .ما يعني أنّه سيمتلك بُنية زمكان جديدة
    Evrene çatlaklar yayacak kadar büyük bir uzay-zaman karmaşası. Open Subtitles كأنه طوفان زمكاني كبير بما يكفي ليصنع تصدعات في الكون لكن ماذا ؟
    Weyl tansör dinamiğine uygun olarak uzay-zaman eğrisi sonsuz büyüyene ve teklik oluşana kadar. Open Subtitles و هذا يقوم تباعاً ، بطى الزمن الفضائى ، مع ديناميكا الكمية الممتدة المتسقة حتى يصبح ، منحنى الزمن الفضائى كبير بشكل ، لا نهائى ثم تنتج أنت الوحدة الآن..
    uzay-zaman sürekliliğinin tam senkronizasyonu sağlandığı anda içeri girip iki cihazı da birbirlerine elle bağlayacağım. Open Subtitles سأذهب وأوصل يدوياً كِلا الجهازين في هذه اللحظة الدقيقة من التزامن مع استمراريّة الفضاء الزماني

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more