"uzaya doğru" - Translation from Turkish to Arabic

    • نحو الفضاء
        
    • الى الفضاء
        
    • في الفضاء
        
    • إلى الفضاء
        
    uzaya doğru her türlü püskürmenin olduğu uydular vardır. Open Subtitles لدرجة تجعلها تعيد تشكيل أسطحها باستمرار أقمار بكافّة أنواع الزغب يتطاير نحو الفضاء
    Yeni yıldızdan doğan güçlü rüzgarlar uzaya doğru patlarlar. Open Subtitles الرياح القوية من النجم الجديد تتفجّر نحو الفضاء
    Kuyruklu yıldızımızdan gelen gaz moleküllerini güneş rüzgârı patlatarak uzaya doğru saçar. Open Subtitles تفجّر الرياح الشمسية جزيئات الغازات من مذنّبنا نحو الفضاء
    uzaya doğru hız arttırma... işlem şimdi başlıyor. Open Subtitles زيادة السرعه الى الفضاء المؤقت بدأ العد التسلسلى الآن
    Görülüyor ki, bu püskürmelerin altındaki kısım aktif bölgelerin bulunduğu ve materyalin uzaya doğru buharlaştığı yer. TED كانت المناطق النشطة،على ما يبدو في أسفل تلك الحفر، حيث تتبخر المواد وتنطلق في الفضاء.
    Yeterli enerji ve sıcaklık varsa ki Güneşimizde var çok hafif olan ve sadece yer çekimiyle bağlı bu gaz uzaya doğru kaçabilir. TED وإذا ما توفرت طاقة وحرارة كافية، وهو ما توفره شمسنا، فإن ذلك الغاز الخفيف جداً، والذي يبقى بفعل الجاذبية فقط، يهرب إلى الفضاء.
    Her patlama uzaya doğru bir enerji izi gönderdi. Open Subtitles أرسل كل انفجار العديد من الطاقة نحو الفضاء
    Dünya'ya ne kadar yaklaşırsanız o kadar güçlü bir yerçekimsel alan, uzaya doğru ne kadar giderseniz o kadar zayıf bir yerçekimsel alan. Open Subtitles فكلّما إقتربنا إلى الأرض كلّما كان حقل "الجاذبيّة" أقوى, وكلّما إبتعدنا نحو الفضاء كلّما كان حقل "الجاذبيّة" أضعف.
    Ve buz parçacıkları şeklinde uzaya doğru püskürür. Open Subtitles ويفجّره نحو الفضاء كبللورات ثلجية
    Etrafındaki bulut uzaya doğru şişti. Open Subtitles انتفخَت السحُب حوله نحو الفضاء
    Süper ısınmış plazmalar uzaya doğru patlar. Open Subtitles تتفجّر بلازما شديدة السخونة نحو الفضاء
    Güneş malzemesi yüzeyden uzaya doğru patlar. Open Subtitles تتفجّر عناصر الشمس من السطح نحو الفضاء
    "Upwake"de binalar giyiniyor, Zero dev bir klavyede dans ediyor, kendini tarayıcı ile klonluyor, bilgisayar faresini kamçılıyor ve evcilleştiriyor, bir parça kağıdından gerçeküstüne yelken açıyor ve uzaya doğru yola çıkıyor. TED في " شبه مستيقظ" ...ترتدي المباني بدل.....يرقص "صفر" فوق لوحة مفاتيح عملاقة ينسخ نفسه باستخدام ماسح ضوئي و يروض فأر الكمبيوتر و يضربه بالسياط يبحر بعيدا في أراضي الأحلام مندفعا من قطعة ورق وحيدة و ينطلق نحو الفضاء
    uzaya doğru hız arttırmak için hazır olun. Open Subtitles جهز لزيادة السرعه الى الفضاء المؤقت
    Bitmeyen savaştan biraz uzaklaşma fırsatı bulan Jedi Şövalyeleri, Anakin Skywalker ve Mace Windu Jedi Kruvazörü Dayanıklı ile derin uzaya doğru yol alarak bir Cumhuriyet Fırkateyn'i ile buluşmak üzereler. Open Subtitles ترحيب نادر لتأجيل المعارك النهائي ينتظر فرسان الجيداي اناكين سكاي ووكر و مايس ويندو المسافرون الى الفضاء الخارجي بطرادة الجيداي إندورانس
    Dünya'nın kızılötesi ışıması, eğer atmosferde sera etkisi yapan gaz molekülleri olmasaydı uzaya doğru kaçardı. TED تنطلق الأشعة تحت الحمراء المنبعثة من الأرض في الفضاء إذا لم تتوفر جزيئات غاز الدفيئة في غلافنا الجوي.
    Eğer oraya yakından bakarsak, uzaya doğru uzanan iki bulut görebiliriz. TED إذا قمنا بتكبير الصورة على ذلك، يمكن أن نرى أن هناك عمودين ضخمين يظهران في الفضاء
    Çok yoğun bir maddeden bir trilyon tonluk bir bulut uzaya doğru patlar. Open Subtitles تريليون طنٍ من سحابة من مادّة شديدة الكثافة تتفجّر في الفضاء
    Güvenilir kaynakların verdiği bilgiye göre mekik uçaktan ayrılamamış ve her iki araç uzaya doğru son sürat yol alıyor. Open Subtitles وكالات الأنباء تشير إلى أن المركبة لم تنجح في الإنفصال. ولذا تم إرسال الطائرتين إلى الفضاء

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more