"uzun bir hayat" - Translation from Turkish to Arabic

    • حياة طويلة
        
    Çocuklar, uzun bir hayat sizi bekliyor, babanızın elini sıkıca tutun. Open Subtitles ستعيش حياة طويلة ممسك بيد أبيك يالا فقيري
    Önünde uzun bir hayat var. Böyle şeyleri görmene gerek yok. Yapma, baba. Open Subtitles أمامك حياة طويلة لتعيشيها يا طفلتي وأنت لست بحاجة لأن تشاهدي هذه الأشياء يا طفلتي
    uzun bir hayat yaşayabilmek için basketbolu bıraktın. Open Subtitles لقد تركت كرة السلة حتى يتسنى لك أن تعيش حياة طويلة
    uzun bir hayat yaşadı ve tam da istediği gibi yaşadı. Open Subtitles ،لقد عاش حياة طويلة وعاشها بالطريقة التي يحبها
    Daha önünde uzun bir hayat var ve anal boşluğun hala gergin, ama yumuşak. Open Subtitles ولديك حياة طويلة امامك وتجويفك الشرجي ما زال مشدود ، ومع ذلك ليّن
    Sayısız insanın kendi farklılıklarını profile döktüklerini görecek kadar uzun bir hayat yaşadım. Open Subtitles لقد عشتُ حياة طويلة ، و رأيتُ عدد لا يحصى من الناس و لمحتُ إختلافاتهم
    Önünüzde yaşanacak uzun bir hayat var. Open Subtitles أنتما الإثنان لديكما حياة طويلة تنتظركما
    Ancak o çok uzun bir hayat yaşadı, 15 torunu vardı İtalya'da siyahi askeri birlikle çok cesurca savaştı... Open Subtitles لقد عاش حياة طويلة كان له ١٥ حفيد وحارب بشجاعة القوات الإيطالية
    Belki de uzun, mutlu bir hayat en azından uzun bir hayat yaşayabilirsiniz. Open Subtitles ربما يمكننك العيش طويلاً، سعيداً حياة طويلة
    Şimdi astrofiziksel gerçekçi bir durumu ele aldığımızı farzedin-- iki kara deliğin beraber uzun bir hayat yaşadıklarını hayal edin. TED لنتخيل الآن موقفا حقيقيا في الكون -- لنتخيل ثقبين أسودين قضيا حياة طويلة معا.
    uzun bir hayat sizi bekliyor, babanızın elini sıkıca tutun. Open Subtitles ستعيش حياة طويلة ممسكا بيد أبيك
    Şartlar farklı olsaydı, birlikte uzun bir hayat geçirebilirlerdi. Open Subtitles تحت ظروف أخرى، يتمكنوا أبوس]؛ [ف المشتركة حياة طويلة معا.
    İkimiz de dolu dolu uzun bir hayat sürdük. - Pardon. Open Subtitles لكن كلينا عاش حياة طويلة وحافلة،
    Sefalet ve utanç içerisinde uzun bir hayat yaşasın. Open Subtitles فلتعش حياة طويلة مليئة بالمآسي و العار
    İyileştim ve önümüzde bizi bekleyen uzun bir hayat var çok çok uzun bir hayat. Open Subtitles أنا سليمة.. وأمامنا حياة طويلة حياة جدا
    Kızım olmadan, torunum olmadan uzun bir hayat sürdüm ama artık kızımla gidebilirim, eğer istediği buysa. Open Subtitles ...لقد عشت حياة طويلة بدون ابنتي بدون حفيدتي
    uzun bir hayat yaşadığından emin olacağım burada çürüyerek. Open Subtitles سأعمل على أن تعيشي حياة طويلة ... لتتعفني هنا.
    Acı çekmeden uzun bir hayat yaşayacaksınız. Open Subtitles ستعيش حياة طويلة خالية من الألم
    Baba, önünde uzun bir hayat var. Open Subtitles إن أمامك حياة طويلة
    uzun bir hayat sürmek istiyorum. Open Subtitles . أريد أن أعيش حياة طويلة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more