Ayrıca Uzun mesafe görüşme de yapamazsın. | Open Subtitles | لا يمكنك أيضاً إجراء مكالمات بعيدة المدى |
Uzun mesafe ilişkileri pek iyi bir fikir değil. | Open Subtitles | علاقات بعيدة المدى ليست فكرة جيدة. |
Filoyu Uzun mesafe tarayıcılarında tespit ettim. | Open Subtitles | أنا ألتقط الأسطول على الماسحات طويلة المدى |
Biyologlar Uzun mesafe iletişimi konusunda 70'li yıllardan, Soğuk Savaşın sonuna kadar şüphe duymaya devam etti. | TED | ولكن علماء الأحياء مازالوا يشككون في فكرة التواصل بعيد المدى قبل السبعينيات وحتى نهاية الحرب الباردة |
Bu Uzun mesafe ilişki olayı kuşlara göre. | Open Subtitles | تلك المسافات الطويلة بين علاقتنا إنها للطيور |
Evet. Dört ay sürer, ondan sonra Uzun mesafe gidebilirsiniz. | Open Subtitles | نعم ، تستغرق أربعة أسابيع ويمكنك بعدها الانطلاق لمسافة بعيدة |
O şuna bakın, Uzun mesafe tekniğimde mükemmel olmuşum. | Open Subtitles | ويلاه، انظري لهذا، أتقنت أسلوبي طويل المدى. |
İdeal bir durum değil, ne var ki Uzun mesafe ilişkisi çok romantik. | Open Subtitles | الوضع ليس مثاليا ومع ذلك المسافة البعيدة هي رومانسية جدا |
Uzun mesafe. | Open Subtitles | مكالمة دولية. |
Göster bana Uzun mesafe telefon konuşmalarını. | Open Subtitles | أرني .. إتصال تليفوني من مسافة بعيدة |
sesin okyanusta Uzun mesafe iletimi sırasındaki yansımasını duyuyorsunuz ve yeterince yüksek değil | TED | وانتم تستمعون للصدى الذي انتقل عبر مسافة طويلة عبر المحيط وهو ليس مرتفع كما السابق |
Uzun mesafe silahları işaretini çalın! | Open Subtitles | أقرعوا الطبول كأشارة لأستخدام أسلحة بعيدة المدى! |
Uzun mesafe tarayıcılarımız Baal'ın filosunu belirledi. | Open Subtitles | لقد اكتشفت "ماسحتنا بعيدة المدى" جيش (بال) يقترب |
Uzun mesafe telefon görüşmeleri ses kaydı cihazı. | Open Subtitles | جهاز تسجيل أحاديث بعيدة المدى |
Uzun mesafe alıcılar Çoğalıcı gezegeninden kalkmakta olan bir filo tespit etti. | Open Subtitles | وحدات الرصد طويلة المدى إكتشفت أسطول ضخم من السفن التى تنطلق من كوكب الريبليكيتورز |
Rutin olarak birkaç Kovan gemisini Uzun mesafe alıcılarla takip ediyoruz. | Open Subtitles | نحن عادة نتتبع عدد من سفن الريث الأم بواسطة أجهزة الإستشعار طويلة المدى |
Bu bir SWAT silahı, Uzun mesafe silahı, çok uzmanlaşmış. | Open Subtitles | إنه سلاح للقوات الخاصة بعيد المدى ومتخصص جداً |
Pekâlâ, devri ve seyir hızını Uzun mesafe uçuşuna ayarlıyorum. | Open Subtitles | حسناً، سأعدل سرعة دوران المحرك وسرعة الطيران لأجل طيران بعيد المدى. |
Evet, zombilerden önce Uzun mesafe şoförüydüm. | Open Subtitles | نعم , يا سيّدتي حسناً قبل حدوث كل هذا , إعتدتُ أن أقطع المسافات الطويلة |
Uzun mesafe koşucusu-- | Open Subtitles | إنّها عدّائة مسافات طويلة جدّاً |
O yüzden de Kum'un Araştırma Birimi Uzun mesafe algı özelliklerini kullanarak tetikte olurlar. | Open Subtitles | لهذا السبب تقوم وحدة التحقيق الخاصة بقرية الرمل باستعمال الاستشعار الحسي للمدى البعيد والبقاء على أهبة الاستعداد |
Uzun mesafe koşusu sadece sağlığım için iyi değildi. Düşünmeme ve büyük hayaller kurmama yardımcı oluyordu. | TED | الجري لمسافات طويلة لم يكن فقط جيد لصحتي بل أيضاً ساعدني على التأمل و الحلم بأشياء كبيرة. |
Biraz konuştuk-- şu Uzun mesafe işinin zorluklarından felan-- ve sonra... beni terketti. | Open Subtitles | تكلمنا لفترة كيف ان العلاقات البعيدة صعبة و عندها .. قطعت علاقتها بي |
Sana gelip de Uzun mesafe ilişkisi yürümüyor, ayrılmalıyız dediğimde.. | Open Subtitles | عندما أتيت إليكِ و قلت، "بعد المسافة لم ينجح، علينا الإنفصال،" |