"vücudumuza" - Translation from Turkish to Arabic

    • أجسادنا
        
    • جسمنا
        
    • أجسامنا
        
    • بأجسادنا
        
    Biz farkına varmadan, titreşimler havaya karışır vücudumuza girer ve özümüzle birleşirler. Open Subtitles بدون أن نلاحظها ، التردد الذي في الهواء يدخل أجسادنا ويمتزج بنا
    Kendi yaşadığımız çevreyi değiştirerek, vücudumuza, evrimleşmek için daha fazla baskı uygulamış olduk. TED بتغيير البيئة. وضعنا ضغوطا جديدة على أجسادنا لتتطور.
    Aynı şekilde, nelerin vücudumuza ait olup olmadığını plastik el yanılsamasında görebiliyoruz. TED خدعة اليد المطاطية تُظهر أن هذا ينطبق على تجاربنا عما يكون أو ليس جزءاً من أجسادنا.
    Dünya’da üzerimize yığılmış, vücudumuza daima yedi kiloluk basınç uygulayan geniş bir atmosfer var ve onu sürekli aksi yönde itiyoruz. TED على الأرض توجد أميال من الجو مكوّمة فوقنا، مما يشكل 15 رطلا من الضغط على جسمنا بشكل دائم، وندفع الضغط بعيدا باستمرار.
    vücudumuza göre bütün diğer hayvanlardan çok daha büyük bir beyne sahibiz. TED فلدينا أدمغة أكبر نسبة إلى حجم أجسامنا أكبر بفارق شاسع من أي حيوان آخر.
    Ah, Nessa. vücudumuza ne yaptıklarına, asla inanmayacaksın. Open Subtitles نيسا لن تصدقي ما يفعلونه بأجسادنا
    Her daim ıslaktık ve böyle ıslakken vücudumuza da sülükler yapışıyordu. Open Subtitles كنا مبتلين طيلة الوقت وبالأضافه لكوننا مبتلين كنا نجد ديدان العلقه بكثافه على أجسادنا
    Sanki gizli... vücudumuza bir zarar vermeden genimizi bozmadan. Open Subtitles كأنه مخفيِ دون أن نؤذي أجسادنا دون أن نغيّرُ جينَاتنا
    Ya bu şeyler vücudumuza delik açıp bizden bilgi alıyorlarsa? Open Subtitles ماذا لو وضعت هذه المخلوقات فتحات في أجسادنا ؟ ؟ لكي مثلاُ يزودنا معلومات ؟
    NerveGear, vücudumuza yolladığımız her şeyi engeller. Open Subtitles يقوم العتاد العصبيّ بمنع أيّ أمر تتلقّاه أجسادنا من هنا
    Ayrıca buzdolabındaki plastik için de endişeliyim ve plastiklerden bize, vücudumuza sızan plastikler ve zehirler hakkında da endişeliyim. TED وانا أيضاً مهتمة بتلك الاطعمة الموجودة في الثلاجات وانا مهتمة بذلك التسمم الذي يتراكم في أجسادنا جراء تلك الحافظات التي تحوي أطعمتنا
    vücudumuza ilk yerleşen mikroplar bebeğin bağırsaklarındaki ortamı değiştiriyor, böylece sonraki mikroplar yerleşebiliyor, tıpkı ilk istilacıların önce yerleşip diğer yerleşimcilerin üzerine inşa etmesi için alt yapıyı hazırlaması gibi. TED الميكروبات المبكرة جداً التي تستوطن أجسادنا اولاً تغير من بيئة قناة الهضم لدى الرضع لذلك الميكروبات التالية تكون قادرة على المضي، نوع منها كالغزاة الأوائل يأتون أولاً ويقيمون البنية التحتية للمستوطنين الآخرين ليبنوا فوقهم.
    Şöyle bir sorunumuz var: vücudumuza sentetik implantlar yerleştirmeye devam ediyoruz, adeta vücudumuza uhulayıp vidalıyoruz. TED حسناً، المشكلة هي أننا نستمر في زرع أشياء اصطناعية في جسمنا ونضع الغراء والمسامير فيه
    Akyuvarlarımız, vücudumuza bakteri saldırısı durumunda vücudumuzun savunucularıdır. Ve eğer enfeksiyona bağlı olarak bir iltihapla karşılaşırlarsa kandan akciğere geçer ve bakterileri yutarlar. TED الكريات البيضاء هي ما يدافع عن جسمنا ضدّ البكتيريا الدخيلة، و عندما تحسّ بهذا الالتهاب الذي تسبّبت فيه العدوى، سوف تدخل من الدّم إلى الرئة و تبتلع البكتيريا.
    vücudumuza gelen tehditler oldukça değişkendir, bağışıklık sisteminin de aynı ölçüde adapte olması gerekir. TED إن المخاطر التي تهدد أجسامنا متفاوتة بشكل كبير، وبالتالي فإن الاستجابة المناعية يجب أن تكون قابلة للتكيف بالمثل.
    İnsan ve yapay zekayı doğrudan vücudumuza entegre ederek, bizim yerimize geçmesi yerine bizi geliştirmesini sağlamak. TED دمج الذكاء البشري والآلي مباشرة داخل أجسامنا زيادة لنا، بدلًا من التقليل من شأننا أو استبدالنا.
    vücudumuza nasıl baktığımızla ilgisi olduğunu söylerdi. TED كيفية إهتمامنا بأجسادنا .

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more