"vücutlarından" - Translation from Turkish to Arabic

    • أجسادهم
        
    • الأجساد
        
    • تم قطعها
        
    Sadece üç kişinin öldürüldüğünü ve kafalarının vücutlarından ayrı olarak bulunduğunu anlattılar. Open Subtitles فقط بأن هناك ثلاثة مقطوعى الرأس فى الخلاء رؤوسهم وجدت مفصولة عن أجسادهم
    Çinliler eskiden insanları vücutlarından küçük et parçaları keserek idam ederlerdi. Open Subtitles يستخدم الصينيون طريقة لإعدام الناس ألا وهي قطع قطع صغيرة من لحم أجسادهم
    Bu savaşçı çocukları, böylesine büyük bir savaşta eğitmenin en kötü yanı etlerinin vücutlarından ayrılması değil. Open Subtitles أسوأ شيء عند علاج الفتيان المحاربين في الحرب العظيمة لم يكن في كون أجسادهم ممزقة
    Beni öptü. Sporcuların ateşli vücutlarından bahsetti. Open Subtitles وجلسنا نتكلم عن العاهرات ذوات الأجساد الرهيبه
    Kafalar, vücutlarından ayrılmalı. Open Subtitles يجب أن تفصل الرؤوس عن الأجساد
    Bu sayfalar, Karanlıklar içinde lanetlenmiş olanların vücutlarından parçalar koparılarak yapılmış metinler insan kanıyla yazılmış. Open Subtitles تلك الصفحات تم قطعها من جثث الملعونين، حيث كتب عليها المُظلمين تعويذاتهم بالدماء البشرية
    Bu, vücutlarından daha ince dallarda yürümelerine olanak sağlar. Open Subtitles يُتيح لهم ذلك المشي على فروعٍ أنحل من أجسادهم
    Çünkü avcılar son nefeslerini verdikleri o gece damgalar vücutlarından kayboldu. Open Subtitles لأن الصيّادين أبيدو عن بكرة أبيهم تلكَ الليلة، واختفت العلامات من أجسادهم
    - Baban insanların başlarını vücutlarından ayırmayı çok seviyor. Open Subtitles أنظري, والدكِ مولع بفصل رؤوس الناس عن أجسادهم
    Şeytanları vücutlarından çıkaracak. Open Subtitles سيخرج ذلك الكائنات الشيطانية من أجسادهم
    Acı kafesine dönüşen vücutlarından serbest bıraktım. Open Subtitles -أنا حررت أجسادهم بعدما أصبحت سجنا لللآلام.
    Derileri vücutlarından yüzülmüş. Open Subtitles الجلود أنتزعت من الأجساد
    Bir-iki sik yalarım, taşaklarıyla falan oynarım diye geliyorlardı ama bir şeyle oynayamadılar, çünkü kafaları vücutlarından ayrıldı. Open Subtitles كانوا يذهبون إلى هناك وكأنهم "سألعق قضيب، ربما الخصية أو هذا الهراء". لا. لم يتسنى لهم فرصة ليفعلوا ذلك لأن رؤوسهم تم قطعها.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more