"vücutta" - Translation from Turkish to Arabic

    • الجسم
        
    • الجسد
        
    • جسد
        
    • الجسمِ
        
    • داخل
        
    Üçüncüsü, ileri düzey gönderim araçları kullanacağız, bununla amaç, mevcut ilaçları vücutta tam da gitmesi gereken yere göndermek. TED الثالث، نحن نبني وسائل توصيل متقدمة لتوجيه الأدوية القائمة بدقة إلى حيث الأماكن التي تحتاج الوصول إليها في الجسم.
    Oluşumuna sebebiyet veren vücutta yaşamaya mecbur olmayan bir tür. TED أنه ليس ملتزما بالعيش داخل الجسم الذي نشأ منه
    Genelde bir implant daha gözenekli olduğunda vücutta daha etkilidir çünkü vücut dokularımız onun içine büyüyecektir. TED في العادة, الغرسات هي اكثر فعالية داخل الجسم اذا سهل اخترقها لان انسجة الجسم ستنمو عليها
    Benden umut yok. O vücutta hiçbir yardımım olmaz. Açılın! Open Subtitles لا تدعيهم ينقذونني، أنا مكسور لا يمكنني المساعده بذلك الجسد
    Birincisi, vücutta hiçbir şey diğerlerinden bağımsız şekilde olmaz. TED الأول هو أنه لا يوجد شيء يحدث في الجسد بصورة منعزلة عن باقي الجسد
    Onu yok etmek için değil aynı vücutta var olmak için Open Subtitles التي يمكن ان تجتمع في جسد واحد بدون القدرة على هزمه
    Görüyorsun, vücutta çok az yer kaplarlar. Nerdeyse hissedilmez. Open Subtitles كما تَرى، لديهم حجرة صغيرة في الجسمِ حتى وإن كان لا يُمْكنها أنْ تحسََّ
    Cerrah burada ilyak kanadından bir miktar kemik alır tam burada bulunur ve bu kemiği vücutta başka bir yere yerleştirir. TED وما قد يفعله الجراح هو أخذ بعض العظم من العرف الحرقفي الخاص بك، والذي يقع هنا، ومن ثم يقوم بزرعه في مكان آخر في الجسم.
    Öğrencilerine, metu hakkında bir sınav yapıyordu. Bunlar vücutta kanı, havayı, idrarı ve hatta kötü ruhları taşıyan damarlar. TED فهي تختبر تلامذتها بواسطة الأسئلة السريعة، أوعية الجسم التي تنقل الدم، الهواء، البول، وحتّى الأرواح الشريرة.
    işe hazırdırlar. Olfaktör nöronlar vücutta her 4-8 haftada bir düzenli olarak yenilenen tek nöronlardır. TED وجاهزة للعمل. إنها الخلايا العصبية الوحيدة في الجسم التي تتبدل بشكل دوري كل أربع إلى ثمان أسابيع.
    Kanser hücresindeki nihai hedefine kadar vücutta seyahati boyunca, paketlenmesi ve korunması gerekir. TED يجب أن تكون مغطاة ومحمية خلال رحلتها في الجسم وهي في طريقها إلى الهدف الأخير داخل الخلية السرطانية.
    Laboratuvarımda vücutta seyahat edebilecek ve tümör arayabilecek küçüklükte bir kanser nanodedekörü yaptık. TED في مختبري، قمنا بصنع كاشف نانوي للسرطان متناهي الصغر الذي يمكنه التنقل في الجسم والبحث عن الأورام.
    Ve o şeker molekülleri bu hastalara milyarlar tarafından enjekte olur ve tüm vücutta şekere aç hücreler ararlar. TED و تحقن جزيئات السكر تلك في أولئك المرضى بالمليارات، و تنتشر في جميع أنحاء الجسم باحثة عن الخلايا المتعطشة للسكر.
    Bu pek de zor değildir fakat bu yeni vücutta hayatta kalmak için virüsün, bağışıklık sistemi tarafından yakalanıp yok edilmeden önce başarılı bir enfeksiyon oluşturması gerekir. TED هذا ليس صعباً للغاية، لكن ليبقى على قيد الحياة في هذا الجسد الجديد، لابد أن يحقق الفيروس عدوى ناجحة قبل أن يُكتشَف ويُقضَى عليه بواسطة استجابة مناعية.
    Bu çirkin vücutta ve Olmayan Ülke'de yaşamaktan nefret ediyorum! Open Subtitles اكره ان يخيب املى و اكره العيش بهذا الجسد المريض واكره نيفر لاند
    Eğer bu vücutta kalacaksam, saçlarımı kazımalıyım. Open Subtitles إذا كنت سأظل فى هذا الجسد فيجب أن أحلق رأسى
    O vücutta soğuktum, acı çekiyordum, ve bunları bir daha hissetmek istemiyordum. Open Subtitles كنت أشعر بالبرد و الألم في ذلك الجسد و لم أكن أريد أن أشعر بهذا بعد الآن
    Belki başka bir vücutta başka bir yerde, başka bir zamanda. Open Subtitles ربما في جسد أخر في مكان أخر، وفى زمن أخر
    Hastalık sağlıklı ruh hali olan bir vücutta var olamaz. Open Subtitles لا يستطيع المرض أن يعيش في جسد ذو حالة عاطفية سليمة
    Ellen, mürüvvet ve nezaketin özel bir şekilde tek vücutta buluşmuş Amerikan ruhuna sahipti. Open Subtitles كانت إيلين مزيجاً خاصاً من الشجاعة والطيبة مركّباً ليشكّل كياناً جسّد.. وياله من جسد.. روحاً أمريكية،
    Elektrikli sandalyede idamda akım kafanın üstünden içeri girer ve tüm vücutta dolaşarak bileğe bağlı kablodan çıkar. Open Subtitles شاهدْ، في القتل بالصدمة الكهربائية، يَدْخلُ التيارُ الرئيسَ خلال الطاقيّةِ ومَسْحُوبُ خلال الجسمِ

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more