"vadideki" - Translation from Turkish to Arabic

    • الوادي
        
    • بالوادي
        
    • فى الوادى
        
    vadideki ısıya duyarlı etoburlar için... ateşten daha cazip bir şey olamaz. Open Subtitles لا شيء مثل نار للجذب كل إرادة حرارة آكل لحم في الوادي.
    Ve en önemlisi vadideki son firavunu bulan adam olmak istiyor. Open Subtitles يريد أن يكون الرجل الذي وجد قبر الفرعون الأخير في الوادي
    Dolayısıyla, bütün vadideki koyun ve keçilerin kıyımına karar verildi. Open Subtitles وعليه وتبعا لذلك فإن القرار قتل جميع الخراف في الوادي
    O kadar özel olduğunu düşünüyordu ki, vadideki ayak takımıyla muhattap olma gereği duymadı ve vadi kızı Brook'un bunu bildiğinden emin oldu. TED اعتقدت بأنها مميزة جدًا لم تكن بحاجة للاختلاط مع أراذل الناس من الوادي وحرصت بأن فتاة الوادي بروك يعلم بذلك
    Hayat, vadideki insanlar için çok daha zorlaşmaya başlamıştı. Open Subtitles كما لو كان مع الاجداد الحياه اصبحبت اصعب على الناس بالوادي
    vadideki insanların %98'inin elektriği yok. Open Subtitles اليوم 98 مواطن من قاطني الوادي ليس لديهم كهرباء
    Tevekkeli vadideki bütün tesisatçılar işi reddetmiş. Open Subtitles لا عجب أن جميع عُمال السباكة في الوادي قد رفضوك
    Burası vadideki son köy Yaklaşık 100 kişi yaşıyor Open Subtitles القرية الأخيرة في الوادي حيث يعيش 100 شخص
    vadideki korunaklı, kırmızı halılı Çiftlik Evi, Open Subtitles مكان محمي في حضن الوادي مفروش بالون القرمزي
    vadideki hasatlara musallat olan mantarın nedeni bu. Open Subtitles لقد سبب دمار كبير للمحاصيل هنا في الوادي.
    Evet, hayatımın bütün günlerinde iyilik ve inayet ardımca yürüyecek çünkü büyük bir çubuğum var ve vadideki en aşağılık herifim. Open Subtitles بالتأكيد الخير والرحمه سيكونان معي طوال أيام عمري.. لانني أحمل أكبر عصا وأنا أبن عاهرة في الوادي
    vadideki kazıların çoğu çok özensizdi. Open Subtitles أغلب التنقيب الذي تم في الوادي كان بطريقة مهملة جدا
    Ondan sonra ikimiz vadideki bir otelde dinleneceğiz. Open Subtitles وبعدها سنأخذ قسطا من الراحة في أحد الفنادق الموجودة أسفل الوادي
    vadideki rüzgar mermiyi yolundan birkaç santim saptırabilir. Open Subtitles الريح في الوادي ستغير مسار الطلقة بمقدار إنشات
    vadideki devasa bir buzulun eteğine kamp kurdular. Open Subtitles لقد أقاموا المعسكر فوق نهر جليدي فوق الوادي
    Bu arada vadideki tüm elektriği kesin ve sakın organizmaya saldırmayın, yoksa büyümesini hızlandırmış olursunuz. Open Subtitles في هذه الأثناء، أطفئ كل الكهرباء في الوادي ولا تهاجم الكائن وإلا سينميه أكثر
    Bu vadideki direniş gün geçtikçe daha güçleniyor. Open Subtitles الثائرون في هذا الوادي يصبحون أقوى كل يوم
    Şimdilik, şahsen, vadideki çocuklara olumlu bakıyorum. Open Subtitles الان ، بشكل شخصي ، انا اميل نحو الاولاد الذين في الوادي
    Sulama borusu arazinin her yerine gidiyor. vadideki sudan alıyor olmalılar. Open Subtitles حتماً يستخدم المياه الموجودة بأعلى الوادي
    Senin tarafından atılıyordu. Bu yüzden vadideki esrar bitkileri ölüyordu. Open Subtitles قمتَ برميها هذا سبب موت أشجار الحشيش في الوادي
    vadideki tüm Çin Lokantaları'nın yakınlarındaki sokak kameraları incelendi mi? Open Subtitles أجمعنا المقاطع المسجلة من جميع المطاعم الصينية بالوادي ؟
    Ve tabii vadideki topçular ateş açtı. Open Subtitles وبالطبع كانت المدفعية المتراصة فى الوادى بالأسفل قد بدأت تهدر

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more