Ve bebeğimizin vaftiz babası oldun. Seni alçak, soğukkanlı piç kurusu! | Open Subtitles | ووقفت لتكون الأب الروحي لطفلنا أيها الوغد الذي لا قلب له |
Arkadaşımdı. En iyi dostum. Kızımın vaftiz babası. | Open Subtitles | كان صديقي ، صديق المفضل إنه الأب الروحي لابنتي |
Ama vaftiz babası olursam, ebediyen hayatınızın içinde olurum. | Open Subtitles | لكن إن أصبحتُ الأب الروحي سأكون في حياتك إلى الأبد |
Will'le konuşuyorduk ve Henry'nin vaftiz babası olmanı istiyoruz. | Open Subtitles | انا و ويل كنا نتكلم و نريدك أن تكون عراب هنري |
Yıllar sonra, çocuk hırslı bir adam olduğunda, onun iskeletsel vaftiz babası söz verdiği ziyareti gerçekleştirdi. | TED | بعد عدة سنوات، عندما نما الطفل ليصبح شابًا طموحًا، قدم عرابه بهيئته الهيكلية لزيارته الموعودة. |
Jonah'ın vaftiz babası olmandan memnuniyet duyarız. | Open Subtitles | فأننا نود منك ان تكون الاب الروحى لجوناه |
Oğullarının vaftiz babası olmanı istiyorlar. | Open Subtitles | كونى و كارلو يريدان أن تكون الأب الروحى لابنهما |
Onun kızımız için harika bir vaftiz babası olacağını biliyorsun. | Open Subtitles | و أنت تعرف أن يبكون أب روحي ممتاز لبنتنا |
Bu arada, sanırım bebeğinin vaftiz babası kendini kötü bir kolonya ile vaftiz etmiş. | Open Subtitles | أعتقد أن عرّاب إبنك عمّد نفسه في قولونيا سيئة |
vaftiz babası, bu çocuğun vaftiz edilmesini istiyor musun? | Open Subtitles | ايها الأب الروحي,هل هي رغبتك ان يتم تعميد هذا الطفل؟ |
Hepsinin vaftiz babası gibi, okuduğumuz hiçbir bilgi... hiçbir şekilde objektif değil. | Open Subtitles | إنه مثل الأب الروحي للجميع ولا شيء مما نقرأه يمتلك إستحقاق طفيف للمقال الهادف |
Politikacılarla yemek yer ve çocuklarının vaftiz babası olur. | Open Subtitles | إنه يتناول العشاء مع سياسيين وهو الأب الروحي لأطفالهم |
- Yeğenlerinin vaftiz babası. - Evet, ne harika onun için. Benim için daha kolay. | Open Subtitles | وهو الأب الروحي لابنة أخته وابن اخيه- نعم,حسنا,كم هذا رائع- |
Bak, oğlunun vaftiz babası olmamı istediğinde bunu çok ciddiye almıştım. | Open Subtitles | أتعلم، عندما طلبت منـّي أن أكون الأب الروحي لابنك -أخذت الأمر بجدية تامة -أعلم، وأقدر لك ذلك |
Dr. Cox kızının vaftiz babası olmam konusunda pek de neşeli sayılmazdı. | Open Subtitles | الأب الروحي لابنته جوردن) هناك بعض الأشياء) التي أفضل أن أراها تحدث |
vaftiz babası olmak hiç ilgimi çekmiyor. | Open Subtitles | أنا لست مهتم بأمور الأب الروحي. |
Çok üzgünüm, Cece'nin vaftiz babası olmadığını söylemeni istiyorum. | Open Subtitles | لكنني آسفة ليس اليوم أريد بأن تقول لي بأنك تعلم أنك لست عراب سيسي |
Imogene için daha kötü bir vaftiz babası düşünemiyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أفكر في عراب أسوأ لإيموجين |
Christian nasıl Matt'in vaftiz babası olduysa, ben de sizin bebeğinizin vaftiz babası olurum. | Open Subtitles | أنا فقط أمل أَنا كجيد a عراب إلى طفلكَ الرضيعِ كمسيحي قَدْ كَانَ في مات. |
Mick Andreas'ın vaftiz babası, aynı zamanda ABD Başkan Yardımcısı. | Open Subtitles | ميك اندرياس لديه عرابه وهو نائب رئيس الولايات المتحدة |
Laurie'ye, Will'in, vaftiz babası olmasını kabul ettirmek için ne kadar uğraştığımı biliyor musun? | Open Subtitles | أتعلمى كم الجهد الذى بذلته لأجعل لورى توافق على ان يكون ويل الاب الروحى ؟ |
Ve bebeğimizin vaftiz babası oldun. Seni alçak, soğuk kanlı piç kurusu! | Open Subtitles | ووقفت لتكون الأب الروحى لطفلنا أيها الوغد الذى لا قلب لة |
Çocuklarımım vaftiz babası. Onu sana veremem. | Open Subtitles | و هو أب روحي لأبنائي، لا يمكنني تسليمه فحسب. |
Aslında, çocuğun... vaftiz babası olmanı istiyorum. | Open Subtitles | وإن كانت تهمك الحقيقة أرغب في أن تكون عرّاب أولادي |
Ben, vaftiz babası, benim durumumda biri. | Open Subtitles | ساكون الاب الروحي بهذا وضعي؟ |
vaftiz babası olarak onu seçtiklerine inanamıyorum! | Open Subtitles | لا أصدق من هو العراب الجديد |
Neden vaftiz babası olmamı istediler bilmiyorum. | Open Subtitles | أجهل لماذا طلب مني أن أكون العرّاب |