| Çünkü vahşi doğada sahip olduğumuz tek avantaj, -- sivri dişlerimiz, pençelerimiz ya da hızımız değil -- gerçekten iyi yaptığımız tek şey, terlemektir. | TED | ان واحدة من الايجابيات التي وجدت في البرية لدينا ليست المخالب ولا الانياب .. ولا السرعة ان الامر المميز جداً هو اننا نتعرق .. |
| San Diego hayvanat bahçesindeki kontrollü çiftleştirme sayesinde, artık onlardan 405 tane var, bunlardan 226'sı vahşi doğada. | TED | وبفضل التربية في الأسرأصبح عددها اليوم 405 طيرا بحديقة سان دييغو و 226 في البرية. |
| Gergedanlar C130 uçaklarıyla bu vahşi doğada yaşamak için getirildi. | TED | تُنقل حيوانات وحيد القرن جواً في طائرات سي 130 من أجل البحث عن ملاذ في البرية. |
| Söylesene, vahşi doğada | Open Subtitles | إذا تخبرني أنك تذهب للبرية |
| Onlar bana Okavango hakkında bildiğim herşeyi anlattılar -- vahşi doğada var olmayı. | TED | لقد علّموني كل ما أعرفه حول أوكافانجو الأم... حول التواجد في البريّة. |
| Nehrin karşı kıyısında bir geyik meler vahşi doğada beslendiği yer. | Open Subtitles | عبر الضفة غزال يمأمئ فى البرارى حيث يأكل |
| vahşi doğada onları izledim ve her şey sadece birkaç saniye sürüyor. | TED | لقد رأيتهم يمارسونة فى البرية وينتهى فى غضون ثوانى. |
| Gidip kendi yemeğimi kendim bulacağım. vahşi doğada yemek arayacağım. | Open Subtitles | سأذهب، لأتعرّف أكثر على نفسي و أبحث عن الطعام في البراري |
| Yanlış. Bu korkunç bir şey. Bu onları vahşi doğada korumayı başaramadığımızın kanıtı. | TED | هذا مروع. فهو إثبات لفشلنا في الحفاظ عليهم في البرية. |
| ve tabi ki güzel ayılar vahşi doğada yaşayabilecekler. | TED | ويمكن للدببة الجميلة بالتأكيد العيش في البرية مجدداً. |
| Muhtemelen vahşi doğada bir dilleri olduğunu öğreniyoruz. | TED | نتعلم أنه من المحتمل ان يكون لهم لغتهم الخاصة في البرية. |
| -Bu yüksek rafine edilmiş bir tip yemek. -Bunu vahşi doğada bulamazsın. | Open Subtitles | هذا طعام نقي إلى حد كبير شيء لن تجده في البرية |
| -Gidip vahşi doğada kendimi bulmalıyım. -Hey hey -Lütfen. | Open Subtitles | علي أن أذهب لأجد نفسي في البرية أنت، أنا لم أطلب منك أن تتبعني |
| Hayır, yalnızca... Bunların hiçbiri vahşi doğada yok. | Open Subtitles | لا، لا، حقا أنا أريد فقط بالتأكيد ليس لديك هذا في البرية |
| Bu vahşi doğada bulamayacağın kadar yüksek oranda rafine edilmiş bir gıda. | Open Subtitles | هذا طعام نقي إلى حد كبير شيء لن تجده في البرية |
| Söylesene, vahşi doğada | Open Subtitles | إذًا أخبرني، تذهب للبرية |
| Onu vahşi doğada bulmuş diye hikâyeler anlatmaya başlarlar. | Open Subtitles | فيبدأون بتبادر قصص عن إيجاده في البريّة |
| Evet. vahşi doğada hayatta kalmayla ilgili. | Open Subtitles | أجل، إنه عن البقاء في البريّة |
| Georgie vahşi doğada benimle birlikte savaştı önemli kuralların olduğu Avrupa'nın zarif arazilerinde değil. | Open Subtitles | جورجي) قاتل جنباً إلى جنبٍ معي) في البريّة و ليس في الميادين الأنيقة بأوروبا حيث القواعد هي ما تسود الأمور |
| Hayatında bir kez olsun vahşi doğada bulunmadın. | Open Subtitles | انت لم تكن فى البرارى ليوم من حياتك |
| Şimdi hepimiz bir aile gibi oturacağız ve "vahşi doğada Yaşamak" konulu kitabı okuyacağız. | Open Subtitles | سوف نجلس كلنا كعائلة ونستمع الى قصة ملهمة عن البقاء حيا فى البرية |
| Seni vahşi doğada yaşayan ama ürpertici bir kabinde eski dergilerle dolu ve manken parçalarıyla hayal ediyordum. | Open Subtitles | حتماً تصورتك تعيش في البراري لكن في كبينة مخيفة, ممتلئة ببعض المجلات و بعض دمى عارضات الأزياء |