Ve Harley ve ben,bir aile kurmanın vaktinin geldiğini düşündük. | Open Subtitles | و كنت أعتقد أنا وهارلي انه قد حان الوقت لعمل عائلة |
Birliğimizin tam olarak kurulmasının vaktinin geldiğini düşünüyoruz. | Open Subtitles | حسناً , أعتقد أنه قد حان الوقت لإعادة وحدتنا العظيمة |
Ve bu gece yapmak istediğim şey, diğer plütokratlara, benim de içinde bulunduğım gruba, dolaysız yoldan seslenmek. Çünkü, hepimiz için bir konuşma yapmanın vaktinin geldiğini düşünüyorum. | TED | وأريد أن أتحدث مباشرة، هذا المساء إلى البلوتوقراطيين الاخرين، إلى أهلي فيبدو أن الوقت قد حان لنا جميعًا لنتحدث |
Yıllardır hazırlanıyorlardı ve Rosa Parks tutuklandıktan sonra eyleme geçme vaktinin geldiğini düşündüler. | TED | لقد قاموا بالإعداد للأمر لسنين عديدة ثم قرروا أن الوقت قد حان ليتحركوا بعد أن اعتُقلت روزا باركس. |
Onunla olanlar hakkında konuşma vaktinin geldiğini düşünmüştüm. | Open Subtitles | اعتقدت أنه حان الوقت لأتحدث عن كل شيء معه. |
Ama bugün o gölge alışveriş vaktinin geldiğini haber vermekle kalmadı. | Open Subtitles | و لكن اليوم البرج لم يعلن فقط أنه وقت الذهاب الى التسوق بل أيضاً، |
Kalkma vaktinin geldiğini anlatmaya çalıştım ona. | Open Subtitles | لقد حاولت أن أخبرها أنه حان وقت الإستيقاظ. |
Eninde sonunda, işe el atmamın vaktinin geldiğini anladım. | Open Subtitles | وفي نهاية المطاف، شعرت أن الوقت حان لأتقدم |
Ve onlardan bir parça koparma vaktinin geldiğini düşündün. | Open Subtitles | وإعتقدت بأنه قد حان الوقت لتأخذ قطعة. |
Artık kendi solucanını avlamasının vaktinin geldiğini biliyordun. | Open Subtitles | 03,424 علمتي أنه قد حان الوقت لتجد" "دودتها بنفسها |
Buna ek olarak, güvenlik ve halkın emniyeti adına bu güne kadar sıkı şekilde korunan bir sırrı açıklamanın vaktinin geldiğini hissediyorum. | Open Subtitles | ايضالاجلاهميةسلامةوامن العامة.. اري ان قد حان الوقت للكشف عن بعض المعلومات الماكدة التي كانتتعتبرحتيالان... تعتبر من المعلومات السرية للغاية |
Kendimi berbat bir dil krampının pençesinde hissederken, Kylie'ye en sevdiğim dansı göstermenin vaktinin geldiğini düşündüm. | Open Subtitles | بينما شعرت بإنقضاضة لسانها المتوحش قررت أنه قد حان الوقت كي أري (كايلي) رقصتي المفضلة |
Jude'a onu eve götürme vaktinin geldiğini söyledim. | Open Subtitles | أخبرت (جود) أنه قد حان الوقت لآخذه للمنزل |
Kardeşlerim... dünyamız karardıkça... benden sonra, mezarların sırrını benden sonra... taşıyacak kişinin adını verme vaktinin geldiğini hissediyorum. | Open Subtitles | كلما ازداد عالمنا سواداً وأزدادت حالتي الصحية سوءاً أشعر بأن الوقت قد حان لأن أسمي التي |
Bu okulun sarışınlara bir şans vermesinin vaktinin geldiğini düşündüm. | Open Subtitles | لقد فكرت أن الوقت قد حان لكى تعطى المدرسة فرصة للشقراوات |
Baş komiserin görevinden ayrılma vaktinin geldiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | وأؤمن أن الوقت قد حان لأن تعلن المشرفة استقالتها |
Ama yavru kuşlar her ne kadar korkuyor olsa da, anne kuş uçup gitmelerinin vaktinin geldiğini biliyordu. | Open Subtitles | و بالرغم من أن الأم تعرف أن صغارها خائفو ن إلا انها تعلم أنه حان الوقت لهم بأن يطيروا بعيدا |
Bazı cevaplar vermesinin vaktinin geldiğini düşünmüyor musun? | Open Subtitles | ألا تظن أنه حان الوقت لها لأعطاء بعض الأجوبة؟ |
Ben de ailemi ziyaret etme vaktinin geldiğini düşündüm. | Open Subtitles | وفكرت أنا أنه وقت مناسب لزيارة والدي |
Davut'un ailesi gitme vaktinin geldiğini söyledi. Dağlarda güneş erken batıyor ve geceler Taliban'a ait. | Open Subtitles | عائلة (داوود) أخبروني أنه وقت الرحيل، فالشمس تغرب باكرًا في الجبال، |
Şu anda bu küçük adam yemek vaktinin geldiğini söylüyor. | Open Subtitles | في هذه اللحظة، أظن أن هذا الفتى يخبرني أنه حان وقت الطعام. |
Gardiyan öğleden sonra beni arardı ve özel parti vaktinin geldiğini söylerdi. | Open Subtitles | أتصل بي آمر السجن بعد الظهر... واخبرني أن الوقت حان لواحدة من حفلاته الخاصة |