| Her iki Cumartesi'de bir, bu valizleri aşağıya evladının arabasına taşıyor, ve her iki Cumartesi'de bir, tekrar geriye yukarı çıkartıp, açıyor. | Open Subtitles | كل ثانٍ سبت يحمل تلك الحقائب وصولاً إلى سيارة ابنه، وفي كل ثانِ سبت يحملهم عائداً إلى الطابق العلوي مرةً أخرى ويفرغهم. |
| İşin biter bitmez valizleri getirebilir misin, lütfen? | Open Subtitles | أيجور.. هلا جلبت الحقائب بعدأن تنهى ما فى يدك.. من فضلك |
| Her şeyi Silentium'e götürün. Ellis, sen de valizleri al. | Open Subtitles | هذا، خذ كل شيء إلى سيلنتم أليس، تأخذي الحقائب |
| Tabii ki ama ağır valizleri getirip onlardan önce boşaltmak istedim. | Open Subtitles | بالطبع أنتِ كذلك. لكني أود أن أتأكد من عودة الحقائب الثقيلة وتفريغها قبل وصولهم هنا |
| Ardından üzerimi değiştirmek ve valizleri kapatmak için buraya geldim. | Open Subtitles | ثم أتيت إلى هنا لأغير و الإنتهاء من حزم الأمتعة |
| valizleri kontrol edelim. | Open Subtitles | لنتفقد الحقائبَ. |
| Kimseyi endişelendirmek istemiyorum ama valizleri bırakıp beni hastaneye götürür müsünüz? | Open Subtitles | لم أرد أن افزع أي أحد لكن اترك الحقائب و خدني مباشرة للمشفى |
| En üst raftaki tüm büyük siyah valizleri almanı ve onları en alt rafa koymanı, büyük kahverengi valizleri ise en alt raftan alıp en üst rafa koymanı istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تأخذ جميع الحقائب السوداء التى على الرف العلوى و تضعهم على الرف السفلى و تأخذ الحقائب البنية من على الرف السفلى و تضعهم على الرف العلوى |
| Hepsini kutulara at. valizleri boş ver. | Open Subtitles | فقط إرميهم في كل الصناديق إنس الحقائب |
| Siz valizleri ve başka insanların ülkelerini çalıyorsunuz. | Open Subtitles | أنتـم تسرقون الحقائب وأرض الشعوب الأخرى |
| valizleri yukarıda tutun. | Open Subtitles | احتفظوا بهذه الحقائب يا فتيان. |
| valizleri yukarıda tutun. | Open Subtitles | احتفظوا بهذه الحقائب يا فتيان. |
| Munna valizleri getiriyor. Sizinle o konuşacak, çağırın. | Open Subtitles | سيحضر منّى الحقائب وسيتكلم معك أدعه |
| Ida, gidip valizleri getir gidiyoruz. | Open Subtitles | إيدا ، جهزي الحقائب التي وصلنا بها |
| Babamla valizleri taşıma konusunda korkunç bir kavga etmiştiniz. | Open Subtitles | وتعاركت مع أبي عمّن سيحمل الحقائب. |
| valizleri alıyor. | Open Subtitles | انه يحمل الحقائب |
| O valizleri boşaltmayı sever | Open Subtitles | يحب أن يفرغ الحقائب |
| Bütün valizleri açın. | Open Subtitles | أفتح كل الحقائب |
| valizleri halledin. | Open Subtitles | أحضري الحقائب اووه |
| Alan ile El'e valizleri çıkartmada yardım edeyim. | Open Subtitles | (سأذهب لمساعدة (آلان و (إيل) في تحميل الحقائب |
| Rock star köpekleri hariç... Ve de rock star valizleri. | Open Subtitles | دون غحتساب شهرتها كنجم للروك و الأمتعة المرافقة |
| valizleri kontrol edelim. | Open Subtitles | لنتفقد الحقائبَ. |
| Bütün gün valizleri boşalttım. Dışarı hiç çıkmadım. | Open Subtitles | قمت بافراغ الامتعة طوال اليوم حتى لم اخرج لمرة |