"varacağız" - Translation from Turkish to Arabic

    • سنصل
        
    • سوف نصل
        
    • سنكون هناك
        
    • وسنصل
        
    • سيوصلنا
        
    Mağazanın altından tünel kazacağız tavukçunun altından geçip direkt kasalara varacağız. Open Subtitles سنحفر في النفق ومنه لأسفل مطعم الدجاج , ثم سنصل للخزينة
    Kararlaştırılan noktaya yarın sabah 8'de varacağız. Open Subtitles سنصل إلى وجهتنا صباح الغد في تمام الساعة الثامنة.
    Swan Quarter'a saat 5'te varacağız her zamanki gibi. Open Subtitles سنصل الى سوان كوارتر في الخامسة كما جرت العادة
    Oraya bu öğleden sonra varacağız. Bu da, Cuma, Cumartesi, Pazar ve Pazartesi oradayız demek. Open Subtitles سوف نصل هناك بعد ظهر اليوم الجمعة,السبت,الأحد,الإثنين
    Çok yakında varacağız ve her şeyi öğreneceksin. Open Subtitles نحن سنكون هناك قريبًا جدا وستعرفين كل شيء
    Trafik berbat. Eninde sonunda varacağız. Open Subtitles زحمة السير جنونية سنصل هناك في آخر الأمر.
    Oğul, havaalanı buradan 25 km uzaklıkta daha erken varacağız. Open Subtitles هناك مطار على بعد 25 كيلومتر سنصل بسرعه اكبر
    Seninle ikimiz, oğlum, biraz zaman alır ama sonunda oraya varacağız. Open Subtitles , أنا و أنت، هذا سيستغرق منا بعض الوقت لكننا سنصل لهذه المرحلة
    Üzgünüm. Hareket hâlindeki bir ambulanstan inmenize izin veremem. Az kaldı varacağız. Open Subtitles عذراً، لا أستطيع ترككَ تقفز عن سيّارة إسعاف متحرّكة، سنصل قريباً
    Peki. Oraya daha hızlı varacağız demekse seni taşıyacağım. Open Subtitles حسناً، إذا كان هذا يعني إننا سنصل الى هناك بسرعة سأحملك
    Sola döndüğümüzde, 10 dakika sonra istasyona varacağız. Open Subtitles إذا إتجهنا يساراً سنصل المحطة خلال 10 دقائق
    Henüz Vegas'tan uzaktayız ama eninde sonunda oraya varacağız. Open Subtitles نحن لسنا تماما في لاس حتى الآن، لكننا سنصل هناك في نهاية المطاف.
    Milletvekili Jackson, Kaptan Emmett bu transferin 11'de olduğunu söyledi. Ve bu hızla gidersek, oraya 1 saat erken varacağız. Open Subtitles 00 في معدل نحن ذاهبون، أننا سنصل هناك أكثر من ساعة في وقت مبكر.
    İlk olarak fark edilmeden Bergen Kasabası'nın sınırlarına varacağız. Open Subtitles أولا سنصل الى حافة مدينة البيرجنز من دون أن يرانا أحد
    Öğle saatlerinde varacağız ve Vali ile Batı Hint adalarının temsilcileri tarafından karşılanacağız. Open Subtitles سنصل مع حلول الظهيرة ليستقبلنا الحاكم وممثلو جزر الهند الغربية
    Bu nehri takip edip tekneye ulaştıktan sonra tam vaktinde kuzey sahiline varacağız. Open Subtitles سنصل للقارب ثم سنصل للشاطيء الشمالي في الموعد المقرر
    Sonra oraya varacağız ve iki gece otelde kalacağız. Open Subtitles وبعد ذلك سنصل إلى هناك ونتقاسم غرفة في الفندق لليلتين.
    Çok geç olmadan yerleşkeye varacağız. Open Subtitles سوف نصل الاحياء السكنية قبل مضي وقت طويل
    Sayın yolcular, Toronto Union İstasyonuna 5 dakika içinde varacağız. Open Subtitles انتباه أيها المسافرون ، سوف نصل إلى تورنتو المحطة المشتركة ، بعد خمس دقائق
    Oraya önce biz varacağız. Open Subtitles ولكن سنكون هناك لأول مرة. Ifwe عجلة من امرنا، وهذا هو.
    Başladığınız gün evde görüşürüz. Anlaşmaya varacağız. Söz veriyorum. Open Subtitles في اليوم الذي تبدأ به سأتواجد في الفيلا وسنصل إلى اتفاق، أعدك بذلك
    Onun tahminine göre, ki ben de öyle düşünüyorum, 11'e 9 dakika kala havalimanına varacağız. Open Subtitles حسب تقديره, وهو ما أقبله انه سيوصلنا إلى هناك من 9 لـ 11 دقيقة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more