Şef Unalaq'ın birliklerinin Güneyi zapt etmesinden sonra Varrick bir ayaklanma başlattı. | Open Subtitles | , بعد قوات الزعيم أونولاك سيطرت على الجنوب فاريك حرض على أنتفاضة |
Varrick Küresel Şirketleri'nin yaratıcılık ve yeniliğe nasıl öncülük ettiğini ilk elden görmek üzeresiniz | Open Subtitles | أنتم على وشك أن تحصلوا على نظرة داخلية لكيف صناعات فاريك العالمية |
Varrick'in onun aklına girmesinden korkuyorum. | Open Subtitles | انا قلق بأنها قد تحصل على بعض النصائح السيئة من فاريك |
Bu arada Varrick, Bolin'e en yeni filminde baş rol vermiştir. | Open Subtitles | في هذه الأثناء يقوم فاريك بتصوير بولين كبطل لفيلمه الجديد |
Varrick dünyanın en zenginlerinden biridir ve global gemicilik işinin tamamını o kontrol eder. | Open Subtitles | يعتبر "فيريك" من أغنى رجال العالم فهو يسيطر على كل أعمال شحن السفن العالمية |
Asami ise Varrick ile riskli bir iş ortaklığına girmiş ve Unalaq'a karşı savaşlarında yardım etmek için meka-tanklarını Güney'e göndermiştir. | Open Subtitles | أسامي تقوم بمغامرة في مجال الأعمال مع فاريك و شحنتها لدبابات الميكا في طريقها لمساعدة الجنوب في الحرب ضد أنولاك |
Varrick, bir gemin daha tuzağa düştü. | Open Subtitles | . فاريك, لقد تمت مصادرة سفينة أخرى من سفنك |
Varrick Endüstrileri Filosu'ndaki beşinci en iyi gemimi çaldıklarına inanamıyorum. | Open Subtitles | لا يمكنني تصديق أنهم استولوا على خامس أفضل سفينة في أسطول فاريك الصناعي |
Mancınık ve yaban domuzu maymunumuz yok ama bir uçan bizonumuz ve Varrick'in gemisinde de bir uçağımız var. | Open Subtitles | , ليس لدينا منجنيق وقرود الخنازير , لكن لدينا ثور طائر وهناك طائرة على سفينة فاريك |
Unalaq'ın ifadesine göre Varrick'in iç savaş hazırlığı yaptığı bir toplantıya katılmışsın. | Open Subtitles | , وفقا لشهادة أونولاك أنت ِ حضرتي أجتماع حيث فاريك حاول ان يحرض لحرب أهلية |
Toplantıyı Varrick ve baban yönetiyorlardı değil mi? | Open Subtitles | فاريك ووالدك ِ قادا الأجتماع , إليس كذلك ؟ |
Ne mutlu sana ki Varrick yanında. | Open Subtitles | هو الكذب بشكل كبير والمغادرة سريعا لحسن حظك , فاريك يحمي ظهرك |
Varrick'in amansız takipçisi olarak kendini hapiste bulan Mako haricinde herkes. | Open Subtitles | الجميع عدا ماكو والذي دخل السجن بسبب فاريك |
Varrick, onun Cumhuriyet Şehri'ni savaşa sokmak için Kuzeyli askerler gibi davranan çete üyeleri tuttuğunu öğrendiğimi biliyordu. | Open Subtitles | تم الإيقاع بي علم فاريك بأني اكتشفت قيامه بتوظيف عصابات بأن يتظاهروا بأنهم من الجنود الشماليين |
Sana Varrick'in göründüğü gibi biri olmadığını anlatmaya çalışıyorum. Asami nerede? | Open Subtitles | احاول ان اخبرك بأن فاريك لايبدو كما هو عليه |
Eğer Varrick hakkındaki teorim doğruysa bu geceki ilk gösteriminde bir şeyler ters gidebilir. | Open Subtitles | اذا كانت نظريتي عن فاريك صحيحة سوف يحصل شيئاً الليلة في عرضك |
Varrick, ne yapmaya çalıştığını biliyorum ve propagandanın Kuzey Su Kabilesi ile savaşa girme konusundaki fikrimi değiştireceğinden şüpheliyim. | Open Subtitles | فاريك اعلم ماتفعل وأشك بأن دعايتك ستغير من رأيي للذهب للحرب مع قبيلة الماء الشمالية |
Varrick'in planı seni kaçırıp suçu Kuzey'in üstüne atmaktı. | Open Subtitles | خطة فاريك كانت بإختطافك وإلقاء اللوم على الشمال |
Son gelişmeleri Dr. Varrick yaptı. | Open Subtitles | الدكتورة (فيريك) هي من حققت الإنجاز الآخير المبعوث يبالغ |
Ne yazık ki, bunu yapabilecek en yetkin kişi Dr. Varrick'ti. | Open Subtitles | للأسف، كانت (فيريك) مؤهلة أكثر لهذه المهمة |
Beş Varrick enerjisi topluyor ... | Open Subtitles | لقد قمات بتسجيل خمسة فاريكات من الطاقة (فتريكات |
Varrick'in bu kadar ileri gidebileceğini bilmiyordum. | Open Subtitles | لم تكن لدي فكرة لأي مدى كان فايرك مستعدا للذهاب إليه |