"varsayıyorsun" - Translation from Turkish to Arabic

    • تفترض
        
    • تفترضين
        
    • افترضت
        
    Fakat bu bir sorun, çünkü hayatındaki bütün insanların bu durumu kabullenmeyeceğini varsayıyorsun. Open Subtitles ولكنها مشكلة بالنسبة لك لأنك تفترض أن كل المحيطين بك لن يتقبلوا الأمر
    Fakat bu bir sorun, çünkü hayatındaki bütün insanların bu durumu kabullenmeyeceğini varsayıyorsun. Open Subtitles ولكنها مشكلة بالنسبة لك لأنك تفترض أن كل المحيطين بك لن يتقبلوا الأمر
    Yani derimin rengine bakarak üzerimde uyuşturucu taşıdığımı varsayıyorsun, öyle mi? Open Subtitles إذاً فقط وبسبب لون بشرتي , تفترض إنني أحمل مخدرات ؟
    Sen de varsayıyorsun ki açgözlülük, zayıf üyelerin bazılarında ideolojiye baskın gelmiyor. Open Subtitles أنتِ تفترضين أن الطمع لن يتحول إلى مفهوم بالنسبة لبعض الأعضاء الضِعاف
    Neden Turizm Otelcilik diploması olan birinin anayasa hukuku hakkında bilgili olmayacağını varsayıyorsun? Open Subtitles لماذا تفترضين تلقائيًا أن إدارة الضيافة الرئيسية لن تستطيع التحدث مع التطور حول قوانين الدستورية؟
    Bir kız ortaya çıkıyor ve sen onunla takıldığını mı varsayıyorsun? Open Subtitles اذن جاءت فتاة الى هنا وانت افترضت انك نمت معها من قبل
    Icarus I'i uçurabileceğimizi varsayıyorsun. Open Subtitles أنت تفترض أننا سنكون قادرين على توجيه أكريوس 1
    Bunun, benim hep istediğim şey olmadığını varsayıyorsun. Open Subtitles أنت تفترض أن هذا ليس ما أردته أنا من البداية
    Onların bizim canlı olduğumuzu varsayıp geleceklerini varsayıyorsun. Open Subtitles أنت تفترض أنهم يفترضون أننا أحياء وسيعودون لأجلنا
    Gelecek nesillerin bunu soykırımı olarak kabul edeceğini varsayıyorsun. Open Subtitles أنت تفترض أن الأجيال القادمة ستعلم هذا كإبادة جماعية
    Neden sadece İspanyolca anladıklarını varsayıyorsun? Ben sadece... Open Subtitles لماذا تفترض أنهم يتحدثون الإسبانية فقط ؟
    Neden patlama olunca herkesin oraya koşacağını varsayıyorsun? Open Subtitles لماذا إذا تفترض أن حدوث إنفجار سيجعل الناس تذهب تعدو نحوه؟
    Sen Hector'a yasaları çiğne dediğimi varsayıyorsun. Open Subtitles أنت تفترض أني أطلب من هيكتور خرق القانون
    - Şoförün bizim burada olduğumuzu bilmediğini varsayıyorsun. Open Subtitles -أنت تفترض أي كان من يقود لا يعرف أننا هنا
    Her zaman bir şeylerin ters gideceğini varsayıyorsun. Open Subtitles انت دائماً تفترض ان شيئاً خاطئاً سيحدث
    İkisinin de aynı yerde öldürüldüğünü varsayıyorsun. Open Subtitles أنت تفترض وقوع الجريمتين بنفس المكان.
    İkisinin de aynı yerde öldürüldüğünü varsayıyorsun. Open Subtitles أنت تفترض وقوع الجريمتين بنفس المكان.
    Yani o zamana kadar ciddi bir ilişkim olmayacağını mı varsayıyorsun? Open Subtitles اذا انت فقط تفترضين انني لن احصل على شريكة حقيقية بحلول ذلك الوقت ؟
    Peki neden bir çeşit duygusal atılımın fiziksel problemlerini dindireceğini varsayıyorsun? Open Subtitles ولماذا تفترضين أنّ حصولها على نوع من الانفراج العاطفي سيعمل على تخفيف مشاكلها الجسدية؟
    El-Kaide üyelerinin motive kaynaklarının finansal ödüller olduğunu varsayıyorsun yani. Open Subtitles أنتِ تفترضين أن المكاسب المالية هي الدافع لأعضاء "القاعدة"
    Neden otomatik olarak bunun benim hatam olduğunu varsayıyorsun? Open Subtitles أرأيت؟ ، لماذا افترضت تلقائياً بأنها غلطتي؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more