"vatandaşların" - Translation from Turkish to Arabic

    • المواطنين
        
    • المواطنون
        
    • مواطن
        
    • للمواطنين
        
    • مواطنين
        
    • المدنيين
        
    • المواطن
        
    • المُسنّين
        
    • مواطِنٍ
        
    Bu, vatandaşların günlük hayatları ve ailelerini nereye yerleştirecekleri konusunda daha iyi karar verebilmesi anlamına geliyor. TED هذا يعني أن المواطنين سيتاح لهم اتخاذ قرارات أفضل حول تحركاتهم اليومية وحول أفضل الأماكن للاستقرار مع عائلاتهم.
    Bu nedenle sizden istediğimiz şey birleşik vatandaşların değerini tekrar keşfetmek, ve hepimizin hala birer öncü olduğumuzu ilan etmek. TED لذا نطلب منكم الانضمام إلينا لأعادة اكتشاف قيمة وحدة المواطنين وللإعلان بأننا جميعنا لا نزال رواداً
    Önemli olan vatandaşların, onun sansüre uğramasını kabul etmemeleriydi. TED كان توقعات المواطنين انها لن تخضع للمراقبه.
    Bu grupların tek anlamı vatandaşların polise ayak bağı olmasıdır. Open Subtitles هذه المجموعاتِ تعني فقط المواطنون الذين يَقِفونَ في طريق الشرطةِ.
    Eğer yerel demokrasi yeşerteceksek, bu tamamiyle vatandaşların aktif ve bilgiyle donanmış bir şekilde katılımıyla olacaktır. TED إذا أردنا ازدهار ديمقراطيتنا علينا السعي وراء المشاركة والمساهمة الفعّالة لكل مواطن
    Burası vatandaşların mutsuzluklarını dillendirebilecekleri ve güçlerini gösterebilecekleri bir alan. TED أنها مساحة حيث يمكن للمواطنين التعبير عن سخطهم وإظهار قوتهم.
    Öyleyse namuslu vatandaşların bundan korunması konusunda aynı fikirde olmalısın. Open Subtitles ثم أنت يأتيك مواطنين محترمين لهم الحق أن تحميهم من هذا
    Sürekli artan bir tutkuyla sonuna kadar savaştı. Yolsuzluk ve yoksullukla mücadelede yalnızca hükümet yetkililerinin dürüst olmasının yetmeyeceğine vatandaşların da seslerini duyurmak için kenetlenmesi gerektiğine inanıyordu. TED لقد حارب حتى النهاية، بعاطفة جياشة في مكافحة الفساد والفقر، لا يلزم فقط أن يكون المسئولون الحكوميون صادقين، يجب على المواطنين أن يساندوا بعضهم لجعل أصواتهم مسموعة.
    Her anayasada yer alan ilk madde tüm vatandaşların hukuk karşısında eşit olduğudur. TED يصرح البند الأول في أي دستور أن كل المواطنين سواسية أمام القانون.
    Bunun yerine, vatandaşların şehir web sitesindeki bilgiye ulaşmak istedikleri asıl şekle uyan benzer bir paralel site yapmaya karar verdiler. TED فبدلًا من ذلك، قرروا بناء موقع مواز متوافق مع رغبة المواطنين أن يتفاعلوا مع المعلومات على موقع مدينة.
    Chris Anderson: vatandaşların hakları, Internetin geleceği. TED كريس أندرسون: حقوق المواطنين مستقبل الإنترنت
    Sessizlik, vatandaşların katılımcı olmaması, yani katılmayı istememeleri. TED الصمت من خلال عدم إشراك المواطنين ببساطة لا توجد إرادة للمشاركة
    Meclise sunulan her bir projede vatandaşların çevrimiçi platformda verdikleri karara göre oy kullanacağız. TED كل مشروع يتم طرحه في الكوغرس، كنا نقوم بالتصويت بناء على قرار المواطنين عبر المنبر الإلكتروني
    vatandaşların katılımı için yeni bir alan açmaya istekliler ve umarız ki dinlemek için de istekli olurlar. TED لديهم رغبة في فتح مساحة جديدة لمشاركة المواطنين على أمل أن تكون لديهم الرغبة بالإنصات أيضًا
    Para çalmak veya her gün çok çalışan vatandaşların parasını sızdırmak polis memurlarının rutin bir uygulaması. TED سرقة ضباط الشرطة للأموال أو ابتزاز المواطنين الكادحين الذين يعملون يوميًا لكسب عيشهم هي ممارسات يومية روتينيّة.
    vatandaşların yaptıkları su depoları kurmakla sınırlı kalmadı. TED لم تتوقف مبادرات المواطنين عند تركيب تلك الخزانات.
    Bu grupların tek anlamı vatandaşların polise ayak bağı olmasıdır. Open Subtitles هذه المجموعاتِ تعني فقط المواطنون الذين يَقِفونَ في طريق الشرطةِ.
    Belediye başkanlığından yapılan son açıklama vatandaşların derhal evlerine dönmesi yönünde. Open Subtitles أخر نصيحة من مكتب المحافظ أن يعود المواطنون لبيوتهم في الحال.
    Capitol City üzerinde bütün vatandaşların sıradan bir köpek gibi bana itaat etmesini sağlayacak DNA karışımını yayacak olan bombanın patlamasına iki dakika var. Open Subtitles لديك دقيقتين قبل ان تفجر القنبلة مدينة كابيتول ستنشر كوكتيل حمض نووي وتجعل كل مواطن مطيع لي كأنه كلب
    Bu tür araçlar sayesinde anlaşılması imkansız belgeler herkes tarafından anlaşılabilir görsellere dönüştürülüyor. Bu dışa açılımlarla vatandaşların hükümete geribildirimde bulunması ve yönetime katılması konusunda yeni fırsatların doğması heyecan verici bir gelişme. TED أدوات مثل هذه ساهمت في تحويل رف كامل من الوثائق الغامضة إلى معلومات بصرية مفهومة للجمهور، وما هو مثير أنه مع هذا الانفتاح، هنالك فرص جديدة للمواطنين اليوم لإبداء الرأي والمشاركة مع الحكومة.
    Bu polisin görevi değil mi, toplumda düzeni sağlamak adaleti temin etmek vatandaşların haklarını ve canlarını korumak? Open Subtitles كونك شرطي يعني حماية القانون والانضباط وتحقيق العداله نحن نقوم بحماية أرواح المدنيين وممتلكاتهم
    Kamu manipülasyonu için bir araç olabilir. Akılcı ve aydın vatandaşların oluşturduğu özgür toplumun temellerini aşındırarak. TED فيمكنها أن تكون أداة للتلاعب بالجماهير، وجارفة لأساس المجتمع الحر، والتي تتمثل في المواطن العقلاني المطلع.
    Yaşlı vatandaşların üçte ikisinden fazlası her yıl iki bin dolardan fazla ödemek zorunda kalabilecekti. Open Subtitles على ثلثي من المُسنّين مازالوا يدفعون أكثر من 2000 دولار في السنة
    Tüm vatandaşların buradan ayrılmak için işle alakalı geçerli bir sebebi olması gerekiyor. Open Subtitles على كل مواطِنٍ أن يأتي بسببٍ صالحٍ لكي يُسمح له بالخروجِ

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more