Güldüler, eğlendiler, alay ettiler ama onlara baktım ve şöyle dedim: | Open Subtitles | وكانوايضحكونوماإلى ذلك .. ولكنني نظرت إليهم وقلت: يا رفاق |
Binme vakti gelince onu dürttüm ve şöyle dedim: | Open Subtitles | عندما قيل لنا وقت الصعود دفعت كتفه, وقلت |
Onlara yaklaştım ve şöyle dedim: "Tamam, siz sürecinizi başlatırken ben de onlarla bir barış merkezi tasarlamak için çalışabilir miyim?" | TED | اقتربت منهم، وقلت: "حسناً، أثناء إعداد العمليات الخاصة بكم، هل من الممكن أن أقوم مع المجتمع بتصميم مركز صنع السلام؟" |
En iyi arkadaşım Claire'ı aradım ve şöyle dedim: "Biliyorum bu sana çılgınca gelecek, ama, şey ... | TED | اتصلت بصديقتي المقربة كلير وقلت لها: "أعلم أن هذا سيبدو جنونياً، و لكن، امممم |
Kalkıp sessizce yanına gittim ve şöyle dedim: ''Siz de benim gibi hatırlayacak mısınız bunu?'' | TED | لذا اتجهت نحوه وقلت بهدوء، "هل ستتذكر هذا بقدْري؟" |
"Gittim o aşağılık adama ve şöyle dedim" | Open Subtitles | ذهبت الى هذا الرفيق الوغد وقلت |
Birkaç gün önce, eşyalarımı karıştırmaya başladı ve şöyle dedim "Eşyalarımı karıştırma, ben seninkileri karıştırmıyorum. | Open Subtitles | وقلت لها لا تفتشي في أشيائي" ولا افتش في اشيائك |
(Kahkaha) Goran'a baktım ve şöyle dedim; "Unut bunu." | TED | (ضحك) نظرت الى جوران .. وقلت له " إنسى الامر " |
Aynada kendime baktım ve şöyle dedim: | TED | نظرت لنفسي في المرآة، وقلت... |
(Kahkahalar) (Alkış) Bu liseli çocuğa hemen cevap verdim ve şöyle dedim: "Evet, haklısın. Sanırım bu haftasonu bunu yapmayı deneyeceğim. | TED | (ضحك) (تصفيق) لذلك كاتبت طفل الثانوية هذا فورا، وقلت: "نعم، أنت على صواب. اعتقد أنني سأحاول القيام بذلك في نهاية الأسبوع. |
Zaman içinde şunu gördüm ki bu zaman aralığı kısalıyor, kısalıyor ve kısalıyor. Şöyle ki iki ay önce bir CEO ile tanıştım ve şöyle dedim -- ilk sohbetimize başladık. | TED | ومن ثم أرى ذلك الأفق الزمني يصبح أقصر وأقصر وأقصر، لدرجة أني قابلت أحد المدراء التنفيذيين منذ شهرين وقلت -- بدأنا بمحادثتنا الأولية. |
Yalanını yakaladım ve şöyle dedim: "Toydur." | Open Subtitles | ضبطتة وهو يكذب " وقلت " أنه صغير |
İnsanları kandırdığının farkına vardım ve şöyle dedim: "Çocuk işte." | Open Subtitles | وجدتة يغش " وقلت " أنه مجرد صبى |
Gözümü seğirtmeye başladım ve şöyle dedim... | Open Subtitles | بدأت الرعشة القديمة بالعمل، وقلت... |
Ama sonra seni düşündüm ve şöyle dedim kendime: | Open Subtitles | ثما فكرت بكٍ وقلت لنفسي |
Cody'e döndüm ve şöyle dedim: | Open Subtitles | نظرت إلى كودي وقلت |
Derhâl Carey Gibson'ı aradım ve şöyle dedim: | Open Subtitles | انا فوراً إتصلت "كاري قيبسون" وقلت لها |
Merdivenlerin en üst basamağına çıktığımızda dizlerimin üzerine çöktüm ve şöyle dedim Hillary, seninle tanıştığım zaman hayatımın sonunda bütünleştiğini hissettim. | Open Subtitles | وأعلى الدرج، جثوت على ركبتي وقلت " هيلاري)، عندما قابلتكِ، شعرت أن حياتي ازدهرت)" |
Bu yüzden onun koridoruna işedim ve şöyle dedim: | Open Subtitles | لذا تبولت في مدخل منزلهم وقلت |
ve şöyle dedim, "Beyler, sürekli seyahat ederim." | TED | وقلت: "أنا أسافر كثيراً". |