"ve altın" - Translation from Turkish to Arabic

    • والذهب
        
    • و الذهب
        
    • الذهب و
        
    • والذهبية
        
    • الذهبية من
        
    • والذهبي
        
    • وتظهر على
        
    Bu resimde gördüğünüz herşey ticari nitelikte: bakır, kurşun, gümüş, çinko ve altın. TED كل ما ترونه في الصورة هو منتجات صالحة للإستخدام في التجارة النحاس ,الرصاص ,الفضة ,الزنك والذهب
    Rehineler, asker kaçakları mahkûmlar ve altın sizde kalacak. Open Subtitles سوف تسترد الرهائن، والفارين، السجناء والذهب.
    Tungsten ve altın aynı değere sahipler. Sahtecilikte mükemmel uyum sağlarlar. Open Subtitles التنغستون و الذهب متشابهين في الوزن مما يجعله أفضل مادة للتزوير
    Mücevher ve altın tüccarları bunlara bayılacak. Doreena'yla bu işten büyük kâr edeceğiz. Open Subtitles تجار الذهب و المجوهرات سيتطلعون للشراء و أنا و دورينا سنحقق صفقات رائعة
    Ama merak etme. Eriksen erkekleri mor ve altın sarısını aslanlar gibi temsil ediyor. Open Subtitles ولكن لا تقلقي رجال عائلة "ايريكسون" يرتدون الملابس القرمزية والذهبية بفخر
    ve altın madalya, Hindistan'dan Geeta Kumari Phogat'a gidiyor. Open Subtitles الميدالية الذهبية من نصيب (الهنديّة (جيتا كوماري بوجات
    Son diktirdiğin giysinle birlikte taktın. Uzun kuyruklu, yeşil ve altın sarısı kadifeden olan. Open Subtitles تَحليتي بهم في الحفل الاخير مع ثوب من المخمل الأخضر والذهبي و ذيل طويل
    Erkeğin kalbine giden iki şey vardır; Kurşun ve altın. Open Subtitles شيئان يدخلان مباشرة في قلب الشخص الرصاص والذهب.
    Sonra, başka ürünler de var... donmuş portakal suyu...ve altın gibi. Open Subtitles وهناك منتجات أخرى مثل عصير البرتقال المثلج، والذهب
    Beş kişi ve altın asla bir sala sığmaz. Open Subtitles لا محالة . لخمسة أشخاص والذهب سيلائم على أيّ طوافة.
    Anneniz ve kız kardeşlerinizde para ve altın olmasını sağlayın. Open Subtitles تأكد أن تحصل أمك وأختيك على المال والذهب
    Asya en zengin krallıktır. Baharat ve altın diyarı! Open Subtitles آسيا هي أغنى الممالك ...أرض التوابل و الذهب
    Hayır, sadece elmas ve altın var. Open Subtitles لا، فقط المزيد من الماس و الذهب
    Lazer ve altın üzerine düşünme zamanı. Open Subtitles نحتاج لوقتٍ للتأمل بشأن الليزر و الذهب
    ~Parlak, ve altın, ve yeşil Open Subtitles كل الشروق و الذهب و الاخضر
    Ben gümüş elbise ve altın zırh giyiyorum. Open Subtitles أنا رِدائي درع الذهب و الفضة.
    Muhteşem ve altın şehir olarak yücelttiler onu Open Subtitles الرائعة والذهبية
    Elveda kırmızı ve altın renkli Bolshoi tiyatrosu. Open Subtitles الوداع يا مسرح (بولشوي) ذي الألوان الحمراء والذهبية.
    ve altın madalya Hindistan'dan Geeta Kumari Phogat'a veriliyor. Open Subtitles الميدالية الذهبية من نصيب الهنديّة (جيتا كوماري بوجات)
    Kırmızı ve altın elbette Kazanmaya geldik bu yere Open Subtitles الأحمر والذهبي بلا شك نحن هنا لنربح المباراة
    Anneni, kırmızı elbisesi ve altın ayakkabılarıyla ekranda gördüğünde gurur duyacaksın. - Bu, neden bu kadar önemli? Open Subtitles ولكن سوف تكون فخورا عندما ترى امك وهى ترتدى الفستان الاحمر وتظهر على التليفزيون

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more