Fazlalık sahibi ülkeler derken Kuzey Amerika, Güney Amerika ve Avrupa'dan bahsediyorum. | TED | وأقصد بالمناطق ذات الفائض هنا، قارات أمريكا الشمالية والجنوبية وأوروبا. |
Bu grafik size gelecek on yılda Kuzey Amerika, Güney Amerika ve Avrupa'da yaşanacak büyüme ve öngörülen büyümeyi gösteriyor. | TED | يظهر لكم هذا الرسم البياني نمو الإنتاج الحالي والمتوقع للغذاء خلال العقد القادم في أمريكا الشمالية والجنوبية وأوروبا. |
Bu arada Kuzey Amerika, Güney Amerika ve Avrupa'daki tüm üretim fazlası kalorileri yalnızca Hindistan, Çin ve Afrika'ya ihraç ettiğimizi varsayıyor. | TED | وهذا بفرض أخذ كل السعرات الحرارية الفائضة المنتجة في الأمريكيتين وأوروبا وتصديرها فقط إلى الصين والهند وإفريقيا. |
Bir asırdan fazladır, en büyük dinozor keşifleri Kuzey Amerika ve Avrupa'dan gelmekteydi. | Open Subtitles | لأكثر من قرن مضى، أتت أعظم إكتشافاتٍ للديناصورات من أمريكا الشمالية و أوروبا |
Burada doğmuş ama daha çok Afrika ve Avrupa'da yaşamış. | Open Subtitles | لقد ولدت هنا لكنها عاشت جزئيا ما بين أفريقيا و أوروبا |
Birleşik Devletler ve Avrupa'daki tüm sağlık operasyonlarını onlar yönetir. | Open Subtitles | إنهم يشرفون على كل العمليات الطبية في الولايات المتحدة وفي أوروبا. |
Bakanlıktan ve Avrupa Birliğinden soruşturmayı kapatmamız için baskı alıyoruz. | Open Subtitles | إن الوزارة والإتحاد الأوروبي تضغطان علينا للتخلي عن هذا التحقيق |
Orada ortadaki parlak iki yuvarlak ABD ve Avrupa. | TED | الفقاعتان المضيئتان هناك في الوسط هي الولايات المتحدة وأوروبا. |
Kanada ve Avrupa RBGH yasağını onayladılar. | Open Subtitles | كندا وأوروبا أيدت الحظر على الهورمون البقري. لكنه لا يزال مخفيا في توريد الحليب |
Wall Street Büyük Çöküşü'nün, USA ve Avrupa'daki sarsıntısının ardından uluslararası ekonomik kriz, Fransa'yı da vurdu. | Open Subtitles | بعد إنهيار البورصة التي دمرت . . كلا من امريكا وأوروبا وقعت الأزمة المالية الدوليـة على عاتق فرنسا |
Afrika ve Avrupa'yı birbirine bağlayan ve denizi okyanustan ayıran bir sıra dağ. | Open Subtitles | جبل ممتد لدرجة انه يقوم بوصل أفريقيا وأوروبا معاً ويجعلهم قارة واحدة ويفصل البحر عن المحيط |
Başkentte doğmuş, Amerika'da ve Avrupa'da okumuş. | Open Subtitles | وُلد في العاصمة، تلقى تعليمه في الولايات المتحدة وأوروبا. |
Sonraki iki asırda dünya Osmanlılar ve Avrupa arasındaki büyük bir güç değişimine tanık olacaktı. | Open Subtitles | سيشهد القرنان التاليان تغيّرًا كبيرًا في ميزان القوة بين العثمانيين وأوروبا |
Çin, Amerika ve Avrupa'daki endüstriyel şirketler veya büyük araba şirketleri de bunu yaparsa, hep birlikte yenilenebilir enerjiye geçişi hızlandırabiliriz. | Open Subtitles | إن قامت الشركات الكبرى بالصين وأمريكا وأوروبا وشركات السيارات الكبرى إن فعلوا هذا أيضًا عندها يمكننا بالتعاون جماعةً |
Amerika ve Avrupa'daki işsizlik yüzde 10'a çıkar. | Open Subtitles | ارتفعت البطالة فى أمريكا و أوروبا لتصبح 10 فى المائة |
Çoğunluğu Amerika ve Avrupa'da eğitim almış olan devrim muhafızları tarafından kontrol altında tutuluyor hepsi de Amerikalıları arıyorlar. | Open Subtitles | أنشأ بواسطة الحرس الثوري معظمهم مُدرّبون في أمريكا و أوروبا وكلهم يفتشون عن الأمريكيين |
ve Avrupa buna bir örnek, ve insanlar, daha az çalıştıkça yaşam kalitelesinin ve aynı zamanda saat başına üretimlerinin arttığını görüyorlar. | TED | و أوروبا هي مثال على ذلك, و أصبح الناس يرون أن جوده حياتهم قد تتطورت وذلك لعملهم لساعات أقل , و أيضا ساعات الانتاجيه لديهم زادت |
Tedavinin ülkeye ve Avrupa'ya sağ salim ulaştığını bildirmekten mutluluk duyuyorum. | Open Subtitles | يسعدني أن أعلن أن العلاج قد هبط بسلام في مختبرات في جميع أنحاء البلاد وفي أوروبا |
Dört ay önce İsviçre ve Avrupa Birliği anlaşmaya vardığından beri İsviçre'deki 75 tane paravan şirket ortadan kalktı. | Open Subtitles | قبل 4 شهور 75شركة سويسرية أفلست منذ "سويسرا" والإتحاد الأوروبي بدأوا التعاون. |
Kudüs; Afrika, Asya ve Avrupa'nın kesiştiği noktada yer alıyor. | Open Subtitles | القدس تقع في ملتقي افريقيا واسيا واوروبا. |
Daha 20 yaşında doktora tezini bitirmiş ve Avrupa'daki en iyi üniversitelerden davet edilecek kadar iyi bir yoldaydı. | Open Subtitles | في عمر العشرين فقط كان في طريقه لإتمام حصوله على درجة الدكتوراه و يكسب احترام الجامعات الكبيرة عبر أوروبا |