| Annen Vivien Skill'in kızlarından biriydi. ve babanın kim olduğunu Tanrı bilir. | Open Subtitles | كانت أمك سافلة قذرة ووالدك ، من يدري من كان ؟ |
| Eğer annenin ve babanın birlikte olduğumuzdan dolayı bir sorunları varsa bunu konuşmamız gerekiyor. | Open Subtitles | لو كان لديها هي ووالدك اي اعتراض علينا، فلابد ن نتناقش |
| Etrafta robot gibi dolaşarak, senin ve babanın burada yalnız olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | فقط كوني أعلم أنك أنت وأبيك تتجولون بالمكان كالرجال الآليين |
| Çünkü benim ve babanın dayanabileceği sınırları gördün. | Open Subtitles | لأن هناك عصيان كبير منك لا يمكن أن أتحمّله أنا وأباك |
| Burns'ün kıyafetinden Simpson'lara ait DNA bulundu ve babanın yaşlı adamın kendisi tarafından da tasdiklendi. | Open Subtitles | وأبوك تم التعرف عليه بواسطة الرجل العجوز بنفسه |
| Müdaheleyi sürmüş ve evdeki IP adresini tespit etmiş ve babanın olduğunu varsaymışlarsa küçük oğlunu değil. | Open Subtitles | أذا تتبعوا الهجوم الي هنا ومن ثم الي منزلك, كانوا سيفترضون أنه من فعل والدك, و ليس أبنه المراهق. |
| Senin ve babanın arasında her ne oluyorsa, lütfen... | Open Subtitles | أياً ما كان يجري بينك وبين والدك من فضلك... |
| Eminim ki deden de senin ve babanın bu değerli şeyleri korumasını istiyordu. | Open Subtitles | انا متأكد ان جدك ارادك ووالدك ان تحموا الاشياء الثمينة |
| O evde senin ve babanın dışında yanınızda birisinin daha olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | نعرف أنه كان هناك شخص آخر بالمنزل عداك أنت ووالدك |
| Bunca şeyle senin ve babanın uğraşmasını istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن أترك هذه الأغراض لتهتما بها أنتَ ووالدك |
| Tamam, model kılığına girdiğim ve babanın beni sanat dolandırıcılığı için karaborsa satış yapan yere götürdüğünü hatırlıyor musun? | Open Subtitles | حسناً أتتذكر عندما ذهبت متخفياً بصورة عارض أزياء ووالدك أدخلني الى السوق السوداء |
| Sen kocaman adam oldun ve babanın da buralarda sözü geçmiyor artık. | Open Subtitles | فجأة، أصبحت يافعًا، ووالدك ليس أهلاً للإتكال عليه هنا بعد الآن |
| Ailenden ve babanın hapse girdiğinden bahsedip... | Open Subtitles | وتتحدثين فيه عن عائلتكِ ووالدك الذي في السجن |
| Sen ve babanın 1943 yarışlarından bu derece etkilenmeniz ilginç. | Open Subtitles | شيء مشوق أنك وأبيك قد تأثرتما بجائزة 43. |
| Bill, hislerini benden iyi kimse anlayamaz, ...anne ve babanın yakın dostuydum. | Open Subtitles | مشروع القانون ، لا أحد يعرفك أفضل مني . كنت صديقا جيدا من أمك وأبيك . |
| Evet. - Evet. Jill, gel de annen ve babanın arkaşıyla tanış. | Open Subtitles | صحيح!"جيل", تعالي للتعرف على صديق أمك وأبيك. |
| Annenin ve babanın seni gerçekten istemediğini mi düşünüyorsun? | Open Subtitles | هل تشعر حقاً أنَّ أمّك وأباك لا يرغبون بك؟ |
| Annen ve babanın döneminde değiliz. | Open Subtitles | نحن لن نعود إلى عصر أمَك وأبوك أنظر |
| Tamam, belli ki senin ve babanın arasında... uzun zamandır bir şeyler var... çünkü poker suratın yok... | Open Subtitles | حسناً، من الواضح أن شيئاً يدور بينك وبين والدك و قد مضى عليه وقت طويل... لأنك بكل تأكيد لا تملكين وجهاً عابساً |
| Annenin miras payı ve babanın hayat sigortasıyla sana ve Rhett'e ömür boyu yetecek kadar paranız var. | Open Subtitles | ونصيب والدتكِ ووالدكِ من التأمين... .... سيكفيكِ أنتِ و"ريت" لبقية حياتكم.. |