"ve belirli" - Translation from Turkish to Arabic

    • معينة
        
    • ‫ وتلقت تعليمات
        
    • مُعيّن
        
    Öncelikle, otururlar ve belirli bir grup hastanın klinik sorununu bulalım derler. TED أولًا يجلسون ويقولون هيا بنا نحدد المشكلة سريريًا بين مجموعة معينة من المرضى
    Neredeyse bir kamçı vurulmuş gibi ve belirli bir noktada nehrin yolunu kesiyor. TED إنها مثل منحنيات السوط وينفصل عن مسار النهر في نقطة معينة.
    Depodaki silahları listedeki kayıtlarla karşılaştıracak, ve belirli günlerde adamlarının onları temizlemesini sağlayacaksın. Open Subtitles تفقد الأسلحة بالمستودع ،إستعدادا لوضع قائمة الجرد واجعل الرجال ينظفونها بأيام معينة
    Belli bir yere belirli bir saatte gidersek boyuta girecegimize ve belirli bir kisiyle görüsecegimize dair güçlü belirtiler bulmustu. Open Subtitles ‫وتلقت تعليمات تفيد أننا إذا ذهبنا ‫إلى مكان معين وفي وقت معين ‫فسندخل إلى البعد ‫وسنتواصل مع شخص معين ‫
    O sitelerde üyeler bir profil oluşturuyor ve belirli mekânlarda check-in yapıyorlar. Open Subtitles يقوم الأعضاء بإنشاء ملف شخصي، ثمّ يقومون بتسجيل الدخول في موقع مُعيّن.
    Bir ağaç konuşabilir, bir adam hayvana dönüşebilir, ve belirli koşullar göz önne alındığında, tersi de. Open Subtitles قد تتحدث الشجرة و يمكن للرجل أن يتحول إلى حيوان و على عكس ذلك نظراً لظروف معينة
    Tüm fikirleri, hayal ve felsefesi bu çocuk tarafından bir köyde esinlenildi ki belirli bir kokuyu koklayarak büyüdüğü, belirli bir ses duyduğu, ve belirli bir düşünceyi düşünerek büyüdüğü. TED كل أفكاره وخياله وباطنه والماوراء والفلسفة استلهمها من هذا الطفل الجالس في القرية التي تربى فيها على رائحة معينة على صوت معين على فكرة معينة
    Tabii ki, bir düzende gerçekleşen ve belirli cinsel aktivitelere atıfta bulunulan kurallar vardır ve bunlar sonunda sayıyla ya da sayı turu ile sonuçlanmaktadır ki bu da orgazm olma noktasına kadar vajinal cinsel temasta bulunmak demektir, en azından erkekler için. TED طبعاً, هناك قواعد, والتي تشير إلى نشاطات جنسية معينة تحدث وفق ترتيب معين, والتي سينتج عنها في النهاية تسجيل ركضة كاملة أو العودة إلى القاعدة بأمان, والتي تعني في العادة حصول اتصال جنسي مهبلي والوصول إلى اللذة, عند الشاب عالأقل.
    Şu ana kadar size gösterdiğim her şey ki bunlar Yo-Yo Ma için hyper-cello veya bir çocuğun sıkıştırmalı oyuncağı olabilir, yani müzik aletleri her zaman aynı kalır ve belirli bir sınıf insan için virtüöz veya çocuk için mesela önemlidir. TED كل ما قمت بعرضه لكم -- سواء كان الكمان الخارق ليو يو ما أو أداة النفخ لطفل -- هذه الأدوات تبقى كما هي وتظل قيمة لفئة معينة من الشخص أو الموهوب أو الطفل
    Yani, neredeyse üç aydır oradaydım ve farklı gecekondu alanlarına giderek şehri turluyordum ve Julius peşime takılmıştı ve patlak gözleri vardı ve belirli noktalarda gezinirken, destek olmak için elimi kapmıştı ki bu çoğu Kenyalının yapmayı asla düşünmediği bir şeydir. TED فقد مكثت هناك مدة ثلاثة أشهر تقريبا، و كنت أتجول في المدينة و أذهب لمختلف المناطق العشوائية و كان يوليوس يتبعنا ، وقد كان جاحظ العينين وعند أماكن معينة حيث كنا نتجول، كان يمسك بيدي للمساعدة. وهو أمر لا يقوم به معظم الكينيين.
    La Baleine Grise'de, yemek yemenin çok algılı bir deneyim olduğuna ve belirli kombinasyonlardaki tatlar ve aromaların enzimleri harekete geçirdiklerine ve beynin belirli kısımlarını uyardığına inanıyoruz, bu da hazza ve bir de, yaşadığın hoş tecrübeleri hatırlamana neden oluyor. Open Subtitles في مطعم (الحيتان الرمادية)، نؤمن أن الأكل تجربة متعددة الحواس، وتركيبات معينة من التوابل والنكهات
    Balıkların ölümünün daha "nazik" olduğunu düşünenler, onların duyusal organlarının fazlaca gelişmiş olduğunu, kompleks sinir sistemine sahip olduklarını, sinir hücrelerinin bizimkilere çok benzediğini, ve belirli uyarıcılara tepkilerinin anında ve kuvvetli olduğunu dikkate almalılar. Open Subtitles بالنسبة لأولئك الذين يعتقدون أن الأسماك تموت "بشكل ألطف"، ستجد أن درجة عالية من التطور تتطور في أعضائهم الحسية، نظمها العصبية المعقدة، والخلايا العصبية التي تشبه الى حد بعيد التي لدينا، واستجاباتها لمنبهات معينة فورية وقوية.
    Ama bence kadınlar gerçekten -- ironik bir şekilde -- piliç vuruşu gibi ucuz tür kategorileri ve belirli nüfus gruplarının belirli şeylerden hoşlandığını Hispaniklerin berlirli şeyleri sevdiği gençlerin belirli şeyleri sevdiği gibi varsayan diğer bütün tür kategorilerinin kalbine bir kazık saplamaktan sorumlu olacaklar. TED ولكني أعتقد أن المرأة في طريقها فعلا لتكون -- بما فيه الكفاية من المفارقات -- المسئولة عن قيادة الحصة من خلال قلب الفئات النوعية مثل الأفلام النسائية وجميع هذه الفئات النوعية الأخرى التي تفترض أن المجموعات السكانية المعينة تحب أشياء معينة، بأن اللاتينين يحبوا أشياء معينة، وان الشباب يحبوا أشياء معينة.
    Belli bir yere belirli bir saatte gidersek boyuta gireceğimize ve belirli bir kişiyle görüşeceğimize dair güçlü belirtiler bulmuştu. Open Subtitles ‫وتلقت تعليمات تفيد أننا إذا ذهبنا ‫إلى مكان معين وفي وقت معين ‫فسندخل إلى البعد ‫وسنتواصل مع شخص معين ‫
    Şirfeli bir ağa sızmak ve belirli bir dosyayı çalmak için talimatlar. Open Subtitles تعليمات لاختراق شبكة مُشفرة وسرقة ملف مُعيّن.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more