"ve beyaz" - Translation from Turkish to Arabic

    • وأبيض
        
    • و أبيض
        
    • وبيضاء
        
    • و الأبيض
        
    • و بيضاء
        
    • و ابيض
        
    • أبيض أو
        
    • أبيض و
        
    • أو بيضاء
        
    • وهو أبيض
        
    • وفهمت
        
    • والابيض
        
    • والبيض
        
    • و البيضاء
        
    • والأبيضِ
        
    Sıkıcı, koyu, siyah ve beyaz yazılan bu uyarı aslında bu küçük, düzenli ölüm askerlerinin, seni öldürmeye çalıştığını belirtiyor. Open Subtitles جملة مكتوبة بخط أسود وأبيض عريض و ممل أن جنود الموت النحيفة هذه تحاول قتلك في الحقيقة
    Bir bb serisi, turuncu ve beyaz türünün tek örneği. Open Subtitles "آليمنوحدة"بي بي, لونه برتقالي و أبيض , فريداً من نوعِه.
    Bu minicik el... öylesine becerikli ve güçlü... ama yine de öyle yumuşak ve beyaz ki. Open Subtitles اصابع صغيرة جميلة قوية جدا ومع ذلك ناعمة وبيضاء
    Gümüş ve beyaz. Mistik ve sihirli. Open Subtitles الفضي و الأبيض هذا سيكون ساحراً و رائعاً
    Gümüş ve beyaz kullanmışlardı. Open Subtitles المشى و الخلفيات فضية و بيضاء
    Her şey yumuşak ve beyaz. Open Subtitles كيف محل الثياب ؟ كل شيء منفوش و ابيض
    Ama büyük bir problem var: Biyolojik cinsiyet siyah ve beyaz değil. TED لكن هناك مشكلة كبيرة جدًا: الجنس البيولوجي ليس إمّا أبيض أو أسود،
    Onun siyah bir adam ve beyaz bir adam olduğunu mu söyledin? Open Subtitles -قلت أنهما رجل أبيض و آخر أسود، صحيح؟ -نعم
    Siyah ve beyaz olmanın başa bela olduğu günlerde, birimiz siyah, birimiz beyazdık. Open Subtitles لقد كنا أسود وأبيض حينما كانت تلك ما تزال مشكلة كبرى
    Ama burada kahverengiyle karışmış mavi ve beyaz boya var. Open Subtitles ولكن هنالك لون أزرق وأبيض أيضاً خلطت باللون البني يعني أنها بنية الآن
    Kırmızı, mavi ve beyaz renkli. Bayılacaksın. Open Subtitles سوف تأتي بأحمر وأبيض وأزرق سوف تحب ذلك حقاً
    Kesin olarak söyleyebildiği tek şey iri ve beyaz olduğu. Open Subtitles -كلّ ما رأته أنّه كان ضخماً و أبيض البشرة .
    Hedefi vur, yaşam ve ölüm, siyah ve beyaz. Open Subtitles إستهداف هدف، حياة أو موت أسود و أبيض.
    Kırmızı, mavi ve beyaz çipler, fakat karar veriyoruz- Open Subtitles الرقائق , حمراء , زرقاء , وبيضاء لكن نحن من يقرر,
    "Benimki güzel ve beyaz". "Benimkisi daha gür". Open Subtitles لحيتي ناعمة وبيضاء اللون حسناً لحيتي أكثر كثافة
    Gümüş ve beyaz. Mistik ve sihirli. Open Subtitles الفضي و الأبيض هذا سيكون ساحراً و رائعاً
    Gümüş ve beyaz kullanmışlardı. Open Subtitles المشى و الخلفيات فضية و بيضاء
    Her şey yumuşak ve beyaz. Open Subtitles كل شيء منفوش و ابيض
    Belki her şey düşündüğüm gibi siyah ve beyaz değildir. Open Subtitles ربما ليس كل شيء إما أبيض أو أسود كما ظننت
    Onun siyah bir adam ve beyaz bir adam olduğunu mu söyledin? Open Subtitles -قلت أنهما رجل أبيض و آخر أسود، صحيح؟
    April, her şey siyah ve beyaz olmak zorunda değil. Open Subtitles آبريل، ليس على كل الأشياء أن تكون سوداء أو بيضاء
    - Biliyorum, adam yaşlı ve beyaz ama 3 yıl sonra tahliye olacakmış. Open Subtitles أعلم فهو عجوز وهو أبيض لكنه سيخرج خلال ثلاث سنوات
    ve beyaz Yarasanın beyaz guanosu olduğunu fark ettim. Open Subtitles وفهمت بعد ذلك ان للوطواط الابيض ذرق ابيض
    Biz... yin ve yang'iz siyah ve beyaz Open Subtitles "نحن "ين" و"يان الاسود والابيض
    Birlikten doğan kuvvetimizden kriz zamanlarında siyah ve beyaz bir arada oluşumuzdan bahsettim. Open Subtitles ،تحدثتُ بشأن تضافر قوانا ،معاشر السود والبيض .عندما نهبُ كرجل واحد خلال النوازل
    Küçük şeker kutuları sarı ve beyaz. Çikolata dolu. Şekerleme olmasın. Open Subtitles علب السكر الصغيرة، الذهبية و البيضاء تُملأ بالشوكولاته، لا شمعدانات
    Bir şansı daha hak etmek için inanılmaz çalıştım. Orada sadece siyah ve beyaz. Open Subtitles عَملتُ بجدّ لإثْبات أنا أَستحقُّ آخراً فرصة هناك الأسودِ والأبيضِ

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more