"ve bir saat" - Translation from Turkish to Arabic

    • ساعة
        
    Karısı da Delhi'den Bombay'a giden ve bir saat sonra kalkacak olan trendeymiş. Open Subtitles زوجته كانت على متن قطار من نيودلهي إلى بومباي غادرت بعد ساعة لاحقة
    Ama mücadelenin karşılıklı olduğunu ve bir saat kadar sürdüğünü bilmelisin. Open Subtitles لكن يحري أن تعرفي أن القتال كان متبادَلًا ودام لحوالَي ساعة.
    Evinden çıkıyorsun ve bir saat sonra, bir kuyuda köpek gibi boğuluyorsun. Open Subtitles يخرج من هذا المنزل و بغضون ساعة يغرق مثل كلبٍ في بئر.
    Bir sabah işe gittim ve bir saat geç kaldığım için kovuldum. Open Subtitles ثم في صباح أحد الأيام، ذهبت إلى العمل وطُردت لأنّي تأخرت ساعة.
    Önündeki masada 36 tane karıştırılmış iskambil destesi var ve bir saat içinde kendi geliştirdiği ve uzmanlaştığı bir teknikle kağıt sıralamasını ezberlemek üzere. TED وأمامه على مكتبه يوجد 36 أوراق لعب مخلوطة والتي سيحاول حفظها في ساعة واحدة مستخدماً تقنية قام بإختراعها بنفسه والتي لم يتقنها إلا هو
    Yani, çalışacak bir piyanoya ihtiyacım olurdu ve bir saat sonra bir hayranımın evindeydim. TED لذا انا احتاج إلى بيانو لأتدرب عليه، وبعد ساعة من ذلك اكون في بيت معجب.
    Onun yerine yaptıkları insanları alıp teker teker soluk bir odaya koymak ve bir saat boyunca başlarına gelen kötü şeylerden konuşmalarını istemek." TED عوضاً عن ذلك فهم أخذوا الناس واحد تلو الآخر إلى غرف صغيرة داكنة وجعلوهم يتكلمون لمدة ساعة عن أمور سيئة قد حدثت لهم."
    ve bir saat düzeneği gibi her gittiğimizde aynı erkek grubu orada oluyordu, ya sevdikleri berberde bekliyorlar ya da sadece atmosferi soluyorlardı. TED وكما هي ساعة العمل، تكون هناك نفس مجموعة الرجال في كل مرة نذهب فيها، أكان الإنتظار لحلاقهم المفضل أو مجرد التمتع بالجو العام.
    İsimlendirmelerini daha sonrasında oynamalarını ve bir saat kadar etkileşimde olmalarını istedik. TED وطلبنا منهم إطلاق أسماء عليها واللعب والتفاعل معها لمدة ساعة تقريبًا.
    Ancak araştırmalara göre, bu görüşme yüz yüze olmalı ve bir saat sürmeliydi. TED إلا أن الدراسات الوطنية تخبرنا أنها لا بد أن تكون مقابلة شخصية مدتها ساعة.
    Sıfır bölgesine gittim ve,... ... bir saat boyunca önümdeki kalabalığa çarptım durdum. TED أخذت هذه إلى جراوند زيرو، وواصلت سيري عبر الجمع لمدة ساعة.
    Buraya, bu sabah Lider ile beraber geldim ve bir saat içinde ona yönelik bir suikast planını açığa çıkardım. Open Subtitles لقد وصلتُ برفقة الفوهرر هذا الصباح , و في غضون ساعة واحدة أكتشف مؤامرة لاغتياله
    - ...ve bir saat sonra kendisini öldürdü. Open Subtitles صعد إلى غرفته بعد ذلك، وبعد ساعة قتل نفسه
    Bu odaları istiyoruz. Bu adamlar yorgun ve bir saat içinde ses kontrolümüz var. Open Subtitles نريد هذه الأجنحة.هؤلاء الأشخاص مرهقون ولدينا فحص صوتي بعد ساعة.
    Beş çocuğum var ve bir saat sonra uyanacaklar. Open Subtitles 30 صباحا لدي خمسة أطفال سوف يستيقظون في غضون ساعة
    anneanne'min evine döndüm ve bir saat önceye kadar, iş arıyordum. Open Subtitles لقد عدت إلى منزل جدتي وقبل ساعة, بدأت أبحث عن وظيفة جديدة
    Dün gece yine yatmaya gelmedi ve bir saat aramadan Dursan... Open Subtitles ولم تكن هنا الليلة الماضية وسيكون شيئاً عظيماً إذا لم تتصل لمدة ساعة واحدة
    Ulysses S. Grant, beni yemeğe davet ediyor ve bir saat geç geliyorsun, hem de sarhoşsun. Open Subtitles أوليسيس إس جرانت، دعوتني للغداء ثم تظهر أمامي سكراناً ومتأخراً ساعة كاملة
    Ian gelip beni alacak oradan da ailesini alacağız ve bir saat içinde sizde oluruz. Open Subtitles ايان سوف يمر علي و سوف نذهب لوالديه و سوف نكون هنا فى خلال ساعة
    O resim için 100.000 dolar alacak ve bir saat içinde haberlerde olacak. Open Subtitles سيحصل على ما يوازى مائة ألف دولار مقابل هذه الصورة وستصبح فى الأخبار خلال ساعة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more