Şu an Avrupa ve Birleşik Devletler'de birçok klinik çalışma deneme aşamasında. | TED | عدد من التجارب السريرية تجري حاليًا في أوروبا والولايات المتحدة. |
Özellikle Çin ve Birleşik Devletler'e 200 yıl boyunca bakmak ilginç, çünkü büyük oğlum Google bu programı satın aldıktan sonra şimdi Google için çalışıyor. | TED | ما يثير الاهتمام خاصة هو مقارنة الصين والولايات المتحدة خلال مئتي عام بما ان ابني الأكبر يعمل الان لدى غوغل لقد اشترت غوغل هذه البرمجية |
Bu alt tipin ilk istilası gelişmiş ülkelerde çoktan başladı, Avustralya, Kanada ve Birleşik Devletler dahil. | TED | التجاوز المبدئي لهذه الفرعية حدث مسبقًا في الدول المتقدمة، بما فيها أستراليا وكندا والولايات المتحدة. |
Bu 1962, ve Birleşik Devletler kişi başına 16 ton salıyorlar. | TED | هذا عام 1962, و الولايات المتحدة تطلق 16 طن للفرد. |
Eğer ki ortada doğal bir müttefiklik varsa, bu kesinlikle Hollanda Cumhuriyeti ve Birleşik Devletler arasındadır. | Open Subtitles | إذا كان هناك تحالف طبيعي بالتأكيد فإنه سيكون ما بين جمهوريات هولندا و الولايات المتحدة |
Barıştırıcılar Bosna'da değil. Onlar Avrupa ve Birleşik Devletler'de. | Open Subtitles | صانعوا السلام ليسوا بالبوسنة إنهم بأوروبا والولايات المتحدة |
Yayında bir Sovyetler Birliği ve Birleşik Devletler arasında uzlaşmaya varıldığı, Kennedy'nin Khrushchev'e garanti vereceği söyleniyordu. | Open Subtitles | حيث تم بث أن قد تم التوصل لإتفاق ما بين الاتحاد السوفياتي والولايات المتحدة بمقتضاه قدم كينيدي لخروشوف ضمانات |
Meksika ve Birleşik Devletler, bir el diğerini yıkar. | Open Subtitles | المكسيك والولايات المتحدة يد واحدة تطهر الآخري |
Meksika ve Birleşik Devletler, bir el diğerini yıkar. | Open Subtitles | المكسيك والولايات المتحدة يد واحدة تطهر الآخري |
AVRUPA BİRLİĞİ VE BİRLEŞİK DEVLETLER TEMSİLCİLERİ MEVCUT KRİZE DİPLOMATİK BİR ÇÖZÜM ARAMAK İÇİN YANUKOVİÇ'LE GÖRÜŞÜYORLAR | Open Subtitles | ممثلة للإتحاد الأوروبي والولايات المتحدة جاءت لمقابلة يونوكوفيتش في سبيل إيجاد حل ديبلوماسي للأزمة الراهنة |
Amerikalılar bunla ilgili konuşmuyor ama sizi konuşuyorsunuz. İşte bu, dünyanın askerileştirilmesi, ve bunun tam merkezi Birleşik Devletler. ve Birleşik Devletler | TED | الأميركيين لا يتحدثون عن هذا ، ولكن أنتم تتحدثون . هناك هذا الشيء ، ترسانة عسكرية عالمية ، والتي تتركز هنا في الولايات المتحدة . والولايات المتحدة |
17 kişiden oluşan bir araştırma ekibine liderlik yaptım, Kanada, Norveç, Birleşik Krallık ve Birleşik Devletler'den oluşan ekiple yolculuğumuz Arktik Okyanus'un Svalbard Adaları'na uzanıyordu. | TED | ولذا قدت فريق بحث، من 17 رجلاً من كندا والنرويج والمملكة المتحدة والولايات المتحدة إلى جزر سفالبارد في المحيط المتجمد الشمالي. |
Ve hükümet liderlerinin iklim değişikliğini bütün inkarlarına rağmen C.I.A. (Merkezi İstihbarat Ajansı) Norveç donanması ve Birleşik Devletler ve Kanada, her neyse bu kaçınılmazlık karşısında bölgelerini nasıl güvence altına alacaklarını düşünmekle meşguller. | TED | لجميع منكري تغير المناخ من رؤساء الحكومات و وكالة الاستخبارات الأمريكية وأسطول البحرية النرويجي والولايات المتحدة وكندا , أي كان منشغلين بالتفكير في كيف سيحمون مناطقهم من هذا القدر المحتوم من وجهة نظرهم |
Burada, Tokyo ve Birleşik Devletler, Seattle'da test edilen bebeklerin baş döndürme testi performansları var, "ra" ve "la" gibi İngilizce'de önemli ama Japoncada önemsiz sesleri dinlediler. | TED | وما تلحظونه خلال هذا العرض المتعلق بتحريك الرأس بالنسبة للأطفال الذين أجريت لهم إختبارات في طوكيو والولايات المتحدة, هنا في سياتل, أثناء إستماعهم ل "راء" و "لا" -- فهي عبارة عن أصوات أساسية في اللغة الإنجليزية, وليس اليابانية. |
Burada büyük bir sızma olayını nasıl yaşadığımızı Avrupa'nın ve Birleşik Devletler'in güvenliğinin tehlikeye girmesini ve bunları düzeltecek en iyi kişinin ben olduğumu da açıkla. | Open Subtitles | اشرح أننا عانينا اختراقا جسيما هنا اختراقا يهدد أمن (أوربا) و(الولايات المتحدة) وأنا أفضل شخص موجود لمعالجة ذلك |
İnsanlar dört bir yanda krizi yoğun bir şekilde hissederken bize ve çocuklarımıza ait harcanan emsalsiz rakamları düşünerek şunu sorguladılar: Elbette bu parayı sadece sorumlulara ödeme yapmak yerine, yeşil ekonomiye geçişi hızlandırmak için, nüfusu yaşlanmaya hazırlamak için ve Birleşik Devletler gibi ülkelerde derin bir iz bırakan eşitsizliklere karşı mücadele etmek için kullanabilirdik. | TED | وحول العالم , الناس تظن وتفكر في المبالغ الهائلة التي تصرف من حساباتنا و من حسابات أبنائنا , الأن , في عمق هذه المشكلة , يتساءلون : بالتأكيد , إننا لابد من إستخدامها بنوع من رؤي بعيدة النظر للتعجيل بحركة التنقل و الوصول إلي إقتصاد مزدهر , للإستعداد عندما نتقدم في السن , والتعامل مع بعض الذين هم في مواقف صعبة التي تخشاه دول كهذه و الولايات المتحدة بدلا من إعطاء الأموال إلي جهات رسمية ؟ |
Bu, "Dörtlü Polis Gücü" Britanya, Fransa, SSCB ve Birleşik Devletler bazen Çin de dahil edilip "Beşli Polis Gücü" olarak görülüp artık dünyada daha başka saldırganlık olmayacağı şeklinde yorumlanabilirdi. | Open Subtitles | (بريطانيا)، (فرنسا) (الأتحاد السوفيتى) و(الولايات المتحدة) أحيانـاً كـان العدد يـرتفع إلـى خمسة ليشمل (الصيـن) معهم مـن عاصر تلك الفتـرة كـان قـادراً عـلى التنبؤ بأن العالم لن يرى المزيد من العنف مرة أخرى |