"ve bunların hepsi" - Translation from Turkish to Arabic

    • وكل هذا
        
    • وهذا كله
        
    • والأمر كله
        
    • وكله
        
    • وكلها
        
    Yakında Lily'miz müthiş bir çocuk olacak Ve bunların hepsi unutulacak. Open Subtitles عاجلا طفلتنا الصغيرة ليلي،ستكبر و تكون ناضجة وكل هذا سينتسى الى الابد
    Bak, sadece alttan al, sakin ol Ve bunların hepsi yakında geçecek. Open Subtitles فقط نبقى هنا هادئين وكل هذا سينتهى قريباً
    Görüyorsun, okulda doğal bir düzen var Ve bunların hepsi doğaya aykırı. Open Subtitles كما ترى, هناك قوانين طبيعية في الثانوية وكل هذا يخالف الطبيعة
    Resmen bir yağmur ormanı sundurmasında uyudum Ve bunların hepsi senin hatan. Open Subtitles كأني نمت في كوخ في غابة ممطرة وهذا كله بسببك
    Ve bunların hepsi sadece büyüsel şeyler. Open Subtitles وهذا كله كان سحري جداً.
    Ve bunların hepsi bizim. Open Subtitles والأمر كله لنا.
    Batgirl ve Bee'ye bir şey oldu Ve bunların hepsi beni yüzümden oldu. Open Subtitles شيئا ما حدث لبات جيرل والنحلة وكله حطئي لأنني أكتشفت
    Ve bunların hepsi gün ışığında oluyor, ve hepsi de bir nevi bıkkınlık perdesi altında korunuyor. TED كل هذه الأمور تحدث في شكل بدائى، وكلها محكومة ومحمية بقوى مملة ومضجرة من نفس المجال.
    Ve bunların hepsi DMCA'nın paylaşımı teknik olarak engelleme çabalarının başarısızlığından geliyor. TED وكل هذا يعود إلى فشل "ق. أ. م. ر." لعدم السماح بمشاركة الوسائل التقنية.
    Ve bunların hepsi... ben üçe sayıncaya kadar olacak. Open Subtitles وكل هذا سيحدث بعد أن أعد حتى الثلاثة.
    Ve bunların hepsi dünyanın en zengin şehrinde oluyor. Open Subtitles وكل هذا يحدث في أغنى مدينة على الأرض
    Hayatım kayıp Ve bunların hepsi senin suçun. Open Subtitles حياتى كلها مفقوده وكل هذا بسببك
    Hayatım kayıp Ve bunların hepsi senin suçun. Open Subtitles حياتى كلها مفقودة وكل هذا بسببك
    Ve bunların hepsi sizin için oldukça önemli gibi görünüyor. Open Subtitles وكل هذا يبدو لكي يكون مهم جداً لك
    Sığınaklarınızı, yemeklerinizi, suyunuzu Ve bunların hepsi de sizi köleliğin derin uçurumuna doğru gönderecek. Open Subtitles المأوى، الغذاء، الماء... وكل هذا يوقعكم بشكل أعمق في هاوية العبودية
    Ve bunların hepsi sadece büyüsel şeyler. Open Subtitles وهذا كله كان سحري جداً.
    Ve bunların hepsi tek bir ısırıkla başladı. Open Subtitles وهذا كله يبدء بعضّه واحدة
    Ve bunların hepsi Güney Sudan'da mı olmuştu? Open Subtitles وهذا كله حدث في جنوب السودان؟
    Ve bunların hepsi senin yüzünden kızım. Open Subtitles وهذا كله بسببكِ يا فتاة
    Ve bunların hepsi görev için mi? Open Subtitles والأمر كله للبعثة؟
    Sürecin sonunda, gerçekten harika bir gün geçirdiysem ve her şey aynı kaldıysa, kimin resimde olup kimin çıkacağına karar veriyorum Ve bunların hepsi zamana dayalı oluyor. TED إنما تتم في نهاية هذه العملية، إذا كان يوماَ عظيماَ حقاَ و بقي كل شيء على حاله، عندها سأقرر من سيبقى ومن سيخرج، وكله يعتمد على الوقت فقط.
    Yani ortada tüm bu inançlar, istekler, duygular, deneyimler var Ve bunların hepsi birbiriyle bağlantılı; bu da sizsiniz. TED وبالتالي فهناك كل هذه الأشياء، مثل المعتقدات والرغبات والأحاسيس والخبرات، وكلها متصلة ببعضها البعض، وهذا هو أنت.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more