Oysa biz, gök bilimciler, ışığı daha büyük bir ölçekte inceleriz ve bunu yapmak için başka yöntemlere başvururuz. | TED | ومع ذلك فنحن كعلماء فلك، نقوم بدراسة مجموعة واسعة من الضوء ونعتمد على طرق أخرى للقيام بذلك. |
ve bunu yapmak için savaşmaları hususunda ısrarcı olmalıyız. | TED | وعلينا أن نصرّ أنهم يحاربون للقيام بذلك. |
Bu şekilde, Güneş bize hızlı olmak için bir neden ve bunu yapmak için enerji verdi. | TED | وهكذا، أعطتنا الشمس سببًا للإسراع والوقود للقيام بذلك. |
ve bunu yapmak için, daha büyük bir gemiye ihtiyacımız var. | Open Subtitles | وللقيام بذلك نحن نحتاج لسفينة أكبر كثيراً |
ve bunu yapmak için de onlar gibi düşünmeliyiz. | Open Subtitles | وللقيام بذلك, يجب أن نفكر كما يفكرون |
Einon'ın kötülüğü yok edilene kadar asla kazanmış olmayacaksın... ve bunu yapmak için de beni yok etmelisin! | Open Subtitles | لن تنتصر أبدا حتى يدمر شر أينون كليا ولفعل ذلك عليك بتدميرى |
ve bunu yapmak için cesaret toplamaya çalışıyordum. | Open Subtitles | وكنت احاول الحصول على الشجاعة الكافية للقيام بذلك |
Bu işi bu akşam halledeceksin, ve bunu yapmak için Emma'nın telefonuna ihtiyacın var. | Open Subtitles | وأنت تسير في هذه الليلة، وستحتاج الهاتف إيما للقيام بذلك. |
En azından kurmaya çalıştığım gelecek bu ve bunu yapmak için de uzak geçmişi değiştireceğim. | Open Subtitles | أو على الأقل هذا هو المستقبل واني اسعى الى اكبر منه، وما انا ذاهب الى القيام به هو استخدام الماضي البعيد للقيام بذلك. |
Elime geçen ilk fırsatta senin canını yakacağım ve bunu yapmak için bir ağaca ihtiyacım olmayacak. | Open Subtitles | ساعمل على ان اؤذيك في اول فرصة احصل عليها وأنا لست بحاجة إلى شجرة للقيام بذلك |
Böyle alternatif bir yaklaşıma sahip olsak ve bunu yapmak için rüzgar veya güneş kullansaydık arazi alanı yaklaşık olarak New Jersey eyaletine baktığımızda yaklaşık 15 kat daha büyük olurdu. | TED | لذلك إذا كان لدينا طريقة بديلة، واستخدمنا الرياح أوالطاقة الشمسية للقيام بذلك. ستكون مساحة الأرض اللازمة حوالي 15 مرّة أكبر. تأمل الآن ولاية نيوجيرسي. |
Emily'e ev yapımı bir şeyler pişireceğime dair söz vermiştim ve bunu yapmak için bütün gecemi harcayabilirdim. | Open Subtitles | وعدت إميلي تفعل شيئا محلية الصنع... ... وكان مصمما على البقاء مستيقظين طوال الليل للقيام بذلك. |
ve bunu yapmak için sana ihtiyacım var. | Open Subtitles | وأنا بحاجة لك للقيام بذلك. |
ve bunu yapmak için de odun lazım ... | Open Subtitles | وللقيام بذلك فإننا نحتاج إلى خشب... |
Einon'ın kötülüğü yok edilene kadar asla kazanmış olmayacaksın... ve bunu yapmak için de beni yok etmelisin! | Open Subtitles | لن تنتصر أبدا حتى يدمر شر أينون كليا ولفعل ذلك عليك بتدميرى |