ve dünyada hiç kimse çayını şekersiz içmek istemediği için dünyanın ileri gelen şeker şirketlerinin işleri artmaya devam etti. | Open Subtitles | وبما انه لا احد في العالم يرغب بشرب الشاي بدون سكر تواصلت الاعمال لتحقيق الازدهار لشركات السكر الرائدة في العالم |
ve dünyada hiçbir şey bana zarar veremezmiş gibi hissederdim. | Open Subtitles | وأنا فقط كنت أشعر بأنه لا شيء في العالم سيؤذيني |
Kendini zorladın ve dünyada daha önce orada olmayan bir izlenim bıraktın. | Open Subtitles | اقتحمت الصعاب و تركت انطباعاً في العالم لم يكن موجوداً من قبل |
Gerçekten iş yapmazlar, sadece her şeyin yolunda gittiğinden emin olmak isterler ki bu da rahatsız etmektir. ve dünyada birçok yönetici var şu anda. | TED | هم لا يقومون بعمل حقيقي لذلك يتوجب عليهم التأكد من ان الآخرين قاموا بالعمل , وهو المقاطعه ونحن لدينا الكثير من المديرين في العالم الآن. |
Bu uzay istasyonu tükeniyor ve dünyada da yaşanılmaz. | Open Subtitles | هذه المحطة الفضائية تحتضر و الأرض غير صالحة للعيش |
ve dünyada ki tüm okurlar ve siz 64. sayfayı açınca... | Open Subtitles | وفى جميع أنحاء العالم ...كل قارىء ...سيفتح الآن صفحة 64 |
ve dünyada bir çok da insan var. ve dünyada bu yöneticiler yüzünden bir çok rahatsız edilme var. | TED | وهناك الكثير من الناس في العالم الآن. وهناك الكثير من المقاطعه في العالم الآن بسبب هؤلاء المديرين. |
Son iki yılda, bu çocuk beni, dünyayı ve dünyada nasıl bir rol oynadığımı yeniden düşünmeye itti. | TED | وعلى مر العامين الماضيين. هذه الطفلة أرغمتني على التفكير في العالم وكيف أشارك به. |
Dünyada her 20 dakikada bir kişiye otizm tanısı konuyor ve dünyada en hızlı büyüyen gelişimsel hastalık olmasına rağmen bilinen bir tedavisi ya da çaresi yok. | TED | وعبر العالم, كل 20 دقيقة يوجد شخص جديد تشخص حالته على انها توحد وبالرغم من انه اسرع الاضرابات نموا في العالم لا يوجد له مسبب او علاج. |
Ben insan hakları avukatıyım ve dünyada korkunç şeyler gördüm. | TED | أنا محامي حقوق مدنية، ولقد رأيت بعض الأشياء المروّعة في العالم. |
Evet, bu öyle bir onur ki. ve dünyada gerçekten bir fark yaratan bir organizasyonun huzurunda olmak harika. | TED | حسناً، يشرفني ويسعدني أن أكون ضمن منظمة تحدث وبحق فرقاً في العالم. |
ve dünyada onu yetiştirmeyi bilen tek kişi benim. | Open Subtitles | وأنا الشخص الوحيد في العالم القادر على تربيتها في المزارع |
Başarılı bir iş adamı gelip, bize başarıyı ve dünyada nasıl iz bırakılacağını anlatacaktı. | Open Subtitles | لأن عازف طبول مع فريق غنائي شهير كان آتيا ليحكي لنا عن نجاحاته و كيفية التأثير في العالم |
Başarılı bir iş adamı gelip bize başarıyı ve dünyada nasıl iz bırakılacağını anlatacaktı. | Open Subtitles | لأن عازف طبول مع فريق غنائي شهير كان آتيا ليحكي لنا عن نجاحاته و كيفية التأثير في العالم |
Bir prototip, ve dünyada bulunan tek örneği teröristlerin elinde. | Open Subtitles | إنه جهاز تجريبي والارهابيون لديهم الجهاز الوحيد في العالم |
Artık dışarıda birkaç yüz şeytan var ve dünyada bununla savaşacak yeterli avcı yok. | Open Subtitles | هناك مئات الكائنات الشيطانية بالخارج الآن و لا يوجد صيادون بما يكفي في العالم كي يتولوا أمراً كهذا |
Matematiksel olarak hiçbir yeteneğinin olmadığı kesinleşmiş ve dünyada sana iş teklif edebilecek kimse yok. | Open Subtitles | والذي هو ضمان رياضي انك ليس لديك اي مهارات وليس لديك اي شيء لتقدمه في العالم |
- Ne diyebilirim ki bir aydır yol kenarında çalışıyordun ve dünyada bir sürü cep telefonu var. | Open Subtitles | كنتِ على جانب الطريق لمدة شهر وثمة هواتف خلوية كثيرة في العالم |
ve dünyada onu konuşturmak için yeterli para olmadığını öğrenirse? | Open Subtitles | و إن اكتشف فلن يكن ثمة مال كافٍ في العالم يجعله يتحدث |
Bu uzay istasyonu tükeniyor ve dünyada da yaşanılmaz. | Open Subtitles | هذه المحطة الفضائية تحتضر و الأرض غير صالحة للعيش |
ve dünyada. | Open Subtitles | وفى جميع أنحاء العالم |