"ve doğa" - Translation from Turkish to Arabic

    • والطبيعة
        
    • الطبيعة
        
    • للطبيعة او
        
    • وعناصر الطبيعه
        
    ve doğa, bizim gibi acemi değil, hile yapmıyor. TED والطبيعة ليست بارعة مثلنا، هي فقط تقوم بعملها.
    Çalışmalarında ise sürekli Meksika halk resimlerine atıfta bulunuyordu, ondaki parlak renkleri kullanıyordu ve ölüm, din ve doğa atıflarını kullanıyordu. TED وفي عملها، كانت تعود دائماً للوحة الشعبية المكسيكية، دامجة ألوانها الزاهية مع إشارات إلى الموت والدين والطبيعة.
    Bilim ve doğa'nın sayfalarına sonradan büyük harflerle geçen kuşu ilk adlandıran bizlerdik. TED لذلك فنحن أول من سمى والتي انفجرت لاحقا في صفحات العلوم والطبيعة.
    ve doğa bu binanın sürücüsü ve jenaratörünün bir parçası olacak. TED الطبيعة هي جزء المولد، المحرك لهذا المبنى.
    ve doğa hakkında konuşurken, ki bir yazar olarak benim konumdur, bir fikir, Aldo Leopold testini karşılıyor mu, diye bakılır. TED وعندما تتكلم عن الطبيعة ، موضوعي ككاتب كيف تطابق اختبار ألدو ليوبولد؟
    Çünkü bunların Şeytan'ın ve doğa üstü ruhların yanında yaşadıklarına inanıyorlardı. Open Subtitles تختار الارواح الخارقة للطبيعة او الارواح الشريرة لتسكن بها
    Hayvanlardan ve doğa şartlarından korunmuş. Open Subtitles قد كانت رفاته محميه من الحيوانات وعناصر الطبيعه
    Aslında yaptığım doğayı örnek almaktı, ve doğa monokültürü bilmez, ama doğal bir ormanın birden fazla katmanı vardır. TED ما فعلته كان فقط أنى تابعت الطبيعة، والطبيعة لا تعرف الزراعات الأحادية، ولكن الغابات الطبيعية متعددة الطبقات.
    Mimari, insanlar ve doğa bir arada var olabilir ve bu fotoğrafta aralarında iyi bir ilişki olduğu görünüyor. TED المعمار والبشر والطبيعة يمكن أن يندمجوا ولديهم علاقة طيبة في هذه الصورة.
    Yani, yaratmaya çalıştığımız şey, mimari ve doğa arasında belirgin sınırların olmadığı bir çevre. TED لذا، ما نحاول إبداعه في الواقع بيئة مطموسة الحدود بين المعمار والطبيعة.
    Benim arayışım, insanlar ve doğa arasında ahengin olduğu bir gelecek yaratma fırsatı. TED أظن أن ما نبحث عنه هو الفرصة لخلق مستقبل فيه انسجام بين الإنسان والطبيعة.
    Milly Keşif Gezisi olarak adlandırdığı yolculukta güneş, gökyüzü ve doğa onunla birlikteydi. Open Subtitles "الشئ الذي كانت تُشير إليه كان "بعثة ميلي الشمس, السماء والطبيعة كانوا معها
    Neden affederiz küçük, önemsiz şefkatli bir hareket uğruna mantık ve doğa kanunlarına karşı çıkarız? Open Subtitles ولماذانُسامح, بتحدى قوانين المنطق والطبيعة مع تصرف واحد أحمق خالى من العاطفة
    Böylece madde ve doğa kuvvetleri hep birlikte Titreşen Sicimler başlığı altında toplanabilir. TED و بهذا فإن المادة و القوى التي تعمل في الطبيعة جميعها تم وضعها تحت عنوان واحد هو الأوتار المهتزة.
    Kitabı kimyasalların yanlış kullanımını ve doğa ve insan sağlığı üzerindeki zararlarını belgeledi. TED حيث وَثّق كتابها سوء استعمال المواد الكيماوية وتأثيرها على الطبيعة وصحة البشر.
    Tutkularımdan biri de doğayı keşfetme fikri ve doğa içindeki saklı veriyi bulma çabası. TED وأحدى محفزات المشاعر لي هي فكرة إستكشاف الطبيعة، ومحاولة إيجاد بيانات مخفية داخل الطبيعة.
    İnsanoğlunun gelişiminin ve doğa üzerindeki nihai zaferinin bir sembolü. Open Subtitles رمز التقدم ورمز انتصار الأنسان على الطبيعة
    Her şeye rağmen, bir ateş yaktık, ve doğa hakkında hiç bir şey bilmiyoruz. Open Subtitles بأي حال لقد أضرمنا ناراً، ونحن لا نعرف شيئاً عن الطبيعة
    Çünkü bunların Şeytan'ın ve doğa üstü ruhların yanında yaşadıklarına inanıyorlardı. Open Subtitles تختار الارواح الخارقة للطبيعة او الارواح الشريرة لتسكن بها
    Yalnızca siz ve doğa koşulları. Open Subtitles أنتما فقط وعناصر الطبيعه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more