| Belediye binasının planı. Su ve elektrik Dairesi'nde bulduk. | Open Subtitles | خرائط لمجلس المدينة ، شبكات الماء و الكهرباء |
| Gaz ve elektrik. İşe giderken postalamam lazım. | Open Subtitles | لدي فاتورتين يجب دفعها غداً للغاز و الكهرباء سأرسلهم بالبريد غداً في طريقي للعمل |
| Su ve elektrik departmanından bir adam elektriğe dokunduğu sırada suda duruyormuş. | Open Subtitles | شخص يعمل في مصلحة المياه و الكهرباء ..و الذي كان يقف في المياه عندما يلمس الكهرباء |
| Yağmur yağınca su basıyor, çok rutubetli ve elektrik bağlantıları çok kötü. | Open Subtitles | يفيض بالماء عندما تمطر تعرفون,انه رطب حقا و التمديدات الكهربائية فاسدة حقا |
| ve elektrik alanları manyetik değildir. | TED | والحقول الكهربائية لا تعني المغناطيسية. |
| Sisteme girmeyi başardık. Su,nükleer ve elektrik sistemine. | Open Subtitles | لدينا تحكم كامل في أنظمة المرافق الغاز والكهرباء والماء والطاقة النووية |
| Elektrikli araçlar, araç ve elektrik problemlerinin çözümünü ayrı ayrı ele almaya göre birlikte yaparak kolaylaştırıyor. | TED | لذا فإن السيارات الكهربائية تجعل مشاكل السيارات والكهرباء أيسر للحل وهي مجتمعة أكثر من حلّها بشكل منفصل. |
| Hidrolik ve elektrik sistemlerini tamir ettim. | Open Subtitles | انا اصلحت الصمامات الهيدروليكية وكهرباء الطائرة لكن تانكات الزيت تحتاج لصيانة |
| Bu sabah şehir patlamalar, kazalar ve elektrik kesilmeleriyle uyandı | Open Subtitles | على مدار السنوات الماضية ونحن نقوم بتغطية أهم الأحداث من انفجارات وجرائم قتل وسلوك شاذ ولكن الامر مختلف لما حدث هذا الصباح |
| Asker olarak öğrendiği becerilerini Bağdat'taki çilekeş insanlara su ve elektrik götüren mühendisleri doktorları, cerrahları, çocuk beslenme uzmanlarını, gazetecileri ve seçim danışmanlarını korumakta kullanmıştır. | Open Subtitles | المهارات التى تعلمها كجندى يستخدمها كى يحمى المهندسين و جلب الماء و الكهرباء الى الاشخاص الذين طالت معاناتهم فى بغداد |
| Tesisat ve elektrik odası dışındaki kameralar kapanmış. | Open Subtitles | أُطفات كاميرات المراقبة خارج غرفة السباكة و الكهرباء. |
| Biz de yollar, su ve elektrik alırsınız. | Open Subtitles | كما سنحصل أيضا على الطرق ، الماء و الكهرباء |
| Böylece, ateşin yeniden keşfiyle, enerji kullanan tüm dört sektörü bütünleştirdik -- ulaşım, binalar, endüstri ve elektrik -- ve sadece teknoloji ve politikayı değil tasarım ve iş stratejini de içerecek şekilde 4 tür innovasyonu birleştirdik. | TED | لهذا, عند اعادة ابتكار النار, دمجنا جميع القطاعات الأربعة التي تستخدم الطاقة النقل و المباني و الصناعة و الكهرباء و دمجنا أربعة أنواع من الابتكار, ليس فقط في التكنولوجيا والسياسة, بل أيضاً في التصميم و استراتيجية العمل. |
| Doğalgaz ve elektrik faturasını karşılar. | Open Subtitles | هذا سيُغطي فواتير الغاز و الكهرباء |
| Su ve elektrik. | Open Subtitles | المياه و الكهرباء |
| Miyelin yalıtkan bir maddedir ve elektrik sinyallerinin sinir lifine doğru daha hızlı hareket etmesini sağlar. | TED | حيث أن الميالين مادة عازلة تسرّع الإشارات الكهربائية المندفعة عبر ألياف الخلايا العصبية. |
| Bunu daha da yukarıya taşıyabilir ve elektrik ağımızda olduğu gibi ulaşımımızı da bir nevi asılı hâle getirebiliriz. | TED | ونستطيع تحقيق ما هو أفضل من ذلك، ونقوم بإيقاف وسائل النقل كما قمنا بإيقاف الشبكة الكهربائية. |
| KANSAS EYALETİ SU VE ELEKTRİK ŞEBEKESİ | Open Subtitles | المياه والطاقة في ولاية كنساس شبكة المياه والطاقه |
| Çalıntı bir kartvizitle herkesi Su ve elektrik İdaresi'nden olduğuna inandırmıştı. | Open Subtitles | إستعمل بطاقة عمل مسروقة ليجعل الجميع يعتقدون أنّه من وزارة المياه والطاقة. |
| Bir de çok su ve elektrik tüketenlere bak. | Open Subtitles | إذا كانوا يأوون المهاجرين سيكون هناك استهلاك عالي للكهرباء والطاقة |
| - Ama gaz ve elektrik var. Bu, üçte iki demektir. | Open Subtitles | لكن لدينا الغاز والكهرباء إنهما اثنان من أصل ثلاثة |
| Hidrolik ve elektrik sistemlerini tamir ettim. | Open Subtitles | انا اصلحت الصمامات الهيدروليكية وكهرباء الطائرة لكن تانكات الزيت تحتاج لصيانة |
| Bu sabah şehir patlamalar, kazalar ve elektrik kesilmeleriyle uyandı | Open Subtitles | على مدار السنوات الماضية ونحن نقوم بتغطية أهم الأحداث من انفجارات وجرائم قتل وسلوك شاذ ولكن الامر مختلف لما حدث هذا الصباح |