"ve en önemli" - Translation from Turkish to Arabic

    • وأهم
        
    • والأكثر أهمية
        
    • وأهمية
        
    • و أهم
        
    • وقبل كل
        
    • وقبل كلّ شيء
        
    • ومتوج بعقده في اعلاه
        
    Benim bu gezegendeki en güzel ve en önemli yaratıklarım. Open Subtitles بالنسبة لي انهن أجمل وأهم مخلوق على هذا الكوكب
    Hayır. Nathan ve Jamie'nin hayatımdaki en iyi ve en önemli şeyler olduğuna katılıyorum. Open Subtitles لا، فأنا أرى بأن نيثن وجيمي أفضل وأهم شئ حدث لي
    Geçmişi değiştirmedeki yolculuğumda, ilk ve en önemli adımdı. Open Subtitles لقد كانت أول وأهم خطوة في رحلتي لتغيير الماضي
    Ancak ilk ve en önemli işim insanlar cinsellik hakkında konuştuğunda tamamen tarafsız kalmak, utanç, şaşırma, yargılama olmadan, nerede olduğumun TED ولكن مهمتي الأولي والأكثر أهمية هو أن أبقى محايدة عندما أتحدث عن أي شيء ذي طابع جنسي، لا إحرج ولا دغدغة، ولا إصدار أحكام ولا خجل، بغض النظر أينما كنت.
    - Size kuşkusuz anlattıkları gibi, bu bizim en gizli ve en önemli operasyonumuz. Open Subtitles هذا واحد من أكثر أماكن البحث سرية وأهمية لدينا
    Elimden bir şey gelmez ama şunu belirteyim aylardır üzerinde çalıştığımız en büyük ve en önemli operasyonlarımızdan biri Austin'de suya düştü. Open Subtitles لا يمكنني سوى أنْ ألاحظ كيف إنّ واحدة من أكبر و أهم عملياتنا الت كنّا نعدّ لها منذ أشهر
    İlk ve en önemli işlevi, bir insana başkasının üzerinde koz oluşturmasıdır. Open Subtitles أولا ً وقبل كل شيء، إنه السلطة التي يملكها الشخص ضد الآخر
    Öncelikli ve en önemli olan şey dünyaya karşı duruşumuz. Open Subtitles في المقام الأول وقبل كلّ شيء هو الوجه الذي نظهره للعالم
    ve en önemli şey üstünde kurdele olması Open Subtitles ومتوج بعقده في اعلاه
    Memelerin farkına varmak meme sağlığının ilk ve en önemli aşamasıdır. Open Subtitles ملاحظة الثديين هو أول، وأهم جزء في صحة الثدي.
    Kibir ve korku seni hâlâ en basit ve en önemli dersi öğrenmekten alıkoyuyor. Open Subtitles الغرور والخوف ما زالا يمنعانك من تعلّم أبسط وأهم درس في الوجود.
    Ama dünya mükemmel değil. ve en önemli şey de seni hayatımda istiyor olmam. Open Subtitles لكن هذا ليس عالماً مثالياً وأهم شيء هو أنني أريدك في حياتي
    Olasılıkları yendik. Ses: Sanırım doğumgünü dileğin yerine geldi. MT: Ve bu aslında bana en son ve en önemli kartı bırakıyor: üzerinde bu hayli belirgin işareti olan. TED صوت: أعتقد أنك حصلت على أمنية ميلادك.م. ت: وهذا يتركني مع آخر، وأهم بطاقة على الاطلاق: تلك ذات العلامة الكبيرة جداً عليها.
    Faşizm insanların kendilerini dünyadaki en güzel ve en önemli şeye sahip olduğuna inandırır; milletlerine. TED لأن الفاشية تجعل الناس يرون أنفسهم كجزء من أجمل وأهم الأشياء في العالم... الأمة.
    ve en önemli malzeme arkadaşlığımızdı. Open Subtitles وأهم مكون في هذا كله هو صداقتنا
    Ben devamlı ilk ve en önemli olacağım. Open Subtitles يجب أن اكون الأولى والأكثر أهمية له
    İskandinavya'nın zengin insanların çoğaldığı bir yer olmasının ikinci ve en önemli nedeni ise şu: ABD'ye gittiyseniz hiç fark ettiniz mi, arabayla dolaştığınızda ve ücretli geçiş gişesinden geçtiğinizde orada oturup paranızı alan insanlar var. TED لكنّ التفسير الثاني والأكثر أهمية لكون اسكندنافية مكان تكاثر الأغنياء هو: هل لاحظتم في أي وقت مضى إن سبق وذهبتم إلى الولايات المتحدة، عندما تتجولون في ساحة لتحصيل الرسوم، يوجد في الواقع أشخاص يجلسون هناك يأخذون أموالكم.
    New York'un en güçlü ve en önemli insanlarının katıldığı bir gecedir. Open Subtitles ويحضره أفضل سكان نيويورك نفوذاً وأهمية
    Küstahlık ve korku, seni hâlâ en basit ve en önemli dersi öğrenmekten alıkoyuyor. Open Subtitles الغرور و الخوف سيقف في طريق تعلمك ﻷبسط و أهم درس على الإطلاق
    Başkan olarak öncelikli ve en önemli sorumluluğum bu filoyu ve geleceğini korumak ve gözetmektir. Open Subtitles ..مهمتي كرئيسة اولا وقبل كل شي ان احمي واحافظ علي الاسطول ومستقبله
    ve en önemli şey üstünde kurdele olması Open Subtitles ومتوج بعقده في اعلاه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more