"ve enerji" - Translation from Turkish to Arabic

    • الطاقة
        
    • والطاقة
        
    • وطاقة
        
    • والجهد
        
    • طاقة
        
    • و الجهد
        
    En ilkel açıdan renk, bir hayat ve enerji işareti. TED اللون، بطريقة بدائية للغاية، هي علامة للحياة، علامة على الطاقة.
    Feodal devletlerin hüküm sürdüğü geriye kalan su ve enerji için savaşılan ortaçağ Avrupası'na benzer bir dünya oluşmasından korkuyorum. Open Subtitles أخشى أن نرى عالماً كأوربا في العصور المتوسطة حيث تحارب المناطق الإقطاعية على ما تبقى من مصدر للماء أو الطاقة
    O şeyin yalnız olmadığını roket ve enerji tabanlı silah kullandıklarını ve bir tür görünmezlik aletine sahip olduklarını öğrendik. Open Subtitles و بأنّهم أيضاً يستخدمون الكاشف الضوئي ناهيك عن أسلحة الطاقة القائمة. و لديهم نوعُ من الأدوات التّي تجعلهم غير مرئيين.
    Çünkü solucan deliği iki tarafta da stabildir. Geleceklerindeki madde ve enerji etkilenmez. Open Subtitles لأنّ الثقب الدودي مُستقرّ عند كِلا الطرفين، المادّة والطاقة في مستقبلهم غير مُتأثر.
    Pozitif tarafı, yani bugün gördüğümüz madde ve enerji, tepe gibidir. Open Subtitles الجانب الموجب من الأشياء المادة والطاقة التي نراها اليوم كأنها التلّ
    Kavga zaman ve enerji gerektirir bu güvensizlik olayının devamı gibi bir şey. Open Subtitles الخلاف يتطلب وقتاً وطاقة أنه نوع من عدم الأتصال وعدم الثقة
    Ve birçok yönden aslında, yararsızdan da beterler çünkü onları sadece hayatta tutmak için o kadar fazla zaman ve enerji harcamamız gerekiyor ki. TED بل وفي نواحٍ أخرى عديدة هم في الحقيقة أسوأ من ذلك، حيث نحتاج إلى تكريس الكثير من الوقت والجهد فقط لإبقائهم على قيد الحياة.
    İlk olarak, sanırım onu kontrol ve enerji gerektirmediği için akıllı olarak adlandırıyoruz ve bu mimarlık için çok büyük bir mesele. TED أولا،أعتقد أننا نسميها بمواد ذكية لأنها لا تتطلب مراقبة ولا تتطلب أية طاقة وهذا أمر جلل بالنسبة للهندسة.
    Doğal olarak etrafında bulunan bütün kimyasallar proteinler ve enerji kaynaklarına ihtiyaç duyar. Open Subtitles إنه بحاجة إلي البروتينات و المواد الكيماوية و مصادر الطاقة التي توجد حوله
    ve enerji üretim metodumuzla oldukça fazla gurur duyardık. TED وكنا فخورين جدا بالطريقة التي ولدت بها الطاقة.
    ve enerji bütçesini hazırlarsanız veri transferi bedavaya geliyor. büyük oranda verimli. TED و اذا قمت بحساب ميزانية الطاقة فإن بث البيانات يكون مجانيا كفاءة عالية في استخدام الطاقة
    ve enerji tedariki bütün bu faaliyetlerin temelidir. TED وتزويد الطاقة هو أساس جميع هذه الأنشطة.
    Gıda, su, yakıt ve enerji için bir çözüm bulduğumuzu düşünüyoruz. TED نعتقد أن لدينا الحل لمشاكل الغذاء، و الماء و الوقود، و الآن الطاقة بشكل كامل.
    Birçok insanın farkına varamadığı şey açlık hissi ve enerji kullanımı beyin tarafından kontrol edilir, ve çoğunlukla siz bunu fark etmezsiniz bile. TED ولكن الشيء الذي لا يدركه الكثير من الناس هو أن الجوع واستخدام الطاقة يسيطر الدماغ عليهما، غالبياً الاقات من دون وعيك.
    Ya motorlar tekrar üretilebilir olsa ve biz bileşen malzemeleri tamir edebilsek ve enerji talebini önemli bir oranda azaltabilsek? TED ماذا لو كانت المحركات يمكن إعادة تصنيعها، ونستطيع استرجاع المكونات وبذلك نقلل بشكل كبير من طلبات الطاقة.
    Derin okyanus da aynı zamanda daha az bir hızda ısı kazanıyor, ve enerji, tüm gezegende eriyen buz ağına gidiyor. TED المحيط العميق يكتسب الحرارة كذلك بمعدل أقل، والطاقة تسير نحو الذوبان الصافي للجليد في جميع أنحاء الكوكب.
    Sonuç olarak dünya insanları için gelecekte gereken kaynak ve enerji miktarını planlamak üzere tartışırken planlarınızı 10 milyara göre yapmalısınız. TED وبالتالي عندما تناقش وعندما تخطط للموارد والطاقة اللازمة للمستقبل، للبشر على هذا الكوكب، عليك أن تخطط لعشرة مليارات.
    Diyet yapmak en iyi şekliyle bile zaman ve enerji kaybıdır. TED حتى في أفضل حالاتها، اتباع نظام غذائي مضيعة للوقت والطاقة.
    Uydular, finansal ve enerji pazarlarımızın operasyonunda bile rol oynar. TED بل إن الأقمار الصناعية تلعب دورا في العمليات المنجزة بالأسواق المالية والطاقة
    Yeni besinler daha fazla kalori ve enerji demek. Open Subtitles الأطعمة الجديدة، تعني سُعرات أكثر وطاقة أكثر.
    Daha da şaşırtıcı olan şey, kendisi 75 yaşında gayet normal, sağlıklı ve enerji doluydu ama şeker hastasıydı. TED والذي كان أكثر مفاجأة أن جدي في الخامسة والسبعين من العمر، كان طبيعيًا جدًا وبصحة وطاقة جيدتين، ولكنه كان مصابًا بالسكري.
    Sana izin verip bu işleri batırman için... çok fazla zaman ve enerji sarf ettim! Open Subtitles لقد ضيعت عليك الكثير من الوقت والجهد لأدعك تذهب وتفسد الأمور
    Basınçlı hava üfleyici sayesinde çorbayı soğutmak için üflemeye ve enerji sarf etmeye gerek yok. Open Subtitles مع آلة دفع الهواء المضغوط غير ضروري النفخ بالفم لا طاقة مطلوبة لتبريد الشوربة
    Bu turistlere neden bu kadar vakit ve enerji harcadığını anlamıyorum. Open Subtitles لا اعرف لماذا تبذل كل هذا الوقت و الجهد على هؤلاء السياح

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more