"ve güneş'" - Translation from Turkish to Arabic

    • الشمس
        
    Eğer güneş orada olmasaydı, üç Kelvin de donmuş bir buz topu olurduk ve Güneş bütün yağış sistemimizi oluşturur. TED فإن لم توجد الشمس كنا سنكون كرة جليدية بحرارة ثلاث درجات على مقايس كلفن والشمس أيضاً تحرِّك كامل الدورة المائية
    Tohum, fosfor, gübre, besin, su ve Güneş ışığı katmak durumunda kaldık. TED و غرس البذور , الفسفور السمادات ,المواد الغذائية, الماء , ضوء الشمس
    Bitki yetiştirmiş herkes bitkinin hareket ettiğini ve Güneş'e döndüğünü fark eder. TED أي شخص قام بزراعة نبتة قد لاحظ أن النبتة ستتحرك وتواجه الشمس.
    Oturduk ve Güneş omuzlarımıza vururken özgür insanlar gibi içtik. Open Subtitles جلسنا نشرب و الشمس تدفىء أكتافنا كما لو كنا رجالا
    Bu birinin çıkıp Dünya'yı eğik eksenli, kendi etrafında ve Güneş etrafında dönen bir gezegen olarak hayal etmesinden çok önceydi. Open Subtitles كان هذا قبل وقتٍ طويل من تخيُّل أي شخصٍ أنَّ الأرض كوكب يلفُّ حول نفسه بمحور مائل في مدارٍ حول الشمس
    Temiz hava ve Güneş altında... 7 ağır silahlı muhafız gözetiminde... kendisi gibi 2 mahkumla birlikte egzersiz yapıyor. Open Subtitles حيث يتمرن مع اثنان آخرين من السجناء في الهواء الطلق و أشعة الشمس تحت مراقبة آمنة لسبع حراس مسلحين
    Harika bir akşamdı ve Güneş battıktan sonra daha da güzelleşti. Open Subtitles لقد كان مساءاً رائعاً ومع غروب الشمس اصبح المكان ساحراً أكثر
    İki hafta boyunca güneş çıkmaz ve Güneş panelleriniz hiç enerji üretmez. TED وتختفي الشمس لمدة أسبوعين، ولا تنتج اللوحات الشمسية أية طاقة
    ve havanın bulutlu olduğu bir gün bir gök gürültüsü oldu ve Güneş görünmeye başladı ve ben merak ettim, kendimi yeniden iyi hissettim. TED وفي يوم مليئ بالغيوم كان هناك شقوق في السحب ولكن الشمس بدأت بالخروج وتساءلت, يمكن سأشعر بتحسن.
    Bunların sonradan deride depolandığını ve Güneş ışığının onların salınımını sağladığını ve faydalı etkileri olduğunu düşünüyoruz. TED نعتقد أنها بعد ذلك تخزن في الجلد، ونعتقد أن الشمس تطلق هذا حيث أن له بشكل عام آثار مفيدة.
    Parçacıklar bir araya gelerek kaynaşırlar ve Güneş kuantum tünelleme ile hidrojeni helyuma çevirir. TED تلتحم الجسيمات مع بعضها البعض، ثم تحول الشمس الهيدروجين إلى هيليوم عن طريق نفق الكم.
    Orada yaşam kurulacak olsaydı, temel unsurlarının hepsine sahip olurdu: kimya ve Güneş ışığı, gerekli olan her şey. TED لذلك يمكن للحياة البدء هناك حيث تتواجد جميع الأساسيات لذلك من مواد كيميائية وأشعة الشمس المطلوب لظهور الحياة
    ve Güneş eşinin tapınağının arkasından batarken, gölgesi kralın tapınağını mükemmel bir şekilde kaplar. TED وعندما تغرب الشمس وراء نصبها في فترة ما بعد الظهر، تغسل نصبه بظل نصبها بشكل رائع.
    Eğer Güneş bir yıldızsa ve Güneş'in de gezegenleri varsa diğer yıldızların da gezegenleri var mı? TED لو كانت الشمس نجمًا، ولدى الشمس كواكب، هل لدى هذه النجوم الأخرى كواكب؟
    Aslında doğal bir biçimde su kalitesini iyileştiriyorlar, deniz suyunda besinlerden ve Güneş ışığından beslenerek suyu filtreliyorlar. TED في الحقيقة، إنها تحسّن من جودة المياه بشكل طبيعي، حيث تقوم بتنقيتها أثناء تزودها بأشعة الشمس والغذاء في البحر.
    O dik, beyaz sokaklar ve Güneş ve her şey cayır cayır sıcak ve boştu. Open Subtitles هذه الشوارع المنحدرة البيضاء و الشمس و كل شئ كان محترق و أبيض و فارغ
    ve Güneş üzengilerine vurduğunda görünüşü muhteşemdi. Open Subtitles و حين كانت الشمس تسطع على ركابها تبدو فى مظهر مبهر لا يمكنك النظر إليه
    Bütün konuştuğumuz hayallerimiz ve Güneş ışığımız da. Open Subtitles كل هذا الكلام عن الأحلام وضوء الشمس الذي يدخل بيتنا
    Ama yarın, oyunlar bittiğinde ve Güneş battığında... disiplin gevşer... ve belki sizi buluştuğumuz yere götürebilirim. Open Subtitles و لكن غدا ، حين تنتهى اللعبة و تغيب الشمس سيكون النظام سهلا و ربما ستتاح لى الفرصة ان اقودك لمكان لقائنا
    Ama size bol bol istirahat ve Güneş ışığı öneriyorum. Open Subtitles ولكني أقترح الراحة وبعض الشمس الكثير من الشمس

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more