"ve her zamanki gibi" - Translation from Turkish to Arabic

    • و كالعادة
        
    • وكالمعتاد
        
    • و كالمعتاد
        
    • وكالعادة
        
    Ve her zamanki gibi, şovdan sonra kimse benimle konuşmayacak. Open Subtitles حسنا و كالعادة لا احد يتكلم معى بعد العرض
    Ve her zamanki gibi, 6:00 beri savundu. Open Subtitles و كالعادة , نتجادل منذ السادسة ماذا تفعلين هنا ؟
    Ve her zamanki gibi saat 6:00'dan beri tartışıyoruz. Open Subtitles و كالعادة , نتجادل منذ السادسه
    Evet, söyledim. Ve her zamanki gibi beni onda da geçtin. Open Subtitles نعم قد فعلت وكالمعتاد لقد إخترت أفضل شخص
    USS Panther limana demir atmıştı Ve her zamanki gibi iş arkadaşlarımla beraber tanıdıklarımızı görmek ve birer içki içmek için Subay kulübüne gittik. Open Subtitles حسنٌ المقاتلة البحرية بانثر كانت في الميناء و كالمعتاد أنا و بعض الزملاء
    Ve her zamanki gibi resmi raporumuz yayınlanacak tam bir soruşturmadan sonra. Open Subtitles وكالعادة سوف نطلعكم على تقريرنا الرسمي بعد إجراء تحقيق دقيق
    Ve her zamanki gibi yine kader! Open Subtitles و كالعادة , القدر..
    Ve her zamanki gibi... Open Subtitles و كالعادة
    Ve her zamanki gibi... Open Subtitles و كالعادة
    Ben Sarah Morris Ve her zamanki gibi yanımda Wolfbridge Üniversitesi psikoloji bölümü başkanı psikiyatrist Doktor Roger Kane var. Open Subtitles أنا "سارة مورس" وكالمعتاد "معنا دكتور " روجر كين الطبيب النفسي بالعيادة واستاذ قسم الطب النفسي
    Tabii. Ve her zamanki gibi senet karşılığı. Open Subtitles طبيعي ، و كالمعتاد سوف آخذ عموله
    Ve her zamanki gibi, Alan'a, tavuklu turta kalır... çevirmen: beddesh Open Subtitles و كالمعتاد, يحصل (آلان) على طبق طعام الدجاج
    Artık düşman, susuzluk, açlık, yorgunluk Ve her zamanki gibi yırtıcılar. Open Subtitles الآن الأعداء عطشى، جائعون، ومنهكون وكالعادة مفترسون
    O yüzden mektubuma umut Ve her zamanki gibi sevgiyle son veriyorum. Open Subtitles لذا أوقع خطابي الآن بالأمل وكالعادة بحبي
    Geçenlerde bir sabah ayakkabılarımı bulamıyordum Ve her zamanki gibi eşime ayakkabılarımı görüp görmediğini sormak zorunda kaldım. TED لم أتمكن من العثور على حذائي في صباح أحد الأيام القليلة الماضية وكالعادة ، توجب علي سؤال زوجتي إن كانت قد رأته .

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more