Tek yapman gereken, masaya yiyecek ve içki getirip götürmek ve ortalığı dağıtmamak. | Open Subtitles | كل ما هو مطلوب منك أن تحضرى الطعام والشراب.. ..من وإلى المائدة بدون أى فوضى0 |
Artık müzik ve içki zamanı! | Open Subtitles | والآن لنستمتع بالمزيد من الموسيقى والشراب |
İkinci horoza kadar alem yaptık ve içki, efendim, üç şeye yol açar. | Open Subtitles | كنا نرتشف الخمر حتى صيحة الديك الثانية والخمر يا سيدى دافع كبير إلى ثلاثة أمور |
Benim gibi doğru arkadaşların olursa, biraz uyuşturucu ve içki olur. | Open Subtitles | حسناً، بعض العقاقير و الخمر إذا كان لديك أصدقاء مثلي أنا |
Motelde buluşurlarsa ona uyuşturucu ve içki verdiğini söylemişti. | Open Subtitles | لقد قالت أنه سيعطيها مخدراتٍ وخمور إن قابلته في الفندق |
Bilmiyorum. Son zamanlarda çok fazla sigara ve içki tüketiyorsun. | Open Subtitles | لا أعلَم، مؤخرًا، أنت تدخّن كثيرًا وتشرب كثيرًا. |
Evet, şimdi! Sen bir uyuşturucu müptelasısın. Kokain ve içki içmek için her gece dışardasın. | Open Subtitles | نعم الآن، أنت مدمن مخدرات أنت تخرج كل يوم لتعاطي الكوكاين و الكحول |
Erkek gibi sigara ve içki içiyorlar. | Open Subtitles | انهم الشراب والدخان مثل الرجال. |
Bu biraz vakit alacak. Ana salonda yiyecek ve içki bulacaksınız. | Open Subtitles | لن يستغرق حديثنا أكثر من دقيقة لديكم طعامٌ وشراب فى البهو الرئيسى |
Kasaba hudutları dışında kumar oynamayı ve içki içmeyi yasaklayan bir kanun koyuyorum. | Open Subtitles | أنا أصدر قانون ضد القمار والشرب في أي مكان خارج حدود البلدة |
Red Rock'a vardığımızda, seninle Binbaşı Marquis'e yemek ve içki ısmarlayacağım. | Open Subtitles | عندما نصل إلى ريد روك سوف أقدم لك و للرائد ماركويز الطعام و الشراب |
Haplar ve içki kullanmak bazen her şeyi daha kolay hale getiriyor. | Open Subtitles | الحبوب والشراب يجعلان الأمر أسهل أحيانًا |
Sigara ve içki, ve gayler arasında her türlü iletişim. | Open Subtitles | التدخين والشراب ,وكل أنواع الاتصالات الغير ملائمة بين الجنسين |
Barım, yemek ve içki alan insanlarla dolu. | Open Subtitles | باري ملئ بالناس التي تشتري الطعام والشراب |
Birşeyler çalın, insanları eğlendirin, ben de et ve içki satarsam bir 20 dinar daha vereceğim. | Open Subtitles | إعزفا شيئاً يبهج الناس وإذا بعت اللحم والخمر ستحصلان على عشرين دينار. |
Korku içindeler. Kadın ve içki ile kendilerini rahatlıyorlar. | Open Subtitles | انهم خائفون , يشجعون أنفسهم بالنساء والخمر |
Tatlı sözler ettim, kadın ve içki ile rüşvet verdim. | Open Subtitles | لقد تملقت ورشوت بالعاهرات والخمر. |
Ve kraliçeler çiçek, masaj, çikolata ve içki elmaslar, yakutlar, zümrütler eşarp dolu sandıklar ve bir şeyin üstüne sürdüğünde ısınan değişik türde yağlardan hak ediyorlar. | Open Subtitles | و الملكات تستحق الأزهار و جلسات التدليك الشوكلاتة و الخمر الماس، الياقوت، الزمرد |
Sigara ve içki sorun değil, ...ama bu pişirme işi, bu çok fazla. | Open Subtitles | لا بأس بالسجائر و الخمر ولكن هذه البضائع المصنعة إنها ثقيلة |
- Bikini barda, elbise ve içki var. | Open Subtitles | صالات البكيني ملابس وخمور صحيح |
Sigara ve içki içtiğine ve bu kadar ahlaksız davrandığına inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أنك كنت تدخن وتشرب الكحول، وكنت ساقطاً |
Anlarsın ya çocuklar, seks ve içki, sonsuza dek süreceğini sanıyorsun. | Open Subtitles | تعلمين ... الاطفـال و الجنس و الكحول تظنين بـ ان هذا سوف يدوم الى الأبد .. |
Erkek gibi sigara ve içki içiyorlar. | Open Subtitles | انهم الشراب والدخان مثل الرجال. |
Bedava yemek ve içki varken biraz utançtan ne çıkar? | Open Subtitles | ياله من شئ مهين، وجود طعام وشراب مجاني |
Sigara ve içki içmem... bayağı annem ve düşük çenem dışında. | Open Subtitles | بعيدا عن التدخين والشرب وأمك والإسهال الدائم |
Çünkü sigara ve içki seni sersemleştirir. | Open Subtitles | لأن السجائر و الشراب أمورٌ تجعلك مملاً |
Tüm yas tutacaklara beleş yemek ve içki vaat ettim. | Open Subtitles | مكتوب فيه أكل مجاني وخمر مجاني لكل النادبون. |