Artan deniz seviyesi ve iklim değişiminden dolayı büyük risk altındalar. | TED | مجتمع في خطر كبير من ارتفاع منسوب مياه البحر وتغيّر المناخ. |
ve iklim değişikliği tehdidine rağmen dinamik bir şekilde büyümeye devam ediyor. | TED | والذي ينمو بطريقة حيوية علي مر الزمن مع تهديد تغير المناخ. |
Bu, ormanları kurtarma ve iklim değişikliğini durdurma yeteneğimizi gerçekten geliştiriyor. | TED | بالفعل ساعدتنا على النهوض بقدرتنا على حماية الغابات والحد من تغير المناخ. |
Hava kirliliği ve iklim nasıl bir arada var olur? | TED | كيف يتواجد تلوث الهواء والمناخ بنفس الوقت؟ |
Ama enerji ve iklim bu insanlar icin aşırı derecede önemli Aslında, bu gezegendeki birçok insan için olduğundan daha önemli | TED | لكن الطاقة والمناخ مهمتان للغاية لأؤلئك الناس، في الواقع، أكثر أهميةً لهم من أي شخص آخر على الكوكب . |
Meksika eski devlet başkanı Felipe Calderon tarafından başkanlığını yaptığı ekonomi ve iklim üzerine raporda, bu ana sorundur. Onunla beraber eşbaşkanım ve bu raporu dün burada New York'ta Birleşmiş Milletler binasında B.M Genel Sekreteri Ban Ki Moon'a teslim ettik. | TED | هذه هي الخلاصة الأساسية للتقرير حول الاقتصاد والمناخ الذي قام به الرئيس المكسيكي السابق فليب كالديرون، بمشاركتي، وقدمنا هذا التقرير البارحة هنا في نيويورك، في مقر الأمم المتحدة إلى الأمين العام للأمم المتحدة، بان كي مون. |
Bence insanlardan bizim cevresel bozulma ve iklim degisikligi gundemimize destek vermelerini istedigimizde de tam olarak bunu yapiyoruz. | TED | وهذا ما اعتقد اننا نفعله هنا فنحن نطلب من الناس المشاركة في مشاريعنا التي تخص الاستنزاف البيئي والتغير المناخي |
Bu ikisi de iklimi etkiliyor ve iklim değişikliğini düzenlemede yardım ettiği düşünülüyor. | TED | كلا العاملين يؤثران على المناخ والاقتراح هو أن كلاهما ساعد في اعتدال تغير المناخ. |
Fosil yakıtları diğer sera gazlarıyla birlikte pervasızca yakılıyor, ve iklim değişikliğine öncülük yapıyoruz. | TED | ولدينا الحرق الإعتباطي للوقود الأحفوري إلى جانب غازات الاحتباس الحراري الأخرى، كما تسمى، أدت إلى تغير المناخ. |
Neyse ki, Savunma Sekreterimiz Sekreter Mattis, bu konuya oldukça hakim ve iklim değişikliğinin büyük bir risk olduğunun farkında. | TED | لحسن الحظ، أن وزير دفاعنا، الوزير ماتيس يعي ذلك أيضًا، وما يعرفه أن المناخ خطر. |
Örneğin Seyşeller'de, insan hareketleri ve iklim değişikliği mercanları mahvetti. | TED | في سيشيل على سبيل المثال سببت الأنشطة البشرية وتغير المناخ تبييض الشعاب المرجانية. |
Klimatologların ve iklim aktivistlerinin kaygı, üzüntü ve bunalımları yıllardır bildiriliyor. | TED | إن معاناة علماء المناخ ونشطاءه القلق والحزن والاكتئاب تم الإبلاغ عنها على مدار سنين عديدة |
Hiç paramız, kaynağımız yoktu ve iklim grevin aslında ne olduğuyla ilgili hiçbir fikrimiz yoktu. | TED | لم نملك المال ولا الموارد ولم يكن لدينا أدنى فكرة تمامًا ما الذي يعنيه الاضراب بشأن المناخ حقًا. |
Bugün çok az bir bölümü hâlâ yetişiyor, bunlar da tarımın makineleşmesi, hastalık ve iklim değişikliği tehdidi altında. | TED | تبقى اليوم أصنافاً قليلةً منها فقط، وما تبقى من هذه الأصناف يهدده التصنيع الزراعي، والأمراض وتغير المناخ. |
Bugun enerji ve iklim hakkında konuşacağım. | TED | سأحدثكم اليوم حول الطاقة والمناخ . |
suyu toprakta tutarlar, atmosferden karbondioksiti alırlar, ve iklim değişikliği ile mücadele için temeldirler. | TED | الغابات تخزن الماء في ترابها وتنظف الهواء من ثاني أكسيد الكربون، مهمة أساسية في التصدي للتغير المناخي. |