"ve inanıyorum ki" - Translation from Turkish to Arabic

    • وأعتقد أن
        
    • وبرأيي أنهم
        
    • وأؤمن
        
    • يمكننا العثور على
        
    • و أعتقد
        
    ve inanıyorum ki teknoloji, bu devrin de sonunu getirecek. TED وأعتقد أن التكنولوجيا يمكن أن تجلب أيضا النهاية لهذه الدورة.
    ve inanıyorum ki bu üç prensip bugün dünyada karşı karşıya olunan en zorlu problemlerin bile çözümü için uygulanabilir. TED وأعتقد أن هذه الأساسيات الثلاث يمكن تطبيقها لحل بعض أكثر المشاكل صعوبة التي نواجهها في عالم اليوم.
    ve inanıyorum ki coğrafik bilgiler sizi de beni de çok sağlıklı yapabilir. TED وأعتقد أن المعلومات الجغرافية يمكن أن تجعلنا جميعاً أصحاء بشدة.
    ve inanıyorum ki, en kısa zamanda, basın tarafından kızıştırılan bu duygusal çöküntüden kurtulabileceklerdir. Open Subtitles وبرأيي أنهم في أي لحظة سيتخلصونمنتلكالأجواء... التي أثارتها الصحافة
    Evet.ve inanıyorum ki senatör bir çeşit teklifte bulunacak bana. Open Subtitles نعم وأؤمن أن السيناتور سيعرض علي عرضاً ما
    Fikir ayrılıklarında köprü görevi göreceğime ve inanıyorum ki birlikte, Amerika siyasetinde yıllardır eksik olan ortak paydayı sağlayabiliriz. Open Subtitles يُمكن أن أساعد في سد الفجوة ومعًا، يمكننا العثور على مصالح مشتركة كانت مفقوده في المشهد السياسي الأمريكي لسنوات
    ve inanıyorum ki bu açıklamadan sonra evlilik valsı çalacak. Open Subtitles و أعتقد أنه سيكون أعلان سيبرر عزف موسيقى الفالس العرائسية
    Gelecekte olacakları kontrol etmem gerekmiyor... ve inanıyorum ki her şey yoluna girecek. Open Subtitles ليس من الضروري أن أسيطر علي كل شيء في المستقبل وأعتقد أن كل شيء سيكون علي ما يرام
    Gelecekte olacakları kontrol etmem gerekmiyor... ve inanıyorum ki her şey yoluna girecek. Open Subtitles ليس من الضروري أن أسيطر علي كل شيء في المستقبل وأعتقد أن كل شيء سيكون علي ما يرام
    Onun gözlerine bakıyorum ve inanıyorum ki hapiste geçirdiği zaman onu değiştirmiş. Open Subtitles أنظر إلى عينيه، وأعتقد أن مدّته في السجن قد غيّرته،
    ve inanıyorum ki polis bunun için kocasının şüpheli olduğuna inanıyor. Open Subtitles وأعتقد أن الشرطة تظن أن الزوج مشارك في ذلك.
    ve inanıyorum ki bu bize Noel ikramiyelerini dağıtma imkânı verecek. Open Subtitles وأعتقد أن ذلك يُمكّننا من توزيع مكافآت عيد الميلاد.
    ve inanıyorum ki önümüzdeki yılların daha fazla yada daha az çalkantılı geçmesi bizim bu hedefe ne kadar eriştiğimizle orantılıdır: Küresel alana idare getirmek. TED وأعتقد أن العقود التي تنتظرنا الآن وسوف يكون إلى حد أكبر أو أقل اضطرابا أكثر أو أقل ونحن قادرون على تحقيق ذلك الهدف: لجلب الحكم إلى الفضاء العالمي.
    ve inanıyorum ki yarış sonuna kadar devam etmek üzere başladı. TED وأعتقد أن السباق أخيراً قد بدأ.
    ve inanıyorum ki halkı insansal bir sermaye için bir yük gibi gören bu zihniyetin değişimi Hindu zihniyeti'nde, meydana gelen köklü değişimlerden biridir. TED وأعتقد أن هذا التغيير في العقلية من النظر إلى الشعب على أنه عبء إلى اعتباره رأس مال بشري مثل احد التغيرات الأساسية في الفكر الهندي
    ve inanıyorum ki, Jack O'Neill bunu yapmak için hayatını tehlikeye attı. Open Subtitles وأعتقد أن "جاك أونيل" مَن خاطر بحياته لإنجاح الأمر
    ve inanıyorum ki kanunlara da aykırı. Open Subtitles وأعتقد أن هذا ضد القانون
    ve inanıyorum ki bu durum gerek yatağımı paylaştığım ve zaman zaman tabağıma yumulan hayvanlarıma karşı gerekse korku, anksiyete ve bunun gibi şeylerden sorunları olan tanıdıklarıma karşı daha meraklı daha empati sahibi bir insan yaptı. Gerçekten inanıyorum ki bir domuzun veya bir pugun beyninden veya partnerinizin beyninden tam olarak neler geçtiğini bilmeyecek olmanız size sizin onlara TED وأعتقد أن ذلك جعلني أكثر حبًّا للاستطلاع وأكثر عاطفة، تجاه الحيوانات التي تشاركني فراشي وينتهي الحال بها في صحني، وأيضًا تجاه الأشخاص الذين أعرف بشأن معاناتهم من القلق والرهاب والإضطرابات الأخرى من كل نوع، وأعتقد حقًّا أنه رغم أنك تعجز عن معرفة ما يجري داخل دماغ الخنزير أو كلبك أو شريكك، فإن ذلك لا ينبغي أن يمنعكم من التعاطف معها.
    Bugün, bizler, yüzyüze asla buluşmadığımız, fakat internet ya da diğer çağdaş iletişim araçlarıyla buluşabileceğimiz insanlarla ortak bir zemin bularak, organize olarak, ilgili olduğumuz adaletsizlikler ya da sorunlar hakkında kolektif bir hareket oluşturma kapasitesine sahibiz. ve inanıyorum ki bu, insanlık tarihinde benzersiz bir çağ olabilir, ve ben bunu gerçek küresel bir toplumun yaratımı olarak görüyorum. TED نحن الآن لدينا الإمكانية لإيجاد أرضية مشتركة مع الناس الذين لم نلتقيهم أبداً لكن الذين سنلتقيهم عبر الإنترنت وعبر كل وسائل الإتصالات العصرية، أننا الآن لدينا الإمكانية لتنظيم وأخذ تحركات إنتقائية معاً للتعامل مع المشكلة أو الظلم الذي نريد التعامل معه، وأعتقد أن ذلك يجعل هذا وقتاً فريداً في تاريخ الإنسانية، وهي بداية ما أسميه خلق المجتمع العالمي الصحيح.
    ve inanıyorum ki, en kısa zamanda, basın tarafından kızıştırılan bu duygusal çöküntüden kurtulabileceklerdir. Open Subtitles وبرأيي أنهم في أي لحظة سيتخلصون من تلك الأجواء... التي أثارتها الصحافة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more