"ve kaçtı" - Translation from Turkish to Arabic

    • وهرب
        
    • وهربت
        
    • و هربت
        
    • ثم هرب
        
    • ثم هربت
        
    • و هرب
        
    • ورحل
        
    • وفرّت
        
    Mesajı iletir iletmez salya sümük ağlamaya başladı ve kaçtı. Open Subtitles انفجر هذا واحده في البكاء وهرب والثاني قام بتسليم رسالته
    Bir tanesine bir iş önerdim, parayı aldı ve kaçtı. Open Subtitles لقد عرضت على واحداً فرصة "عمل"، ولكنه أخذ المال وهرب
    -16 yaşındayken, mücevherlerimin çoğunu çaldı ve kaçtı. Open Subtitles وحين كان في السادسة عشر، سرق كل مجوهراتي وهرب.
    Onlar mesajını iletirken bitkiden birkaç yaprak kopardı ve kaçtı. TED وعندما ذهبا ليوصلا رسالتها، انتزعت بعض الأوراق من العشب وهربت.
    İki glider peşine düştü fakat sıçrama yaptı ve kaçtı. Open Subtitles لقد طاردتها مقاتلتى جلايدرز و لكنها دخلت الفضاء الفائق و هربت
    Yani senin sarhoş şoförün öylece dışarı çıktı ve kaçtı öyle mi? Open Subtitles إذن، سائقك السكير خلص نفسه فحسب ثم هرب مبتعداً؟
    Birkaç hafta yanınızda kaldı ve kaçtı. Open Subtitles توليت رعايتها لبعض الوقت، ثم هربت.
    Bir araba karıma çarptı ve kaçtı. Open Subtitles صاحب سيارة صدم زوجتي و هرب اتمنى ان لا يكون الأمر خطيرا سيدي
    Bay Escobar, belki de yeğeniniz panikledi ve kaçtı. Open Subtitles سيد (إسكوبار)، لعل أبن أختك كان مذعوراً ورحل.
    Projeyi bitirecek bir arkadaşım vardı ama o parayı aldı ve kaçtı. Open Subtitles كان عندي زميل سلّمته المشروع، ولكنه أخذ المال وهرب..
    Bakın, müşteriye saldırdı, parayı aldı ve kaçtı gitti. Open Subtitles استمع، اتفقنا؟ هاجم الزبون، ثم اخذ المال وهرب
    Tex'i vurdu, sonra bana ateş etti, ve sonra da silahı attı ve kaçtı. Open Subtitles أطلق على تكس ثم أطلق علي ثم رمى المسدس وهرب
    tüm bildiğimiz siyah arabalı biri bana çarptı ve kaçtı. Open Subtitles الأحمق الذي صدمهُ وهرب كل ما نعرفهُ هو أنه كان شخصاً ما في سيارة سوداء
    Vahşi cinsel saldırılarla alakalı bir tarihi var, ilaçlarını bırakmış, sana yalan söyledi ve kaçtı. Open Subtitles ولديه سجلًّا من الاعتداء الجنسي بالإكراه، وقد ترك أخذ أدويته. فقد كذب عليكما وهرب مِن الشرطة.
    Seri katil Tasha Ogden adında bir kadını kaçırdı ama polisler arabasını tespit edince onu dışarı attı ve kaçtı. Open Subtitles ولكن عندما رصدت الشرطة سيارته ألقى بها خارجاً، وهرب
    Yanımdaki kız tehdit etti. Bir şey aldı, vuruldu ve kaçtı. Open Subtitles لقد هددته وأخذت شيئ اصيبت بطلق نارى وهربت
    Geyik biraz önde başladı ve kaçtı. Open Subtitles كسبت الغزلان الأسبقية ببضعة ثوان .. وهربت
    Önce ben girdim, adam benimkini bitirdikten sonra bu yanımdaki ağlamaya başladı ve kaçtı gitti. Open Subtitles أنا حقاً أشعر بالسوء حيال ذلك لذا دخلت الأولى , وعندما انتهيت هذه أخذت تبكي وهربت
    Bir Karanlık Rahibesi Arayıcı'dan çok değerli bir şeyi çaldı ve kaçtı. Nerede o? Open Subtitles راهبة الظلمة التى أخذت شيءً بالغ القيمة من الباحث و هربت ، أين هي؟
    Bombalamadan kurtuldu ve kaçtı. Open Subtitles يبدو أنها نجت من الإنفجار, و هربت
    Nereden geldiği belli olmayan bir kedi nehirdeki tüm balıkları yalayıp yuttu ve kaçtı. Open Subtitles عندما جاء قط فجأة من مكان مجهول والتهم كل الأسماك الموجودة فى البحيرة ثم هرب
    O kafayı yedi! Panik yaptı ve kaçtı. Open Subtitles لقد خافت, ثم هربت
    Michigan gölünde kamp yapıyorduk ve ben ateşten bir odun kaptım, korktu ve kaçtı. Open Subtitles كنّا نخيّم عند بحيرة ( ميشيغن ) وأخذت شعلة من النار فارتعب، و هرب
    Bay Escobar, belki de yeğeniniz panikledi ve kaçtı. Open Subtitles سيد (إسكوبار)، لعل أبن أختك كان مذعوراً ورحل.
    Söyledim sana. Günışığı yüzüğümü aldı ve kaçtı. Open Subtitles -أجبتك، أخذت خاتمي النهاريّ وفرّت .

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more